Özgür-Der Sivas Temsilciliği'nin 28 Şubat Darbesi'nin yıldönümünde gerçekleştirdikleri etkinliklerden bir diğer seminer programı idi. Süleyman Ceran'ın sunumuyla gerçekleşen programda genel olarak şunlardan bahsedildi:

-28 Şubat Darbe süreciyle alakalı 3 bariz hata yapılmaktadır.

1- 28 Şubat Darbe sürecine "postmodern" sıfatı verilerek yaşanan sürecin tamamen psikolojik olduğu izlenimi yaratılarak süreç hafifletilmiştir. 28 Şubat 1997 ile resmiyet kazanan süreç tüm aşamaları ile tam bir darbedir. Bu süreçte Medine Bircan başörtülü olduğu gerekçesiyle ameliyathaneye alınmamış ve göz göre göre ölümü seyredilmiştir. Nuray Canan Bezirgan çocuğunu kaybetmiştir. Dilek Gürgen ise polis copundan kaçarken araba altında kalarak bacağını kaybetmiştir. Bütün bunların dışında tüm Anadolu'da tutuklama furyası başlamış binlerce insan haksız yere gözaltına alınmış ya da tutuklanmıştır. Üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen yüzlerce Müslüman haksız yere hala hapis yatmaktadır.

2-28 Şubat Darbesi görmezden gelinmiştir. İsmet Özel'in "takvimlerden bir yaprak" dediği günle alakalı halk arasında görmezden gelme, yok sayma uygulaması yaygınlaşmıştır. Fiili olarak yaşanan durumun sanat ve edebiyatta karşılık bulmaması da bu bağlamda değerlendirilebilir. 12 Eylül'de adeta savrulan solun süreci yazılı edebiyatla lehlerine çevirmeleri düşünüldüğünde islami camianın düştüğü durum daha net algılanabilir.

3- 28 Şubat sürecinin bittiğine dair algı. TSK'nın resmi web sitesinde 28 Şubat kararlarının kaldırılması ve müteakiben kamuda ve üniversitede başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla 28 Şubat sürecinin sonlandığı algısı ortaya çıkmış ve bu düşünce yaygınlaşmıştır. 28 Şub sahipleri, darbe sürecinin unsurlarından biri olan başörtüsü yasağı kalkmış olsa da dönemin medya sahipleri, finans kaynakları ve yargı unsurları tasfiye edilmemiştir. Hali hazırda 374 müslüman darbe sürecin brifing almış, taraflı yargıçları tarafından haksız yere hapislerde tutulmaktadırlar. 28 Şubat darbesiyle tam olarak yüzleşilmesi gerekmektedir.

Bu minval üzere devam eden konuşmanın ardından Kevser Çakır'ın yönettiği "İkna Odaları" isimli belgesel gösterimi yapıldı. Katılımcılar gösterim sonrası fotoğraf sergisini tekrar gezme fırsatı buldu.