Sivas’ta Fransa'nın Mali İşgali Protesto Edildi
Sivas’ta bir araya gelen kuruluşlar Fransa’nın Mali’yi işgal hareketini protesto etti.
Sivas'ta bir araya gelen İslami kuruluşlar Fransa’nın Mali’ye yönelik işgal hareketini protesto etmek için Sivas Taşhan’da bir araya geldi.
Sivas’taki İslami kuruluşlar tarafından imzalanan basın açıklamasını Özgür-Der Sivas Temsilciliğinden Süleyman Ceran okudu. Basın açıklaması bir süredir devam eden ve Suriye halkına destek amaçlı düzenlenen yardım kermesi önünde gerçekleştirildi.
Basın açıklamasında Fransız güçlerin Mali’deki İslami yükselişi bastırmaya yönelik bir girişimde bulunduğu ifade edildi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
FRANSA’NIN MALİ’YE MÜDAHALESİNİ KINIYORUZ!
Afrika halklarının tarihinde en vahşi işgal, sömürü ve katliamlara imza atmış bir güç olan Fransa, Mali saldırısıyla sömürgecilik çağını yeniden canlandırma çabası sergiliyor. Fransız ordusunun 11 Ocak tarihinde hava bombardımanı ile başlayan saldırısı kara operasyonlarıyla artarak sürerken, şimdiden pek çok Malili sivilin hayatını kaybettiğini öğreniyoruz.
Mali’ye müdahalenin hiçbir haklı sebebi yoktur. Fransa’nın Mali’ye müdahalesinin temelinde insani gerekçeler değil, siyasi ve ekonomik çıkarlar yatmaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECOWAS) ile paralel hareket eden Fransa kokuşmuş bir rejimi zorla ayakta tutmayı ve Mali’de İslamcı güçlerin iktidarını engellemeyi hedeflemektedir.
Mali’de Mart 2012’de gerçekleşen darbe sonrasında kurulan geçici hükümet ülkede yükselen muhalefete karşı sırtını bütünüyle uluslar arası güçlere dayamıştır. Ocak 2012’de askerler, ülkenin kuzeyinde hükümetin kontrolü kaybetmeye başlamasını gerekçe göstererek darbe yapmış fakat darbe, merkezi hükümetin daha da zayıflamasına yol açmıştır. Sonrasında kurulan geçici hükümet de İslami muhalefetin yükselişi karşısında başarısız kalınca iktidarını koruma telaşıyla uluslar arası güçleri ülkeye davet etmiştir.
Mali’de özellikle ülkenin kuzeyinde güçlü olan İslami muhalefet sadece Mali yönetimini değil, bir bütün olarak Batı dünyasını ve pek çok Batı Afrika ülkesini korkuya sevketmiştir. Kuzeyden başkent Bamako’ya doğru ilerleyişini sürdüren İslami muhalefete karşı egemen güçler bir yandan siyasi-askeri operasyonlar yürütürken, bir yandan da karalama kampanyasını tam gaz sürdürmektedirler. Tam bir yıldır uluslararası kamuoyuna yönelik olarak İslamcı muhalefet ısrarlı bir propaganda kampanyasıyla canavar ruhlu, korkunç yaratıklardan oluşan bir topluluk olarak sunulmaktadır. Adeta “Mali’yi bekleyen korkunç tehlike”ye karşı tüm dünya harekete geçmeye çağrılmaktadır!
Gerek Fransa gerekse de bölgeye yönelik hesaplar peşindeki tüm Batılı ülkeler hiç utanmadan “Mali’de İslamcı bir devletin inşasına izin verilemeyeceğini” tekrarlamaktadırlar. Emperyalistler Mali hükümetini kendi halkına karşı koruma kapsamına almaya ve halkın iradesini hiçe sayarak kokuşmuş Bamako rejimini sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bu çerçevede 20 Aralık 2012 tarihinde BMGK’nın da onayıyla “uluslar arası Mali destek gücü” adı altında Afrika ülkelerinin askerlerinden 3.500 kişilik bir güç oluşturulmasına karar verilmiştir. Ne var ki, 8 Ocak’ta Kona kentinin direnişçilerin eline geçmesi üzerine Fransa kendi başına saldırıya geçmiş ve Mali’yi işgal hareketini başlatmıştır.
İslam topraklarının sömürgecilerce işgali söz konusu olduğunda ABD’siyle, Rusya’sıyla, İngiltere’si, Fransa’sı, Çin’iyle emperyalist güçlerin aralarındaki rekabeti bir kenara bırakıp ittifak ettikleri bir kere ortaya çıkmıştır. “İslamcıların iktidarına izin vermeme” anlayışı adeta tüm sömürgeci güçlerin ortak paydasıdır. Ve bu güçler yanlarına bazı bölge devletlerini de alarak Mali’de İslami harekete karşı bir savaş başlatmışlardır.
Bu savaşının akıbetinin ne olacağını öğrenmek isteyenler Afganistan’a ve Somali’ye bakabilirler. Ne Fransa, ne de müttefiklerinin Mali halkını temsil eden İslami direnişi yok etmesi mümkün değildir. Ne var ki, emperyalist güçlerin müdahalelerin tüm İslam coğrafyasında olduğu gibi Mali’de de büyük yıkımlara, katliamlara yol açması kaçınılmazdır. Sömürgecilik geçmişini yeniden diriltmeye yönelik bu saldırgan tutumunun Fransa hükümetine ağır bir bedel olarak döneceğine kuşku yoktur.
Mali’de ülkeyi kimin yöneteceğine karar verme hakkının sadece Mali halkına ait olduğunun altını çiziyor, Mali İslami hareketi ile dayanışma içinde olduğumuzu duyuruyoruz. Ve başta Fransız halkı olmak üzere, tüm dünya halklarını Fransız hükümetinin bu ahlaksız, gayrı meşru, emperyalist saldırısına karşı Mali halkının bağımsızlığından yana tavır almaya çağırıyoruz.