Mehmet Ali Kaçmaz / Haksöz Haber
Dernek salonunda yapılan toplantıya Suriye Kurtuluş Cephesi eski sözcüsü Mazin Seyhani konuşmacı olarak katıldı. Konuşmayı Özgür-Der'den Oktay Altın çevirdi.
Devrime katıldığı için Suriye vatandaşlığından çıkarılan Seyhani, kısaca kendisi hakkında bilgi verdikten sonra Suriye ile ilgili medyanın manipülasyon ve yalan haberlerine değinerek sözlerine başladı. Medyada çıkan;
- direnişçilerin para aldıkları,
- bazı ülkelerin istihbaratlarıyla çalıştıkları,
- batı ile kol kola oldukları
gibi söylemlerinin hepsinin yalan olduğunu belirten Seyhani, Sözcü olduğu dönemde kendisi ile ilgili de birçok yalanında ortaya atıldığını vurguladı. Konuşmanın devamında ise özetle şunlardan bahsetti:
"Suriye birkaç farklı pencereden okunuyor veya yazılıyor. Direniş ekseni denen İran penceresinden, Suud penceresinden, Katar-Türkiye penceresinden okumalar söz konusu. Yine Suriye halkının çeşitliliğinden dolayı örneğin Kürt, Türkmen ve Arapların beraber yaşamasından dolayı kavmi değerlendirmeler, Müslüman Hristiyan ve Alevilerin yaşamasından dolayı dini değerlendirmelere tabi tutuluyor.
Beşşar ile Bir Şeylerin Değişeceğini Düşünüyorduk
Bu okumaları ve direnişi anlayabilmek için kısaca Suriye'den ve devrimin başlangıcından bahsetmek gerekir. Suriye'de 80'lerde Müslümanlara büyük bir darbe yapıldı. Said Havvalar dönemi katliamla sona erdi. Bu dönemi yaşayanlar hep bir tedirginlik halindeydiler ve Suriye'de özgürlük adına hiçbir şeyin olacağına inanmıyorlardı. İnsanlar sokaklarda 3-4 kişi halinde yürüyemezlerdi, kitaplarını saklarlardı. Fakat Beşşar ile birlikte bir şeylerin değişebileceği düşünülmeye başlandı çünkü Beşşar ilk günlerinde özgürlükten, haktan, adaletten bahsediyordu. Görece özgürlük ortamında geçmiş sıkıntıları görmeyen yeni nesil gençler internetin de etkisi ile her şeye ulaşabiliyor ve artık sivil çalışmalarla isteklerini iletebileceklerini düşünüyorlardı. Fakat kısa süre sonra Beşşar gerçek yüzünü gösterdi. O derece ki bazı okullarda Kur'an öğretimini bile yasakladı.
Bu zaman diliminde gençler, Tunus ve Mısır devrimini iyi takip etti ve "neden Suriye'de olmasın?" sorusunu sormaya başladılar. Bu dönemde;
- Tüm partiler zayıftı
- İhvan'ın durumu iyi değildi.
- Selefi akım güçlü değildi.
- Hizbul Tahrir güçlü değildi.
- Alimlerin büyük çoğunluğu gençlere, Tunus ve Mısır gibi yapamayacaklarını anlatıyorlardı.
- Sistem az önce saydığım gruplardan yüzlerce kişiyi her defasında içeri alıyordu.
Gösterilerin Başlaması
Tüm bu olumsuzluklara rağmen çocuklar/gençler dışarı çıktı ve Beşşar hakkında yazılar yazdılar. Peşinden işkence gördüler. Dera aşiretine mensup olan bu çocukların aileleri çocuklarını rejimden istediler ama rejim aşiret liderlerine de aynı muameleyi yaptı.
Sonra gösteriler başladı ama ilk gösteriler hep lokal istekler içeriyordu. İlk yapılan gösteri çocukların ve aşiret liderlerinin salıverilmesi içindi. Rejimle ilgili bir gösteri değildi. Yine Humusta yapılan ikinci gösteri zalim Humus valisinin değişmesi içindi, rejimle ilgili değildi. Hatta Şam'da yapılan ilk gösteride Dera'da ki kuşatmanın kaldırılması içindi. Ama Şam'da ki gösteriye müdahale olunca artık rejim değişikliğinin daha gür söylendiği eylemler başladı. Baskılar artınca ulema arasında da ayrılıklar oldu.
Birkaç ay silahı sadece rejim kullandı. Direnişçiler, rejim tarafından kadın kaçırma olayları başlayınca sadece kendi namuslarını korumak için silah bulundurmaya başladılar. Bu aşamada bu ahlaksızlıklara daha fazla dayanamayan bazı subaylar ordudan askerleri ve silahlarıyla beraber ayrıldılar. Selefi gruplar toplanıp gruplar kurdular.
Suriye Bölgesel Güçlerin Savaş Alanı
Fakat bugün, Suriye bölgesel güçlerin savaş alanı haline geldi. İran, Rusya ile beraber Beşşar'a destek olmaktan öte, tüm askeri hareketleri bizzat kendisi yönetir duruma geldi. İran'ın durumu bu iken direnişçiler açısından da bugün en büyük sıkıntı yüzlerce askeri birlik olmasına rağmen ortak bir yönetimin olmayışıdır. Bunun için çok çaba sarfettik ama başaramadık.
Hiçbir Devrim 1-2 Senede Olmadı!
Bazıları neden kalkıştınız diyor? Ve hemen kısa sürede sonuç almamızı bekliyorlar. Bunların hemen hemen hepsi de dünyada ki hiçbir devrimin 1-2 senede olmadığını da bilmekteler. Bizde biliyoruz. Şu an devrimin ilk çeyreğindeyiz. Birçok olumsuzluk olabilir ama biz umutluyuz. Binlerce kitap okusaydık bu devrimin bize öğrettiğini öğrenemezdik. Devrim sayesinde peygamberin yolunu takip eden yeni nesiller yetişmeye başladı. Suriyeli gençler ilk defa polisten korkmadan konuşmayı Türkiye'de gördüler. Bugün insanlar rahatsız olabilirler ama gelecek adına olumlu bir durum söz konusu. Fransız devrimi dönemi halk keşke olmasaydı diyordu ama bugün memnunlar. Bugün acilen bitmesi için ancak uluslararası bir çözüm ile olabilir. Fakat uluslararası güçlerde iki tarafında zayıf kalmasını istiyor. Türkiye, İran, İsrail, Suud, Katar, Mısır, Amerika gibi ülkeleri memnun edecek uluslararası bir çözüm çok zor."
Sunumun ardından sohbet soru ve cevaplar ile son buldu.