‘’İnsanları Neye Davet Ediyoruz?”
Tatvan Özgür-Der’de ‘’İnsanları Neye Davet Ediyoruz?’’ Konuşuldu.
Özgür-Der Tatvan Şubesinin Cuma seminerlerinin bu haftaki konuğu Özgür-Der Batman şubesinden Ramazan Çelikal oldu.
"İnsanları Neye Davet Ediyoruz" meselesinin konuşulduğu seminer, Tatvan Özgür-Der'in dernek binasında yapıldı.
Sebahattin Günay'ın moderatörlüğünü yaptığı seminer, Enes Ece'nin okuduğu Kur'an-ı Kerim ve mealinin ardından başladı.
Ramazan Çelikal konuşmasında genel olarak şu hususlara değindi:
Kur'an-ı Kerim'de rabbimiz üç elçi aracılığıyla bizlere insanları neye davet edeceğimizi öğretmektedir.
Allahu Teala Hud suresinin 84. ve devamındaki ayetlerde şöyle buyurmaktadır; ''Medyen'e de kardeşleri Şu'ayb'ı gönderdik. Şu'ayb onlara: Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka hiçbir ilahınız yoktur. Ölçeği ve tartıyı da eksik tutmayın; ben sizi bir refah içinde görüyorum ve ben, sizi kuşatacak bir günün azabından korkuyorum. Ey kavmim, ölçeği ve teraziyi tam dengi dengine tutun. İnsanların eşyasına densizlik etmeyin ve yeryüzünde bozgunculuk ederek fenalık yapmayın! Eğer mümin iseniz, Allah'ın helâlinden size ihsan ettiği kâr sizin için daha hayırlıdır. Bununla beraber ben sizin üzerinize gözcü değilim.''
Hud suresi 84-93 ayetlerinden Medyen halkına gönderilen Şuayb (a.s)'ın kavmini davetinden belli ipuçları yakalayabiliriz.
- Tevhid inancına davet(Allah'tan başka ilahlar edinmeyin)
- Ekonomik, siyasal ve sosyal düzeni bozmayın(Alışverişte hile yapmayın, insanların mallarını çalıp çırpmayın)
- Ahlaki olarak yozlaşmamaya dikkat edin(Hayasız işler yaparak memleketi fesada boğmayın)
- Bilin ki Allah'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmanız elbet sizin hayrınızadır. Yoksa Rabbim sizi de önceki kavimler gibi helak eder.
Yasin suresi 20-24. ayetlerde iki elçiye takviye olarak gelen 3. bir elçiyi de dinlemeyen kavme şehrin öte tarafından koşarak gelen adamın dilinden ikinci grup ipuçlarını alıyoruz.
Allahu teala Yasin suresinin 20. ve sonraki ayetlerinde şöyle buyuruyor; ''Ve şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim, (size) gönderilmiş olan resûllere tâbî olun!" dedi. (Tebliğlerine karşılık) sizden ücret istemeyen (bu) kişilere tâbî olun. Ve onlar, mehdilerdir (hidayete ermiş ve hidayete erdirenlerdir). Ve ben, niçin beni Yaratan'a kul olmayayım ki; siz, O'na döndürüleceksiniz. Ben, O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân bana bir zarar dilerse, onların şefaati bana bir (şey) fayda vermez (sağlamaz). Ve onlar beni kurtaramazlar.''
- Bana ne oluyor ki beni yaradana kulluk etmeyeyim?
- O elçiler davetleri karşılığnda hiçbir ücret istemiyorlar
- Hiçbir maddi ve manevi menfaat de beklemiyorlar
- Hem o davetçiler kendilerine çağırmıyorlar, sadece Allah'a kulluğa çağırıyorlar.
- En nihayetinde hesap vereceğimiz kişi yalnızca Allah'tır.
Neml suresi 46. ayette Semud kavmine gönderilen Salih peygamberden insanları neye davet edeceğimize dönük 3. grup ipuçlarına ulaşıyoruz.
(Salih ilahi mesaja karşı çıkanlara:) "Ey kavmim!" dedi, "İyiliği ummak yerine, neden kötülüğün çarçabuk sizi bulmasını istiyorsunuz? Belki acınıp esirgeniriz diye niçin Allah'tan günahlarınızı bağışlamasını istemiyorsunuz?"
- İman edip iki cihanda huzur ve mutluluk içinde yaşamak konusunda toplumun zihninde soru işaretleri oluşturulmalıdır.
Kur'an'da bahsedilen bu üç elçinin davet usulünden kısaca şu temel ilkeleri çıkarabiliriz:
1. İnsanları Allah'a ve O'nun rızasını kazanmaya davet etmeliyiz.
2. Ekonomik, siyasal ve sosyal alanda düzeni ifsad etmemeye, Allah'ın sınırlarını korumaya davet etmeliyiz.
3. İnsanları kendimize veya grubumuza değil, hidayet ve kurtuluş yoluna çağırmalıyız.
4. İnsanları bireysel ve toplumsal anlamda sorumlu davranmaya davet etmeliyiz.
5. İnsanlara hesap gününün olduğunu hatırlatmalıyız.
6. Davetimizi insanların yegane kurtuluş kaynağı olan Allah'ın kitabına yapmalıyız.