Dersin özeti:

Arkadaşlar, konumuzun ana kavramları "güneş, ay ve yıldızlar" olacaktır.

"Gece ile gündüz, güneş ile ay Allah'ın varlığının belgelerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin; eğer Allah'a kulluk etmek istiyorsanız, bunları yaratana secde edin." (Fussilet-37)

"Güneş de yörüngesinde yürüyüp gitmektedir. Bu, güçlü ve bilgin olan Allah'ın kanunudur." (Yasin-38)

 Hz. Peygamber güneşin, ayın ve yıldızların da diğer varlıklar gibi yaratıldığını vurgulamıştır.

Dostlar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de güneşe, aya ve yıldızlara tapma/inanma, ibadet etme veya çeşitli beklentiler içine girerek hurafeler ve batıl inançlar bulunmaktadır.

Ayetlerdeki anlatımı hadislerde de görebiliriz. Genellikle bu hadislerde alegorik/sembolik bir dil kullanılmıştır.

 Rabbimizin güneş, ay ve yıldızları anlatırken onu(ları) ben yarattım vurgusu bizim için ana esas olmalıdır ve de çok önemlidir.

Rahman 5-8 Ayetler:

"Güneş ve ay bir hesaba bağlı (olarak hareket ederler).

Yıldızlar da ağaçlar da secde ederler.

Göğü O yükseltti, denge ve ölçüyü O

koydu ki dengeden sapmayasınız..."

Bunların hepsinin bir sünnet doğrultusunda yaratıldığını Allah vahiyle ve elçisiyle bildirmiştir.

Resulullah ; bize güneş, ay ve yıldızları anlatırken bunlara verilen bir görevin olduğunu özellikle vurguluyor.

Modern dünyada tabiatın ilahlaştırılması da başka bir sorunumuz. Yani modern hurafeler de diğer bir sıkıntıdır.

Kardeşler, işte bunları anlayarak tevhid üzerinden bir okuma için bu dersleri yapıyoruz/yapmalıyız. Tabiat ayetlerini tevhid bakış açısıyla okumak bizi vahyin aydınlığına ulaştırır.

Düşüncelerimizi/bilgimizi; felsefenin ürettiği, mitolojik, ontolojik unsurlar üzerinde temellendirmek daha çok yapılıyor. Malesef biz müslümanlar bile bunları referans alabiliyoruz. Halbuki temellendirmemiz  vahiy eksenli olmalıdır. Cahili toplumlara örnek verirken hep Doğu'dan örnek veririz ya da geçmişten. Ama cahili modern Batılı anlayışın bundan farkı yoktur.

Bugün bu cahiliyeyi Afrin üzerinden okuyabiliriz. İdlip'te yaşanan trajedi, Suriye'de yapılan katliamlar/zulümler ve 600 bin sivil insan öldürülmüş halen üç maymuna oynuyor bu zihniyet. Cahiliye örtüsüne bürünmüşler adeta. Cahiliye ABD, RUSYA ve AB bunlara karşı sadece kaygılıyız diyerek sıyrılıyor.

Kardeşler, Kur'an çok net ve sadedir. Güneşi, ayı ve yıldızları ben yarattım,der. Bu kadar açık ve basitken olayları/tabiat ayetlerini Batılı akılla okumak bize daha cazibeli geliyor.

 Neden acaba?

Astroloji üzerinden falcılık, burç anlayışı ve doğa inancı üretilmiştir. Hatta Batı bunu psikoloji, sosyoloji, sanat, müzik, edebiyat üzerinden meşru hir zeminle anlatmaktadır. Insanların birçoğu bunlara tevessül ediyor malesef.

Allah ve Hz.Peygamber tüm bu akıl dışı inançları yasaklamıştır. Resulullah cahili düşünce ve uygulamaları vahiyle düzenlemiştir.

Bizzat sahabeyi uyararak bunlara geri dönen veya inanan beni inkar etmiştir telkinlerini dile getirmiştir.

Dostlar, cahiliye düzeni insanın her yönüne sirayet eden bir yaşantı biçimidir. Bunları hemen atıp hayatımızdan koparmak öyle kolay olmuyor. Hele ki vahiyden uzak ve peygamberin sahih sünnetine mesafeliysen Allah muhafaza!

Ama her şeyin panzehirini yaratan rabbimiz bize de yollar/teknikler göstermiştir.

Öncelikli Allah ve Peygamber tasavvurumuz yamuk/bozuk olamayacak. Kur'an ile irtibatımız sağlam ve sürekli olacak. Şirk ve cahili emareler namazla, tövbeyle ve müslümanlarla bir olmaktan geçiyor.

Allah bize işaret fişeklerini göstermiştir, bize düşen doğru yöntem ve usüllerle bunları yakalamaktır.

Son olarak şu hadisle dersimi bitireyim kardeşler:

"Ey hilal! Benim rabbim de senin rabbim de Allah'tır."  (İbn-i Mace)

Bu hadis gerçekten tabiat olaylarının özetidir.

Gökyüzü ve yeryüzü tefekkür etmemiz için birer vesilelerdir. Rabbim bu işaret fişeklerini fark edip doğru kullananlardan eylesin inşallah!