Özgür-Der Ümraniye Şubesi’nin Sabahattin Zaim Kültür Merkezi’nde yaptığı “Müslüman Coğrafyalardaki Devrim Süreçleri ve Gelecekleri” konulu Aylık İslami Düşünce Panelleri’nin bu ayki konukları Adem Özköse, Zabit el Zeydani ve Rıdvan Kaya idi.
İlk sözü alan Adem Özköse; “ Yaklaşık üç sene evvel başlayıp devam eden intifada süreçlerinde halkların elde ettikleri kazanımları, batıcı ve statükocu sistemlerin geri almaya çalışmaları hadiselerin başlatıcı gücü olarak ABD’yi gören komplocu bakış açısının yanlışlığını göstermektedir.
Bu ülkeler kurulduğundan beri halklarına zulm ediyorlar, en çok da müslümanlara. Bugünkü hareketler bu zulümlerin patlamasıdır. Özgürlük ve adalet için mücadele ruhu oluştu, korku duvarları yıkıldı. Örneğin, Mısır’da bir asker onlarca insanı karşısına dizip olmadık hakaretler yapıyor ve insanlardan hiçbir karşılık görmüyordu. Şimdi tam tersi olabiliyor. Bir genç onlarca askerin karşısında haklarını, taleplerini haykırabiliyor korkmadan.
Müslümanlar direnişleri ile destan yazıyorlar. Herşeye rağmen teslim olmuyorlar. Çokbüyük fedakarlıklar yapıyorlar. Bu ülkeleri gezen bir kardeşiniz olarak direnişleri gördükçe hayran oldum. Başlarına gelebileceklerini bile bile zulme sessiz kalmamak için mücadeleye girişiyorlar, kıyama kalkıyorlar.
Bu süreç başlamadan evvel İslami hareketler çalışmalarını devam ettirdiklerinden ve örgütlü olduklarından bu halk hareketlerinde en hazırlıklı grup oldular ve öne geçtiler.
Coğrafyamızda sömürge dönemi sona erip mücadele dönemi başlamıştır. Bu süreç iyi yönetilirse başarı ile çıkılabilir.
Esed gidecek, Mısır yönetimi birgün gidecek. Bu bir süreç, uzun bir süreç. Bu mücadelede kulluk bilinciyle hareket etmeli herkes. Buralarda yapılan ufak bir eylemin oralardaki karşılığı bambaşka oluyor. O yüzden eylemlilik, destek devam etmeli.”
Yemen Devrimi
İkinci olarak Yemen İhvan’ına mevsup Zabit el Zeydani söz aldı. Zeydani;
“Yemen yaklaşık 25 milyonluk bir nüfusa sahip ve halk Hanefi anlayışa yakın Zeydi mezhebine mensuplar. Yemen’deki partimizin adı Islah Partisi ve oy oranı yaklaşık olarak %50. Yemen’deki halk hareketi Tunus ve Libya’dan sonra başladı. Yemen İhvan’ı olarak barışçıl, silahsız bir yöntemi benimsedik. Silahlı bir yöntem kullanılsaydı belki Suriye gibi olabilirdi. Sistem barışçıl eylemlere dahi silahla ve yakaladığı insanlara işkence ederek karşılık verdi. Buna rağmen sabretti halk. Bir sene kadar sürdü eylemler. Hamd olsun sonunda başarıya ulaştık. 2000’den fazla şehit verdik. Şu an konsessüs hükümeti var işbaşında, bir yıl sonraki seçimler bekleniyor.
İhvan bu süreçten önce Yemen’de rejimi ıslah etmeye çalıştı. Bu devrim sürecinden önce de Ali Abdullah Salih’i çekilmesi için birçok alim ve aşiret reisi ziyaret etti. Yemen’de büyük itibara sahip Şeyh Abdulmecid Zindani de Salih’i yönetimden çekilmesi teklifi ile ziyaret etti.
Yemen’deki bazı problemler;
Husiler: Hüseyin Bedreddin Husi liderliğindeki Husi aşireti bir milyon kadarlar ve caferiliğe evrilmiş zeydiler. Hüseyin Bedreddin Husi 2006 yılında İran’a giderek bir müddet kaldı ve eğitim aldı. Şu an Sade şehrine hakimler ve hakimiyet alanlarını genişletmeye çalışıyorlar. Amaçları özerklik. Yemen’de daha eski bir sistem olan İmamlar Devletini kurmak istiyorlar. İhvana da silahlı eylemler yapıyorlar fakat ihvan sürece zarar verir endişesi ile hareket ederek karşılık vermiyor.
Yemen’de iki el Kaide var. Biri gerçek Kaide diğeri halk hareketi başlayınca Ali Abdullah Salih’in halka karşı ABD’dan destek almak için oluşturduğu sahte Kaide. Bu sahte Kaide mensupları eski bürokratlar tarafından hapisaneden salınmak suretiyle desteklendi.
Bir de Hizbi Reşad var. Yeni kuruldu. Mısır’daki Nur Partisine benziyor. Kazanımları kaybettirmeye yönelik oluşumlar bunlar.
Ordu süreç içerisinde sistem yanlısı ve halk yanlısı olarak ikiye ayrılmıştı. Şimdi büyük bir kısmı yeni oluşumu destekliyor. Devrimin amaçlarından biri de ordu içerisindeki bu ayrılığı kaldırmak, orduyu birleştirmek.”
Yöntem Tartışmaları Zulmü Meşrulaştırmamalı
Son olarak Rıdvan Kaya söz aldı. Rıdvan Kaya “Diktatörlükler uzun yıllar boyunca sadece silahla ve işkence ile değil zihin inşası ile kurulmuştur. Bunca yıllık zulme başkaldıran, kıyam edenler desteklenmelidir. Şartlara bağlı olarak mücade yöntemleri farklılaşabilir. Yöntem tartışmaları zulmü meşrulaştırmamalı ve bedelini de ödemeyi göze alarak zalime karşı kıyama kalkanlara fatura kesilmemelidir.
Mücadele sürecinde kayıplarımız ve olumsuzluklar olabilir. Bu kayıplar ve olumsuzluklar üzerinden felaket tellallığı yapılmamalıdır. Bu ne ahlakidir ne de islami. Bu süreç ümmet olma bilincinin ve nimeti kuşanma bilincinin sürecidir.
Bölgede problemli durumlar olsa da diktatörlük dönemini isteyen ve içerisinde bulunulan duruma yeğleyen yok. Mücadeleden yılıp sistemle uzlaşma düşüncesinde olan bir tane direnişçi grup yok.
Bu süreçte insanlar en azından diktatörlüklerin yıkılabileceğini öğrendiler. Özgürlüğü ve izzeti taddılar. Tekrar köleleştirilmeleri zor.
Ümmetin bütününü gözeten, vasat anlayışla hareket edilmeli. Fevri çıkışlarla ve görüşlerle hareket etmekten kaçınılmalı.”
Programa soru cevap kısmı ile devam edildi.
Haber: Türker Şengül
Foto: Erkam Beyazyüz