Geçtiğimiz hafta Van Barış Meclisi'nin organizasyonuyla bir süredir devam etmekte olan çatışma sürecine ilişkin etkinlik düzenlenmişti. Bu etkinlikte Van'da faaliyet gösteren çeşitli kuruluşların katılımıyla "Barış yürüyüşü" adı altında 19 Ağustos günü Ticaret ve Sanayi Odası'ndan Sanat Sokağı'na yürünmüş ve burada bir basın bildirisi okunmuştu.
Bilahare bu etkinlikle ilgili çeşitli medya organlarında çıkan haberlerde, Özgür-Der'in de bu etkinliğe katıldığı ve hazırlanan ortak basın bildirisine imza attığı iddia edilmişti.
Özgür-Der Van Şube Başkanı İsmail Almalı konuyla ilgili sitemize yaptığı açıklamada söz konusu etkinliğe hiçbir şekilde katılmadıklarını, 160 kuruluşun katılımıyla Van Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda yapılacağı söylenilen bir toplantıya davet edildiklerini fakat toplantıyı organize eden ve yönlendiren örgütlerle aralarında mevcut siyasi ve ideolojik bakış açısı farklılığından ötürü söz konusu toplantıya katılmadıklarını, dolayısıyla yapılan yürüyüşe ve hazırlanan ortak basın açıklamasına da destek vermediklerini ifade etti.
Buna rağmen Hamza Türkmen'in sosyal medyada bu etkinliğe ilişkin bir eleştirisinden hareketle kopartılan vaveyla üzerinden çeşitli çevrelerce Özgür-Der'in de bu etkinliğe katıldığı ısrarla iddia edilmiş, buna istinaden Özgür-Der ve mensuplarına dair bir tutarsızlık yaftası yapıştırılmaya gayret edilmişti.
İsmail Almalı Özgür-Der Van Şubesi olarak, cahili bir anlayışın tezahürü olan milliyetçi sapma karşısında duyarlılık göstermenin bütün Müslümanların taşımaları gereken bir haslet olduğunu kabul etmekle beraber Hamza Türkmen'in isim vererek etkinliği düzenleyen İslami bir grubu polemiğe yol açabilecek şekilde eleştirmesini doğru bulmadıklarını ifade etti.
Bununla birlikte bu konuyu adeta Hamza Türkmen'e ve Özgür-Der camiasına saldırmak için bir fırsat gibi değerlendirmenin, düpedüz bir linç kampanyasına çevirmeye kalkışmanın ve "hedef gösterildik" yakınması adı altında doğrudan Özgür-Der mensuplarını hedef haline getirmeye yönelik tavırların Müslüman ahlakına sığmadığını vurguladı. Bugüne kadar zalim, kafir güçlerce gerçekleştirilen ve adeta sistematik hale gelmiş Müslümanlara, İslami kimlik ve değerlere yönelik hakaretlere, baskılara, cinayetlere varan saldırılara dikkat çeken Almalı, tüm bu zulümler karşısında gösterilmemiş bir cevvaliyetin, tepkinin tek bir sosyal medya mesajı üzerinden sergilenmesini gayet manidar bulduklarını da dile getirdi.
İlaveten, İsmail Almalı davet ettikleri her kuruluşu yaptıkları eylemin destekçisi ve hazırladıkları bildirinin imzacısı gibi sunan ve katılmayacaklarını açıkça beyan etmiş olmalarına rağmen Özgür-Der'in ismini de ısrarla etkinliğe destek veren kuruluşlar arasında zikredenlerin gayrı ahlaki bir tutum içinde olduklarının da altını çizdi.
Öte yandan kendilerinin bu etkinliğe katılmamalarının ya da eleştirmelerinin kimi çevrelerce adeta barış karşıtlığı ya da çatışma destekçiliği gibi sunulduğuna da dikkat çeken Almalı, insanların hayatlarına mal olan bir süreçten rahatsız olmamalarının mümkün olmadığını belirtti. Elbette bir Müslüman olarak barıştan yana olduklarını ifade eden, tüm Müslüman halklar gibi Kürt halkının da adalet ve özgürlük temelinde barış içinde yaşaması gerektiğini savunduklarını hatırlatan Almalı, bununla birlikte barış adı altında bölgede tahakkümünü pekiştiren ve Müslümanların en temel haklarını gasp etmeye kalkan, giderek varlıklarını imhaya yönelen örgüt baskısını öncelikli sorun olarak görmekten imtina eden hiçbir yaklaşımın kalıcı ve sahici bir barıştan söz etmeye hakkının olmadığının da anlaşılması gerektiğini vurguladı.