“Aile İlişkilerinde Sorumluluklarımız ve Zaaflarımız”
Tatvan Özgür-Der’de “Aile İlişkilerinde Sorumluluklarımız ve Zaaflarımız” Konuşuldu.
Tatvan Özgür-Der tarafından düzenlenen programda gazeteci yazar Kenan Alpay'ın sunumuyla "Aile İlişkilerinde Sorumluluklarımız ve Zaaflarımız" konuşuldu.
Program, Enes Ece'nin okuduğu Kur'an-ı Kerim ve mealinin ardından başlarken Kenan Alpay, konuşmasında şu hususlara değindi:
Batı, her ne kadar ferdi, bireyi merkeze koyuyor olsa da Allahu Teala, insanın yaratılışı anından itibaren insanı bir aile üzerinden temellendiriyor. Hz Adem'i tek başına yaratmadığı gibi bizleri de tek başımıza bir imtihana tabi tutmuyor.
Allahu teala, Eşlerimizin, çocuklarımızın, mallarımızın, kaygı ve korkularımızın her birinin birer imtihan olduğunu ifade ediyor. Eşler ve çocuklar, aynı zamanda Kur'an'ın ifadesiyle gözlerin ve gönüllerin sevinci.
Gözlerin ve gönüllerin sevinci hususu üzerinde yeterince durmadığımız için sürekli şikayet konularını konuşuyoruz. Tabi şikayet etmek insana belli bir zaman rahatlama verse de belli bir zaman sonra farkında olunmadan kişiler için bir ıstıraba dönüşüyor.
Türkiye'nin dört bir tarafına baktığımızda ailevi sorunların tırmanmış, boşanmaların artmış olduğunu görüyoruz.
Bu noktada bir örnekliği temsil etme hususunda iddia sahibi olan biz müslümanların adalet, tevhid, merhamet gibi ilkeleri en başta kendi hayatımız üzerinde olmak üzere ortaya koymamız gerekmektedir. Bundan ötürü bizim öncelikle yapmamız gereken iş, adaleti ve merhameti kendi ailemiz içerisinde yaşamaktır.
Bizim geleneklerimizden kaynaklanan örneğin; kadına değer verilmeyen, kadını hor gören, Kur'an onu tanımış olsa bile kadının bazı meşru taleplerini teslim etmeyen bazı sorunlar olduğunu söyleyebiliriz.
Ama bizim görevimiz, geleneği yıkmak değil, geleneği ıslah etmek, geleneği, kendisini dayandırmış olduğu insani, islami ve ahlaki olan değerlere doğru kırmadan, dökmeden taşımak olmalıdır.
Kimi anketlere, araştırmalara göre Türkiye'de dindarlık, artma eğiliminde ama dindarlıkla beraber aynı oranda içki tüketimi, kumar bağımlılığı, gayrimeşru ilişki gibi kötü haller de artmakta.
Gördüğüm kadarıyla bugün müslüman ailelerde eşler beraberce, cemaat olarak namazlarını kılmamakta. Hal böyleyken evde cemaat olamayan eşlerin, dışarıda oluşturacağı cemaat de birçok zaaflar içerecektir.
Allahu Teala'nın bizlere güzel bir örnek olarak sunduğu peygamber efendimizin eşleriyle olan münasebetine baktığımızda ideal bir aile ortamıyla karşılaşmaktayız.
Eşlerin birbirlerine karşı özellikle de çocukların yanında incitici, kırıcı laflar söylememeleri aile içerisinde karşılıklı saygı ve muhabbetin tesis edilmesi de çocukların kişiliklerini olumlu yönde etkileyebilecek hususlardan biridir.
Şehirleşmenin, nüfusun yoğun olduğu bölgelere baktığımızda aile ilişkilerinde korkunç sorunların olduğunu görebiliyoruz. Dayı, amca, teyze bilmeyen çocukların belli bir yaşa eriştikten sonra artık anne ve baba bile bilmeme durumuna gelebileceklerini tahmin edebiliyoruz. Bu sebeple bizlerin önümüzdeki nesiller konusunda son derece dikkatli olması gerekmektedir.
Herkesin elinde telefon, tablet gibi ayartıcı unsurların olduğu bir vasatta insani ilişkileri kesen bir modern zaman tuzağı ile karşı karşıyayız.
Bu modern zaman tuzağına karşı muhakkak kendimizi beslemek ve çocuklarımızı da buna göre bir şekilde yetiştirmekle mükellef olduğumuzu unutmamalıyız.
Müslüman ailelerin çocuklarının da kendi ebeveynleri gibi dernek, vakıf ortamlarına aşina olması, bu ortamlarda sosyalleşmesi gerektiğini de belirtmek durumundayız.
Dolayısıyla biz müslümanların bir gelenek oluşturma gibi bir hedefi varsa bunu; seminerler, eylemler, geziler, seyahatler, çocuk kulüpleri gibi araçlarla sağlamamız, bu tür araçları el birliğiyle çoğaltmamız gerekmektedir.
Ailede kadın ile erkek arasındaki ilişkilerin muhakkak merhamet temelli olması gerekmektedir. Eşlerin birbirlerini alay konusu yapacak, tahfif edecek ifadelerle konuşması, çocuğun zihninde onulmaz yaralar açılmasına sebebiyet verecektir.
İdeal bir müslüman ailede dikkat edilmesi gereken hususlara birkaç örnek verecek olursak birincisi; mümkünse televizyonsuz bir aile ortamının kurulması gerekir. İkincisi; mutlaka cemaat ile namazların eda edilmesi gerekir. Üçüncü olarak; evde okumalar yapmak gerekir. İslami kaynakların yanı sıra hatıratların, öykülerin okunması gerektiği kanaatindeyim.
Seminer, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.