Sivas'ta “İslam’da Birlik Problemi" Semineri
Sivas Özgür-Der'de bu hafta Prof. Dr. Talip Özdeş, “İslam’da Birlik Problemi" başlıklı bir seminer sundu.
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER) Sivas Temsilciliğinin Kasım ayı seminer çalışmalarının konuğu Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Talip Özdeş'ti.
Özdeş, "İslam'da Birlik Problemi" konulu bir sunum yaptı. Oldukça ilgiyle takip edilen ve seminer sonunda bolca soru-cevap faslının gerçekleştiği programın notları şu şekilde:
***
Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve tefrikaya düşmeyin. Sonra rüzgârınız kesilir. Mü'minlerin arasını ıslah edin. Vahdet, tevhid birlik demektir.
Aynı grup içerisinde çok farklı yapılar oluyor. Milyarlarca insan var ancak farklı farklı. Kur'an "üstünlük takvadadır" diyerek farklılığı düzenlemiştir. Farklılık içinde birliği kavramak Tevhid ve bu birlikte Allah'ın birlenmesi. Tevhid bu birlik anlayışının kavranmasıdır.
Farklı etnik yapılar değer ölçüsü değildir. Takva sahiplerinin özellikleri imanla, salih amelle, ihsanla irtibatlandırılıyor. Yani inanç ve eylemle. Allah- insan ve kainat ilişkisinin doğru bir zemine oturtulması lazım. Temel fıtri ölçüler yitirildiği için bir kopma yaşanmıştır. Modernite ile birlikte dini bir düşüş gerçekleşiyor. Yerini ırkçılık ve etnik milliyetçiliğe bırakmıştır.
İhtilaf insani bir durum. İhtilaf ile tefrika aynı şey değildir. Tecrübelerimiz farklı olabilir. İhtilaf normaldir ancak esaslar ve ilkeler üzerine ihtilaf rahmet değil zulüm meydana getirir.
Zikrin Allah tarafından korunması Alah'ın şeriatında bir değişiklik olmadığı anlamına gelir. Değişen şeriat değil şir'adır. Temel prensipler aynı ancak bu prensiplerin çağa, şartlara ve kültüre göre yorumu ise şir'adır. Şir'a şeriatın bir forma girmesidir.
Alevi İslam'ı, Türk İslam'ı, Sünni İslam'ı, Arap İslam'ı olmaz. İslam bir tanedir. Tefrika tevhidci değil tektipçidir. Kendinden başkasına yaşama hakkı tanımaz.
Zincir nerede kopuyor? Kur'an neyi öne çıkarıyor?
Kur'an temel prensipleri ve ilkeleri ortaya koyuyor.
Allah'a Rasulüne ve Ulu'l Emre itaat edin ama aranızda ihtilafa düşerseniz Allah'a ve Rasulüne götürün buyuruluyor. Anlaşmazlıkları Ulu'l- emr'e götürün demiyor bu şekilde ulu'l-emr'e mutlak itaat olmaz. Mutlak itaat Allah'adır.
İlk dönemlerden itibaren maalesef kabilecilik ruhlarda devam etmiştir. Ve Emeviler döneminde kabilecilik yeniden egemen olmuştur. İslam'ın yeterince içselleştirilemeyişi sebebiyle cahiliye adetlerine dönüşler yaşanmıştır.
Mezhepler, meşrepler, gruplar değer ölçüsü değil nesnedirler. Bugün Esed'e mezhebi saiklerle destek vermek bariz mezhepçiliktir.
Cemaat ve yapıların prensiplere tabi olması gerekir. İlke ve prensipler yerine nesne oturtulursa cemaatçilik ve mezhepçilik olur. Çatışmayı doğuran prensip ve ilkelerin çıkarlara feda edilmesidir.