Sivas’ta “İnsan ve İletişim” Semineri
Özgür-Der Sivas Temsilciliği’nde “İnsan ve iletişim” Konuşuldu.
Özgür-Der Sivas Temsilciliği’nin bu haftaki seminer konusu “İnsan ve İletişim” idi. Konuşmayı Sivas’ta yıllardan beri İslami çaba ve gayretlerin içerisinde yer almış bir isim olan Mustafa Sevinç gerçekleştirdi. Hazırladığı slaytlar eşliğinde, dinleyicilerin dikkatini canlı tutmayı başaran Sevinç, sunumunda şunları söyledi:
Allah (cc) şöyle buyurur: ‘Rahman olan Allah Kur’an’ı öğretti. İnsanı yarattı, ona beyanı (anlamayı) öğretti. (55: 1-4)
Allah (cc) bize konuşmayı öğretti. Bizim rolümüz sadece mesajı açık ve saf bir şekilde iletmektir. Etkili iletişimin önünde birçok engel vardır. Bugün birçok suç iletişime yükleniyor; ister bir çiftin boşanması olsun, ister bir işçiyi harekete geçirmek veya okuldan ayrılmak, İletişim insanları içine alır; bazen herkesin ‘halk’ işi içinde olduğu iddia edilir. Bu yüzden, genel kanının aksine herkes yöneticidir. Çocuklar anne babaları idare eder, öğrenciler öğretmenlerini ve sekreterler başlarındaki idarecileri. Maalesef çocukluğumuzdan itibaren, samimi olmamak üzere yetiştiririz. Bu nedenle başkalarıyla iletişimde binlerce maske arkasına saklanırız. İnsanlar suni bir hayat yaşar ve başkalarının onları keşfetmesinden, alay etmesinden ve reddetmesinden korkarlar. Başkalarının dediklerine kanmamalıyız, fakat söylemedikleri şeyleri dikkatle dinlemeliyiz! Olmadığımız şekilde kabul edilmektense, olduğumuz şekilde reddedilmek daha iyidir. Bir araştırmada bin grup öğrenciye en çok pişman oldukları şey sorulmuştu. Çoğunun cevabı şöyle oldu: ‘Anne babamın kim olduğunu bilmiyorum’. Aynı çatı altında yaşamakla beraber, birbirlerini iyi tanımamış ve anlamamışlardı.
I. İletişim Nedir?
İletişim kurmak, insanların sizi tanımasına ve karşılıklı anlayış oluşturmasına imkân vermektir. Bunu yaparlarsa size saygı duyacaklardır. Ne var ki bu süreç insanlarla samimi olarak fikirleriniz ve duygularınızı paylaşmanızı gerektirir.
A. Yargı ve Yorum
İnsan ilişkilerinde en büyük engel önyargı ve yorumdur. Eğer Allah (cc) bir insanı hayatı sona erene kadar yargılamıyorsa, biz niye yapalım? Rasulullah (sav), davranışların sonuçlarına göre yapılanacağını öğretmiştir.
Biz halkın değerlendirmesi ve yargısının yerine davranışın gerçeğe dayanan tasvirini koymalıyız. Mesela birisinin pis olduğunu söylemeyiniz; onun koktuğunu, yerlere tükürdüğünü ya da caddeye çöp attığını söyleyiniz. Böyle gerçeğe dayanan ifadeleri kimse tartışmaz. Bunun iyi bir ölçüsü, mahkemede kişinin delil olarak kullanılabilecek davranış verilerinin tasviriyle sınırlanmasıdır. İnsanların kendini kötü hissetmesine sebep olan şey gerçekleşen olay değildir, onların olayı yorumlayışıdır. Mesela, bir toplantıda birisi sizi selamlamazsa, bunu bilerek yaptığını düşünürseniz kendinizi kötü hissederseniz. Fakat onun sizi görmediğini düşünürseniz, kendinizi rahat hissedersiniz. Bu durumda aynı olayın tamamen farklı iki yorumu ve yargısı var demektir.
B. Peygamber Yolu
İnsanlar önlerine bir duvar örer çünkü hatalı bulunmaktan ve reddedilmekten korkarlar. Bunun üstesinden gelmek için insanları sevgiyle karşılamalı ve oldukları gibi kabul etmeliyiz. Dürüst, samimi ve tabii olmak zorundayız, insanlara dikkatli, nazik ve teşvik edici muamele gösteriniz, ihtiyaçlarıyla ilgileneniniz ve onlara sempati ve şefkat gösteriniz. Anlayışlı olmak zorundayız. Allah Rasulullah’a bunu şöyle tasvir etmiştir:
‘Ey inananlar! Andolsun ki içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve merhametli bir peygamber gelmiştir. (9: 128)
Allah’ın rahmetinden dolayı, ey Muhammed, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. (3: 9)
Bu bize, Rasulullah’ın (sav) nezaketinin başkalarım nasıl etkilediğin؛ açıklar، öte yandan, eğer Rasulullah (sav) haşin ve kötü kalpli olsaydı, insanların ondan uzaklaşacağı vurgulanır.
C. ‘Lütfen Bana Önemli Olduğumu Hissettiriniz’
Mecazi anlamda herkesin alnında şöyle bir söz yazılı olarak doğduğu söylenir: ‘Lütfen bana kendimi önemli hissettiriniz!’ Bu peygamberin yoluydu. O herkese bütün vücuduyla ona dönerek hitap ederdi ve çocukların bile kendini önemli hissetmesini, büyükler gibi sorumlu hissetmesini sağlardı.
İnsanlar ihmal veya göz ardı edilmekten nefret ederler, iletişim kurdukları her an ifade ettikleri söylenmemiş bir mesaj vardır: ‘Lütfen beni kabul et!’ Lütfen varlığımı onayla’. ‘Beni farketmeden geçme’. Ne zaman onların mektuplarını ya da telefonlarım cevaplamasanız, bu onları saymadığınız ve ‘sen yoksun’ dediğiniz anlamına gelir. İnsanlarla her zaman anlaşmak zorunda mıyız? Elbette hayır. Sadece dürüst ve dosdoğru olmak zorundayız. Benzerliğin yakınlığı getirdiği doğrudur fakat farklılıklar büyümemizi ve gelişmemizi sağlar. Her halükarda gerçekçi olmak ve doğruyu söylemek zorundayız.
II. iletişim Yolları
İletişimin bir çok yolu vardır, her yolun da sebepleri vardır. Fakat karar vermeye yönelik kritik nedenlerle bazı kelimeler ve söz kalıpları ortak ve standart bir hale gelmiştir. Bunları, etkili iletişim için bazı tavsiyeleri sıraladıktan sonra tartışacağız.
İletişim Üzerine Tavsiyeler
1. Güçlü iletişim içerdeki güçten gelir. İnsanların üzerinde güç elde etmeye çalışmayınız.
2. İşinizde, toplantıda veya cemaatte herkesle karşılıklı iletişim kurunuz. Zamansızlık mazeret değildir.
3. Bir toplantıda her arayı ayrı birisiyle görüşerek geçiriniz. Yemeği başkalarıyla birlikte yemek üzere plan yapınız. Kısa zamanda herkesle anlamlı bir dostluk kuracaksınız.
4. Bir toplantıda geç gelenleri beklemeyiniz. Bunu yaparsanız onlara geç kalmanın normal olduğunu öğretirsiniz ve zamanında gelenleri cezalandırmış olursunuz.
5. İfadenin ve algılamanın doğruluğundan emin olmak için duyduğunuz mesajı açıklayınız.
6. Ne kadar çok anlarsak o kadar çok başaracağımızı hatırlayınız. Ne kadar az anlarsak o kadar çok yanlış yaparız.
7. Yoruma geldiğimizde, Rasulullah (sav) bize, başkalarının kötü davranışı için yetmiş mazeret bulmamızı, eğer bunlardan hiçbiri doğru değilse farkında olmadığımız başka bir sebep olması gerektiğini söylememizi öğretmiştir.