Özgür-Der Beykoz Şubesinden Yılmaz Çakır tarafından verilen seminerde özetle şu hususlar dile getirildi:
“Gayb konusu, üzerinde durulmadan bir defa da konuşulup geçilecek bir konu değildir. Konu bütünüyle hayatla ilgilidir. Hayatın tüm alanlarına nüfuz eden bir kavramdır. Aynı zamanda sadece İslam’a ait bir olgu olmadığı için tüm insanlığı ilgilendiren ve belli ölçülerde tüm insanlığın şahitliğine etki eden bir olgudur.
Gayb konusu birebir tevhid anlayışıyla ilintilidir. Konu Rabbimizi tanımlamamızla ilgilidir. Kişide sağlıklı yani Kuran’i bir tevhid anlayışı yok ise ondan sağlıklı bir gayb anlayışı da beklemek doğru değildir. Çünkü konu birçok noktada Rabbimizin biricikliğine halel getiren boyutlarda tartışılmaktadır.
Gaybın Anlamı, Çeşitleri ve Boyutları
Gaybın kelime anlamı gizli kalmak, duyular dışında olmak, görünmeyen, bilinmeyen şeklindedir. Tabii her görünmeyen ya da her bilinmeyen gaybtır diyemeyiz. Örneğin Allah’ın gayb oluşu bilinmemesinden değil, görünmemesinden kaynaklanmaktadır.
Kelime anlamıyla beraber gayb genelde iki başlık altında irdelenir:
1. Mutlak Gayb: kişinin kendi çabasıyla elde edemeyeceklerini kapsar.
2. İzafi gayb: kişinin kendi çabasıyla elde edecekleri ile Allah’ın bildirmesiyle gayb olmaktan çıkan konuları kapsar.
Gaybın dün, bugün ve yarın olmak üzere 3 boyutu vardır. Bunlara vahyin iniş dönemiyle ilgili şu örnekleri verebiliriz:
1. Dün: vahiyle bildirilen tüm peygamber kıssaları geçmişten gaybi bilgi olarak gelir.
2. Bugün: ifk hadisesiyle ilgili vahyedilenler o anın bilgisi olarak inmiştir.
3. Yarın: rum suresinde gelecek ile ilgili vahyedilen müjde de yarının bilgisine örnektir.
Dinimizde, başta Kuran’ın kendisi olmak üzere, içinde anlatılan her şey gaybidir.
Kendisini görmediğimiz yaratıcı tarafından, yine şeklini şemalini bilmediğimiz bir melek aracılığıyla, cennet-cehennem gibi bilmediğimiz bilgiler gaybi olarak bizlere ulaşmıştır. Biz bu gaybi bilgiler sayesinde tüm amellerimizin sınırlarını belirlemekteyiz.
Hz Muhammed’in Gaybi Bilgisi
Ne yazık ki gayb konusundaki en sıkıntı konulardan biri Peygamber Efendimizin gayb ile ilgili bilgisidir. Bu bağlamda Kuran’da klasik peygamber yarıştırma söyleminden uzak bir gayb tanımı ve anlatımı vardır. Her şeyin peygamberin yüzü suyu hürmetine yaratıldığına dair bir anlayış Kuran’da yoktur.
Kuran’da Hz Muhammed’in ağzından gaybı bilmediğine dair bir çok ayet vardır. Enam suresi 60. Ayet bunlardan biridir. Ayetin meali şu şekildedir:
“De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"
Bu ve benzeri ayetler bir kenara bırakılıp sadece cin suresi 27.ayet işaret edilerek, peygamberin her şeyi bileceğine dair yanlış bir sonuca varılmaktadır. 27.ayetin meali şu şekilde:
“Gaybını kimseye göstermez. Ancak râzı olduğu elçiye gösterir. Çünkü O, elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler (koruyucular) koyar (ona verilen bilgileri şeytânların kapmasına, yahut o bilgilere yanıltıcı şeyler karıştırmasına engel olur)” mealini okuduğum bu ayette iddia edildiği gibi peygamberin vahiy dışındaki gaybi bilgileri de bileceği değil, bizatihi bilgisinin vahiyle sınırlı olduğunu bizlere göstermektedir.
Az önce örnek olarak verdiğimiz ifk hadisesinde Hz Muhammed’in ne gibi sıkıntılar çektiğini hepimiz okumuşuzdur. Eğer peygamber gaybı bilseydi, kendi hanımıyla ilgili söylenenleri kesip atardı ama öyle olmuyor, vahiy gelinceye kadar sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Bu olay bile peygamberin gaybi bilgisinin sınırlarını çok net bir biçimde ortaya koymaktadır. Konuyla ilgili onlarca ayet ve siyer bilgisini bırakıp, sadece bir ayetin yorumuna bağlı kalmak yanlış bir tutumdur.
Allah’ın bilgisi
Konumuzla ilgili olarak son günlerde bazı çevrelerde “kader anlayışı” üzerinden bazı yorumlar yapılmakta. Bazıları Allah’ın her şeyi yazıp çizdiğini iddia ederek insanın aklını ve iradesini yok sayıp, insanı robotlaştırırken, başkaları da “Allah benim yapacağımı nerden bilecek” diyerek Allah’ın alim sıfatına ters yorumlar yapmakta. Her iki yaklaşımda haddini aşmaktadır. Allah mutlak alim olduğu yani her şeyi hakkıyla bildiği ve yaratılmışların hiçbirine benzediği ilkeleri yok sayılmaktadır.
Yaklaşımlardan birinde insanların iradeleriyle, seçimleriyle imtihan edildikleri reddedilirken, diğerinde Allah’ın bilgisine sınırlar çizilmektedir. Allah’ı insanların bilgisi ve fiilleri üzerinden değerlendirmek, Allah’ı da haliyle gaybı da gereğince anlamamak anlamına gelir.
Sonuç itibari ile gayb Kuran’da Allah’ın anlattıkları ile sınırlıdır. Tüm gayb Allah’ın ilmindedir. İnsanlığa bahşedilen gaybi bilgi ancak onun çizdiği sınırlar dahilindedir.”
Seminer soru ve cevap faslından sonra sona erdi.
Haksöz-Haber/ Mehmet Ali Kaçmaz