Sivas'ta NATO Füze Kalkanı Protesto Edildi
Özgür-Der Sivas Temsilciliği, NATO füze savunma radarlarının Malatya’ya kurulacak olmasını protesto etti.
Özgür-Der Sivas Temsilciliği, NATO füze savunma radarlarının Malatya’ya kurulacak olmasını bir basın açıklaması ile protesto etti. Dün yapılan ve Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın Sivas'taki programıyla eş zamanlı gerçekleştirilen basın açıklaması medya tarafından ilgiyle takip edildi.
Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni:
SİYONİST KATİLLERDEN HESAP SORMAYA EVET
NATO’YA, FÜZE KALKANI’NA VE RADARA HAYIR!
17 Eylül 2011
Filistin topraklarını işgal etmeye başladığı günden bu yana zulümlerine aralıksız devam eden Siyonist İsrail çetesi bu güne kadar uluslar arası kamuoyunda tepki görmek bir tarafa ciddi destekler aldı. Yıllarca yaptığı zulümler, katliamlar varlığını koruma hakkı adına mazur ve mecbur görüldü. İsrail Filistin topraklarındaki bu pervasız ve zalimane tutumunu en şiddetlisiyle Gazze’ye uyguladığı insanlık dışı abluka ile günümüzde de devam ettiriyor. İsrail, sadece insani yardım götürme maksadı ile yola çıkan ve tüm insanlığın vicdanını taşıyan Mavi Marmara Gemisi’ne uluslar arası sularda vahşice bir saldırı düzenleyerek 9 kardeşimizi şehid etti, onlarcasını yaraladı.
Siyonist İsrail in yaptığı bu hunhar saldırıya dünya kamuoyunda gereken tepki verilmedi. Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere Batılı devletler İsrail’in uyguladığı zalimane politikalara göz yummaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin işgal ve katliamlardan sorumlu İsrail çetesine yaptırım uygulama kararını sonuna kadar destekliyoruz. Hükümetten kamuoyuna deklare ettiği beş maddelik yaptırım kararını, özellikle saldırı emrini veren ve icra eden İsrailli yetkililer hakkında Türkiye mahkemelerinde hukuki süreci ciddiyetle işletmesini ve devamında da gereken adımların atılmasını istiyoruz. Gazze’ye uygulanan ambargonun sona erdirilmesi talebi İsrail’in zulümlerine tamamen engel olmasa bile bu güne kadar ilk defa bölgede bir devletin İsrail’e “Artık Yeter” itirazını yükseltmesi anlamına gelmektedir.
Bu güne kadar İsrail ile ilişkilerin bozulmaması için her türlü zulme göz yuman edilgen ve işbirlikçi dış politikanın terk edilmeye başlanması sevindiricidir. AK Parti hükümetinin ABD-İsrail ekseninin terk edilmesi yolunda ciddi adımlar atarak İsrail devletinin zulümlerine karşı durması takdir edilecek ve desteklenecek bir siyasettir. Hükümetin Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması şartını koşması Türkiye için geçmişte İsrail’le stratejik işbirliği adına duyarsız kaldığı Filistin meselesine olması gereken tepkiyi göstermesi açısından önem arz etmektedir. Türkiye’deki İslami duyarlılıkları temsil eden bir kuruluş olarak despot İsrail rejimine karşı olumlu ancak derinleştirilmesi gerektiğine inandığımız yaptırımların takipçisi olacağız.
İsrail ile Türkiye arasında yaşanan gerginlik tüm gündemi işgal ederken Türkiye ne yazık ki NATO’nun Füze Kalkanı projesine imza attı. Sorun Füze Kalkanı projesine kimin komuta edeceği sorunu değildir. ABD ve emperyalist ortaklarının sözlerinin, vaatlerinin de hiçbir geçerliliği yoktur. Türkiye’ye kurulacak füze kalkanı emperyal devletlerin İslam coğrafyasını kuşatma operasyonunun bir parçasıdır. Bu anlamda Türkiye’ye NATO çatısı altında taşeronluk yaptırılmak istenmektedir. Soğuk savaşın sona ermesiyle NATO, yeni düşman tanımlamasında birinci sıraya İslam’ı koydu. NATO yeni misyonu ile Müslüman halkların emperyalizmin ve yerli despotların tasallutundan kurtulmasını askeri olarak engel olmak istiyor.
Türkiye 80 yıllık işbirlikçilik geleneğinin ürettiği bağımlılık ve alışkanlıklara sahip bir ülke. Bu hattın bugüne kadar sadece zillet ve ihanet ürettiği biliniyor. Son dönemlerde AK Parti hükümetinin dış politikada görece bağımsız bir tutum takınmasının ve çeşitli dayatmalara direnmesinin sadece ülke içinde değil, tüm dünyanın mazlum hakları nezdinde itibar vesilesi olduğu da biliniyor. Hükümet bu doğrultuda hareket etmeli, işbirlikçilik geleneğine göre değil, Türkiye ve Ortadoğu halklarının taleplerine göre davranmalıdır.
Türkiye’nin soğuk savaş öncesi Sovyet Rusya’ya karşı bir tampon görevi gördüğü gibi günümüzde de kurulacak olan Füze Kalkanı ile İslam coğrafyası için ileri karakol görevi üstlenmesi asla kabul edilemez. Kurucu felsefesi İslam’ı hedef tahtasına koyan NATO örgütlenmesinin içinde halkı Müslüman bir ülke olan Türkiye’nin bulunması ve bu yapılanmanın menfur amaçlarına hizmet etmesi asla tasvip edilemez. Türkiye kaynaklarının anlaşma imzalandıktan sonra Türkiye’nin kalkanda bir karar değişikliğine gitmesinin söz konusu olmadığını vurguluyorlar. . Bu kararının kendi dış politikası ve geleceği için intihar; coğrafya halkları için ise ihanet anlamına geleceği ortadadır. Bu sebeple Hükümetin Gazze konusundaki gösterdiği duyarlılığı NATO’nun füze kalkanına yahut Malatya’da kurulması öngörülen radar projesine ev sahipliği yapmasını kınıyor ve protesto ediyoruz.
Son olarak, Füze kalkanına benzer nitelikte içe dönük olarak halkla Kur’an’ın aydınlık mesajı arasına kalkan olan İlköğretimde devam eden başörtüsü yasağının, her sabah çocuklara okutulan “Andımız” zulmü, Milli Güvenlik dersi saçmalığı ve Anadil yasağının da bir an önce kaldırılmasını talep ediyor ve beklentilerimizin karşılanması için aralıklarla yapacağımız basın açıklamaları yapacağımızı deklare ediyoruz.
İslami kimlik sahibi bir kuruluş olarak, Hükümetin veya uluslar arası kuruluşların zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alan bütün davranışlarını desteklediğimiz gibi zalimlerin zulümlerini arttıracak her adımın da karşısında olduğumuzu tekraren ifade ediyoruz.
ÖZGÜR-DER SİVAS TEMSİLCİLİĞİ