Sivas Özgür-Der’de “Nefs” Kavramı Konuşuldu
Sivas Özgür-Der'de bu hafta “Kur'an'ın Aydınlığında Hadis Dersleri”nde “Nefs” konusunu Sinan Ceran tarafından dernek binasında ele aldı.
Sinan Ceran'ın tebliğ özeti:
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."
"Allah'ı unutan bu yüzden O'nun da kendilerine kendi nefislerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar yoldan çıkmış olanlardır." Haşr-18/19
Kardeşler, bu ayetler ışığında nefsi ele alınca Rabbimizin bizden ne istediğini daha iyi anlamış olacağız inşallah!
Nefis; ruh, hayat, nefis, can, heva, heves, din kardeşliği vb. anlamlarda kullanılmıştır. İslam geleneğinde olumsuz bir anlayışı geneldir.
Bütün bunların dışında bize yüklediği sorumluluk babında konuya değineceğim. Nefsin kötü arzularını yenen kişi mücahittir. Fücuru üfleyen nefisten hicret eden kişiye de muhacir denir. Allah yolunda nefsiyle mücadele eden mücahitlere ve muhacirlere selam olsun!
Kabil'in Habil'i öldürmesi nefsinin arzusuydu. Firavun, Nemrut, Karun, Bel'am ve daha nicelerini sayabiliriz nefsini ilah edinen veya nefsinin kurbanı olanlara.
Erdem, sufli arzuları dizginlemektir. Nefsini Rabbinin yoluna hizmete çalışmak/çalıştırmak vahyin emridir.
Hz. Peygamber: "Hesaba çekilmeden önce kendinizi (nefsinizi) hesaba çekin!" der.
Dostlar, nefsi bizzat kişinin kendisi, kişiliği olarak tahkik edip kabul etmeliyiz. Yani nefis kişinin kendisini ifade eder.
İyi ve kötünün mücadele alanıdır. Nefsimizle mücadele alanımız kendimizle olan alandır. Bizzat içimizdeki fücura karşı takvayı kuşanmış olmaktır.
Bunun en güzel örneğini peygamberler ve onların yol arkadaşları yapmışlardır.
Fücurdan takvaya yönelmenin ilk şartı nefsi arındırmak ve onu fıtrata uygun bir konuma getirmektir. Arınma müslümanın hayatında süreklilik ister. Sadece pasif iyi olmakla arınmış olamayız. Ancak aktif olmakla arınmış oluruz.
Peygamber ve ashabı geceyi nefis terbiyesi için en güzel şekilde kullanmışlardır. Adeta gece, onları ihya ve inşa etmiş gündüz ise bunu ete kemiğe büründürmüşlerdir.
Kardeşler, Allah'ı unutmak kendini unutmaktır. Nefsini fücura teslim etmektir, takvayı terk etmektir. Bu yüzden kendini bilen Rabbini bilir düsturu bizde yaygın bir kullanım olmuştur.
İnsanlıkta kardeşliği yakalamakla birlikte asıl gayemiz müslüman kardeşliğini inşa etmektir. Allah'a olan bağımız ırk, renk, toprak vb.cahili unsurlar değildir. Bizim bağımız İslam ailesinin bağıdır. Yani fücuru bırakıp nefsini takvayla kuşanmış olandır.
Müslümanlar arasındaki ümmet bağı ancak sufli ulusal, yerel, seküler zindanlardan kurtularak sağlanır.
Kardeşler, nefis kötülenen lanet edilen değil tam tersi onun gayri meşru isteklerine karşı dik durmaktır. Ntekim Kur'an da bunu ifade eder.
Kurtuluşa erenlerin bir özelliği de yanlış olanda ısrar etmeyip nefislerini dizginleyenlerdir. Çünkü hakiki manada iman eden kişi hatasında ısrar etmez. Bu fasıkların huyudur.
İnsanın bileceği bir şey de bütün iyi hallerin Rabbimizin yardımıyla olduğu gerçeğidir. Şeytan ve nefis Allah'ı unutturup ben yaptım der. Bu konuda uyanık olmak zorundayız.
Dostlar, son olarak şunu ekleyelim. Hesap görücü olarak Allah yeter. Kimin nefsini temize çıkartıp kurtuluşa ereceğini de ancak Allah bilir.
Bize düşen bu yolda hakikatı kuşanıp mazluma umut zalime ise korku salıp adaleti yeryüzünde yaymaktır. Adil şahitler olmaktır.
Nefsimizin kendi benliğimiz/kişiliğimiz olduğunu unutmamak dileğiyle hepinize hayırlı akşamlar dilerim.
Dernek binasında ders soru-cevaplarla sona erdi.