Özgür-Der Van Şubesinin düzenlemiş olduğu seminerler dizisinin bu hafta ki konusu olan İslami Hareketlerde Aydın ve Ulemanın Rolü’nü Kenan Alpay sundu.
Kenan Alpay konuşmasına; Aydın ve Ulema kavramlarını açıklayarak başladı ve bir topluma yön verme iddiasında olan bir kesimi ifade ediyor diyerek, İslam coğrafyasında ortaya çıkmış alim ve ulema ile Batı dünyasında ortaya çıkmış olan aydın ve entelektüel gibi kavramları açıklayarak tarihten ve günümüzden örnekler vererek giriş yaptı.
Alpay konuşmasının devamında Allah’tan ancak hakkıyla Alim olanlar korkar Allah’tan korkmanın karşılığı Alim olmak Alim olmanın karşılığı da doğrudan doğruya Allah ile olmaktır ve bunun karşılığı ise takva sahibi olmaktır dedi. Böyle olunca biz asıl olarak ilmin amil olmasıyla amele dönüşmesine bağlı olarak alimler ve ulema konusunu konuşabiliriz dedi. Alim veya Ulema dediğimiz insan yaşanan bir sorunun çözümünde ön ayak olan bir insandır ve bedel ödemekten çekinmeyen bir tavra sahip olan insandır diyerek bütün müminlerin Emr-i bil maruf nehyi anil münker ayeti gereğince alim olmaları gerekir dedi.
Ulema ve aydından beklentimiz nedir diye soracak olursak her şeye pratik üzerinden yaklaşmak belirleyicidir sağlam sahih bir bilgiye muhtacız fakat bilginin tek başına bir amaç olmadığı bilginin belli bir amacı düşünceyi sistemi ikame etmek için insana lutfedilmiş bir nimet olduğunu hatırlayacak olursak bu durumda mutlaka pratik üzerinden yola çıkarak bilgiye sahip olanları değerlendirmenin daha doğru bir yöntem olduğu üzerinde durdu.
Yakın tarihimizden ve sözde İslami camialar içinde bazı kişileri örnek vererek bilgisiyle amil olmayan mümin olmayan kişilerin alim veya ulema diye isimlendirmenin mümkün olamayacağı üzerinde duran Alpay konuyu biraz daha örneklerle genişletti.
Alpay konuyu İslam tarihi boyunca alim veya ulema kavramlarına Emevilerden Abbasilerden Osmanlılardan ve bir çok devlet sınırlarında yaşamış ve kurumlaşmış grupları ele alarak olumlu ve olumsuz yönlerini ele aldı.
Günümüzde islam coğrafyalarında varolan sorunlara karşı hiçbir tavır alış içinde olmayan sözde alimlerimize değinen Alpay Suriye’de 80 bin kişi hayatını kaybetmiş fakat alim dediğimiz kimse çıkıpta burada ne olduğunu halka anlatmadığına vurgu yaparak ayetler çerçevesinde bize düşen görevleri hatırlattı. Ramazan el-Buti konusuna da değinen Alpay Türkiye’li Müslümanlara bazı konularda katkısı olan bir kişi kalkıyor ve Katil Esed’in ordusunu sahabe ordusuna benzetiyor bu nasıl alimlik bu nasıl Müslümanlık diye serzenişte bulunarak Buti ölümüyle ilgili çıkan tartışmalarada değindi.
Alpay; saray uleması ve sivil ulema konularına da açıklık getirdi ve son olarak genel bir Alim Ulema tanımı yaparak konuyu tamamladı.
Program soru cevap faslıyla sona erdi.