Süleyman Ceran tarafından dernek binasında yapılan seminerin özeti:

"Filistin'de direnen kardeşlerimizi ilk başa almak üzerimizde en öncelikli ve ilk sorumluluğumuzdur.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın önderliğinde toplanan İİT'in aldığı karar yerinde bir karar ve ilk kez adamakıllı bir karardır.

Şüphesiz bunda Recep Tayyip Erdoğan çok önemli bir aktördür.

Bundan sonra daha iyi ve ümmetin maslahatını gözeten kararlar bekliyoruz inşallah!

Kardeşler, 15 yıllık Ak Parti iktidarına baktığımızda bugüne hiç de kolay gelinmediğini söyleyebiliriz.

367 sorunu, e-muhtıra, Abdullah Gül'ü engelleme vb. Ak Parti'ye yönelik ilk hamlelerdi. Daha sonra hedefe Erdoğan'ı koyarak devam ettiler. Gezi Olayları, 17-25 Aralık ve Hendek Olayları ile RTE ve Ak Parti devrilerek Türkiye hizaya koyulmaya çalışıldı. Bunlarda da başarılı olmayam emperyal güçler ve taşeron işbirlikçileri en sonunda 15 Temmuz Darbesi'ni yaptılar.

Hendek Olayları sırasında Kobani'de IŞİD ile savaşan PYD/YPG'in gelinen son noktada Rakka'da IŞİD'le nasıl işbirliği yaptığını bütün dünya gördü.

17-25 Aralık ile 15 Temmuz arasında ortaya çıkan Hendek Olayları gerçekten büyük bir tehlikeydi. Ama sağduyulu davranan Kürt halkı bunlara destek vermeyerek oyunlarını bozdu. O dönemde öyle bir hava estirildi ki mütedeyyin ve fikir adamı diyebileceğimiz yazar/kesimlerden bile NATO'yu göreve çağırma garabetini gördük.

PKK, HPG, MLKP, HDP, YPJ vb. bütün sol örgütler Hendek'te bir oldular. Artık Türkiye'de özgürlük ve can güvenliğimiz yoktur diyerek ABD, NATO ve AB'yi müdahaleye çağırdılar.

Dostlar, Gezi ve Hendek olmayınca devreye 15 Temmuz'u soktular. Ne var ki 100 yıllık cumhuriyet tarihinde ilk kez halk sokağa inerek bu oyunu bozdu. 16 Temmuz sabahı kola kravatlı beyefendileri (!) de gördük. Mide bulandıran bu yalaka tipler maalesef Ak Parti içinde veya yakın kuruluş/yapıda da bulunmaktadır. Bu troller hem Erdoğan'a hem de partiye oldukça zarar vermekteler.

Kardeşler, Rus uçağı düşürüldü, Karlov öldürüldü. Abd'nin PYD/YPG'ye sınırsız desteği ve 15 Temmuzu açıkça desteği Türkiye ile arasını oldukça bozdu. Her taraftan sıkışan Türkiye Mavi Marmara davasını düşürerek İsrail ile anlaşmak zorunda kalmıştır. Burada alınan zelil antlaşmayı tabiki reddediyoruz.

Katar olayı meydana geldi. Yine Türkiye çok iyi bir rol oynamıştır. Bu tavır Katar'ı ayakta tutmuştur diyebiliriz.

Bugün İslam coğrafyasında BAE, S.Arabistan ve peşlerine taktıkları birkaç Arap devletinin yapmayacağı şey yoktur. Kudüs için alınan son İİT kararı bile S.Arabistan mecbur kaldığı için kabul etmiştir. BAE öyle kalleş bir yönetime sahip ki Gazze'ye kesintisiz elektrik vereceğini söylemişti ama karşılığında Gazze'nin M.Dahlan denen İsrail işbirlikçiye verilmesini istemişti Hamas'tan.

Kardeşler, Filistin mücadelesi her türlü zorluk ve hainliğe rağmen bugüne gelmiştir. Çünkü belden aşağısı tutmayan Şeyh Ahmet Yasinler, Rantisiler olduğu içindir Allah'ın yardımı kesilmemiştir.

Kürdistan'da referandum oldu. Türkiye çok zor bir duruma sokuldu yine. Yemen olayı zaten içler acısı ve öldürülen başkanıyla ülke çıkılmaz bir girdapta. Baş aktörleri ise zalim İran ve S.Arabistan malesef. İkisi de çıkarları için her türlü zulmü yapıyorlar. İran'ın Suriye ve Irak'ta yaptıklarına hepimiz şahidiz.

Bütün bunlar İsrail denen şer yapının cirit atmasına sebep olmuştur.

Bugün müslüman coğrafya ne çekiyorsa içerdeki ruhunu satmış yöneticiler, prensler vb.leri yüzündendir.

Sadece Türkiye adamakıllı bir tavır koyuyor ama bu da ağır bir şekilde ödetilmeye çalışılıyor.

Bunu 15 yıllık süreçte gördük. Gelinen son noktada Türkiye hep ümmetin yanında olmaya gayret etmiştir. Elbette yanlış ve eksiklikler olmuştur. Burada bize düşen adil bir eleştiridir. Rabbim İslam için mazlumlar için didinenlerden razı olsun. Her daim onların aldıkları olumlu kararlarının yanında olduğumuzu kendi şahsım adına belirtmek isterim."