"İslam'ı Yaşama ve Şahitlik Görevinde Kadın" ismini taşıyan bu ay ki seminerin başkanlığını Ülkü Öz yaparken, Zuhal Özyurt ve Münevver Sofuoğlu da konuşmacı olarak katıldılar.
Oturum başkanı Ülkü Öz, günümüzde İslam konuşulduğunda en çok bahsedilen konuların başında İslam'da kadın konusunun geldiğini söyledi. Bu bağlamda Allah'a iman etmiş bir kadın nasıl olmalıdır, İslam'ı yaşama ve şahitlik görevini nasıl yerine getirecektir, kadın- erkek arasında İslami yaşam ve şahitlik konusunda Kur'an'da bir ayrımdan söz etmek mümkün müdür; gibi soruların gündeme geldiğini belirterek çeşitli açılımlarda bulundu.
İlk konuşmacı olarak söz alan İslami yaşamın bilinçli bir şekilde tercih edildiğini ve bunun bize bazı sorumluluklar yüklediğini belirten Münevver Sofuoğlu, Allah'ın insanı yaratmada kadın veya erkekten herhangi birini üstün kılmadığını, üstünlüğün takva ile olduğunu söyledi.
Tebliğinde şahitlik kavramı üzerinde de duran Sofuoğlu, kavramın Kur'an'da dört anlamda kullanıldığını belirterek bunları şu şekilde tasnif etti:
1. Hukuki anlamda şahitlik. (Bakara, 282; Nur, 4)
2. Hazır bulunanı müşahade yolu ile bilgi edinen anlamında (Maide, 44,117; Enam, 144,150)
3. Allah yolunda öldürülen manasında
4 Davranış ve amellerde halkın model alacağı örnek manasında.
(Nisa,10; Bakara, 143)
Şehit ve onun çoğulu olan şühedanın Kur'an'da savaşta öldürülenlerden çok Allah'ın, dinin doğruluğuna tanıklık eden adil ilim sahipleri ve onların başındaki peygamberler anlamında kullanıldığını kaydeden Sofuoğlu, Kur'an'ın bize vahye şahitlik etme görevini yüklediğini söyledi.
Kur'an'ın ceza ve mükafat anlamında da cinsiyet ayrımına gitmediğini kaydeden ve
Kadının toplumsal konumunun 3 şekilde karşımıza çıktığını belirten Sofuoğlu, bunların şu şekilde sıralanabileceğini söyledi:
1. Toplumun hayrı düşünülerek toplumsal hayattan tecrit.
2. Modern çağ diye adlandırılan, kadınların evlerinden koparılıp fıtratlarına yabancılaştırılması.
3. Toplumsal önekliğini vahyi kimliği ile gerçekleştiren örnek kadın.
Bu meyanda günümüze kadar gelen kadının fitne oluşu ve sözünün dinlenmemesi gerektiğini ileri süren düşüncelerden ve bunların dayanaklarından söz eden Sofuoğlu,
günümüz Müslüman kadınların olması gerekenine örnek olarak; Filistinli kadınların eşleri ve erkeklerin yanında mücadelede olmaları, Türkiyede başörtüsü yasaklarına, işgallere, F-Tipi zülmü gibi konularda eylemlerde yer almalarını gösterdi.
İkinci konuşmacı olarak söz alan Zuhal Özyurt, toplumun yarısının kadınlardan oluştuğunu belirterek Allah'ın erkeklerle beraber kadınlara da sorumluluklar yüklediğini söyledi.
İslam öncesi Arap cahiliyesinde kadına dönük geliştirilen yaklaşımlar üzerinde de duran Özyurt, bunların "Ve diri diri toprağa gömülen kıza hangi suçtan dolayı öldürüldü" ayeti ile özetlenebileceğini söyledi.
Tevhidi anlama ve onun tanıklığını yapma mücadelesinde ya da şahitlik çabasında kadın ve erkeğin cinslere göre ayrıştırılamayacağının altını çizen Özyurt, şunları söyledi: "Tesettür kadının toplumsallaşmasıyla birlikte gelen hem iffet hem de siyasi boyutunu yansıtan güçlü bir kimlik unsurudur. Tesettür hayattan tecrit etmek için değil, kadının sosyal alanda özgürlüğünü garanti alına almak, şahsiyetini ve insanlığını ön plana çıkarmak içindir."
Daha sonra Kur'an'da geçen hukuki anlamdaki şahitlik terimi ve bu bağlamda Bakara Suresi 282. ayetde geçen şahitlik tanımı üzerinde de duran Özyurt, çeşitli açılımlarda bulundu. Bu bağlamda ayette bahsedilen bir erkeğe karşı iki kadın şahitin 'eğer biri unutursa' ibaresi ile bir şarta bağlandığını kaydeden Özyurt, unutma söz konusu değilse yine tek kadın şahidin yeterli olduğunu vurguladı. Özyurt, bu durumun ise o dönemde kadınların ticari hayatta aktif olarak katılmamasından kaynaklandığını söyledi.
Rasul'ün (s) önderliğindeki örnek toplum modelinde müslüman kadının bizzat Rasul'den (s) eğitim aldığını, vakit, cuma, cenaze ve bayram namazlarına katıldığını ifade eden Özyurt, kadının hayatın her safhasında gereken yerini aldığını kaydetti. Müslüman kadının çocuklarına örnek anne olmak anlamında da sorumlulukları olduğunu söyledi. Bu sorumluluğun evin dışında da kimlik sahibi bir kişi modeli çizilerek gerçekleştirileceğini belirtti.
Kadınların İslami anlamda sorumluluklarının farkında olmaları ve eşlerinin düşündüklerini kayıtsız doğru kabul eden bir zihniyetten kurtulması gerektiğinin önemine dikkat çeken Özyurt, Müslüman kadınların kendi İslami kimliklerini vahiyle oluşturmaları gerektiğini söyledi.
Özyurt sözlerini şu vurgularla tamamladı: "Müslüman kadınlar olarak göstereceğimiz güzel şahitlikler, her alanda anlamlı olacaktır. Şahitliğimiz hem sahih bir geleneğin tohumları olacak hem de bu dünyadaki imtihanımızı sağlayacaktır. Allah, herkesin Rabbidir ve güzel sonuç da takvanındır."