“Ailevi Sorunlar ve Sorumluluklarımız”

“Ailevi Sorunlar ve Sorumluluklarımız”

Tatvan Özgür-Der de bu hafta “Ailevi Sorunlar ve Sorumluluklarımız” semineri yapıldı semineri Muş Alparslan üniversitesinden Doç. Dr. Murat KAYACAN sundu.

İki bölüm halinde yapılan seminerin ilk bölümünü soru cevap yöntemiyle sunan Kayacan, özetle aşağıdaki konulara değindi.

Kur'an'da aile kelimesi geçmiyor Ehl ve âl kelimeleri geçiyor. Ancak aile hukukuna dair çok ayet bulunmaktadır. Aile eğitiminde Kur'an rehberimiz olmalıdır. Bizler Müslümanlar olarak ailemize karşı sorumluyuz. Kuran -i Kerimde;

Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyrulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir. (Tahrim 66) diye buyurmaktadır Rabbimiz.

 Kötülüğün arttığı, madde bağımlılığın arttığı  günümüzde çocuklarımıza vakit ayırmalıyız, sorunlarıyla ilgilenmeliyiz, onları kuşatmalıyız.  Bununla ilgili bir hikaye anlatılır. Çocuğun biri  Babasına  bir saatte ne kadar kazanıyorsun, demiş. Babası: 100 lira demiş. 10 lira istemiş almış ve 100'e tamamlayıp, "Baba bunu al benimle bir saat otur." demiş. Çocuklarımıza nitelikli zaman ayırmalıyız onlara gerekli ilgiyi göstermeliyiz. Küçük yaşlarında onları namaza alıştırmalıyız.

 Anne babanın çocuklarına yeterli ilgiyi, sevgiyi göstermeleri halinde çocuklarını anaokullarına göndermelerinde bir sıkıntı olmaz. Resulullah döneminde çöle gönderirler ve çocukların orada büyümesini sağlarlardı. Sütanne ilgilenirdi. Dolayısıyla çocuğun nerede olduğu kadar onunla nasıl ilgilenildiği de önemlidir.

Günümüzde özellikle huzur evlerinin arttığı bir dönemde anne babalarımıza bakmalıyız, onları ziyaret etmeliyiz. Bayramları tatil köylerindense onların yanında geçirmeliyiz. Allah onların bakımından bizleri sorumlu tutup; Onlara öf bile demememizi onlara şefkat merhamet göstermemizi emretmiştir. Bu noktada Hz. İbrahim'in babasına "ey babacığım" diye hitap edişi bizlere örnek olmalıdır.

Kayacan; Bayan-erkek eşitliği üzerine gelen bir soruya ise, "Bayan ile erkeği Eşit kabul eden feminizm akımı anlamlı değil. Allah ikisini birbirine örtü kılmıştır. Kadın-erkek ayakkabı çifti gibi görülebilir. Biri olmadan diğer pek anlamlı değildir. Birbirlerini tamamlayıcı unsur iki kişidir. Fıtrat olarak birbirlerinden farklıdır. Bu yüzden sorumluluk alanları da farklıdır. İslam'da geçindirme sorumluluğu erkektedir ve mehir vermesi de gerekmektedir. Bundan dolayı erkeğin mirastan fazla pay alması da normaldir. Buna rağmen miras dağılımında kadın ve erkeğe eşit pay verilmesinde de bir sakınca yoktur. " şeklinde cevapladı.

Karı koca arasında tartışmalar yaşanabilir bunu güzel bir şekilde çözmek gerekiyor. Özellikle özür dilemek problemi büyük ölçüde çözmektedir. Her tartışmada aslında iki tarafın da suçu vardır. Bir kimse suçun çok azını işlemiş olsa da bir büyüklük gösterip o kısmı kastederek "Yahu falanca açıdan yanlış yaptım o gün. Affedersen sevinirim." dese büyük ihtimalle sorun çözülüş olur. Bu da olmazsa her iki taraftan hakem yardımıyla probleme çözüm aranmalıdır.

Eşler arasında sorun çıkma ihtimali bulunan konulardan biri olan nişan, düğün vs. geçmişte yaşanan tatsızlıkları tekrar gündeme getirmek çok sağlıklı değil. Keşkelerin pek faydası yok. Olan olmuş, aile kurulmuş. Olumsuzlukları gündeme getirmektense bol dua edip, yapılan yanlışları değil, iyilikleri gündemde tutmak gerekir. Sitem etmek pek fayda getirmez.

Kur'an da örnek alacağımız bir çok kıssa bulunmaktadır. Hz.Yusuf kıssasındaki, kıskançlık, sabır örnekleri, Hz. Musa kıssasındaki Musa'nın annesinin göserdiği sabır ve tevekkül, İmran'ın eşinin fedakârlığı, Hz. Şuayb kıssasındaki, iyi bir baba ve kayınpeder örneği, ve diğer kıssalardaki çocuğun ahirette kurtulanlardan olmasına önem vermeleri gibi bir çok örnekle seminerin birinci bölümü sona erdi.

Seminerin ikinci bölümünde ise dinleyicilerden gelen sorularla seminer sonlandırıldı.

img-20181103-wa0012.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler