Özgür-Der Ümraniye Şubesi bu yıl ayda bir olarak düzenleyeceği bayanlara yönelik seminerlerin ilkini bugün gerçekleştirdi. 'Şule Yüksel Örnekliğinde Kadının Dönüşümü' başlıklı konuyu Zehra Çomaklı sundu.
Çomaklı, 1960'lı yılların sonuna doğru ve 1970'li yılların başlarında Türkiye'deki İslami uyanış sürecinde kimlik arayışı, arınma, yüreklenme, aksiyon açısından en fazla emeği geçen isimlerden birisi olarak Şule Yüksel Şenler'in hayatının örnek olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. Ve bu bağlamda Timaş yayınlarından çıkan Demet Tezcan'ın yazdığı 'Bir Çığır Öyküsü Şule Yüksel Şenler' adlı kitaba değindi.
Çomaklı, özellikle 1960'lı yıllar Türkiye toplumundaki bakış açılarını, tartışılan konuları, değer yargılarını ve değişimi bir boyutuyla da olsa gözler önüne sererek, bizler için bir tarih değerlendirmesi yaptırdığı için Şenler'in yaşadığı dönemin önemli olduğunu vurguladı.
Normal bir zamanda dahi sokakta başörtülü bir genç kızın görülmediği, başında başörtüsü, üzerinde pardesü ve ayağında kalın naylon çorapla düğüne giden Şenler'in aşağılayıcı bakışları üzerine çektiği bir dönemde Çomaklı, Şenler'in nasıl örtündüğünü anlattı.
Şule Yüksel Şenler'in hayatını anlatarak önemli değerlendirmelerde bulanan Çomaklı, 60'lı, 70'li yılların anlaşılmasında ve İslami uyanışın henüz kıpırdanış şeklinde olduğu bir dönemi bir toplumu değerlendirmek açısından Şule Yüksel Şenler'in yaptıklarında ve yaşadıklarında önemli vurgular olduğunun altını çizdi ve kadının örnekliği açısından önemini aktardı.
Sistemin modernleşme çalışmalarını en fazla kadın üzerinden yürüttüğü o dönemde, bu değişimin Şenler'in muhtar olan dedesinin eşi İkbal hanıma çarşafını giymemesi doğrultusunda devlet kademelerinden emir geldiğini söyleyerek kılık kıyafet konusunda örneklik teşkil etmeleri gerektiğini söyleyen İkbal Hanımın çarşafını çıkaran Şenler'in dedesinin bu devlete bağlılığını örnek gösterdi.
Çomaklı Şenler'in nasıl bir aile yapısına sahip olduğunu, nasıl örtündüğünü sisteme karşı asıl mücadele ettiğini, nasıl ilçe ilçe dolaşarak konferans ve seminerler verdiğini, ve bunlardan dolayı nasıl yargılandığını örnekleriyle aktardı. Şenler'in evde oturan bir kadın olmadığını örnek ve öncü bir kadın olduğunu, herkese tebliğde bulunduğunu ki -her ne kadar o dönemin gelenekçi, mezhepçi yapısından tam olarak sıyrılmamasına rağmen Şule Yüksel Şenlerin yaşadıklarının kadın örnekli açısından güzel bir örnek olduğunu anlattı.
Şenler'i ve yaşadıklarını o günün şartlarıyla değerlendirmek durumunda olmamız gerektiğini vurgulayan Çomaklı kadın örnekliğinin yaşadığımız toplumda öneminin her geçen gün daha da arttığını vurgulayarak konuşmasını bitirdi.