Panel Kur'an-ı Kerim ve Mealinin okunmasıyla başladı. İsrail terör devletini anlatan slâyt gösterisi beğeni topladı. Ardından Ersin Sönmezler Şehid Şeyh Ahmed Yasin'in Mektubunu Kürtçe olarak okudu. Özgür çocuk kulübü üyesi Nur Sena Peker, M. Şakirê Koçer ın 2003 yılında kaleme aldığı Kürtçe yazılan, GAZZE şiirini okudu. Panele, Yar. Doç. Dr. Abdulcelil Candan ve Osman Gülaçar konuşmalarıyla devam edildi.. Candan ve Gülaçar konuşmalarını ayakta yaptı. İlk olarak Abdulcelil Candan söz aldı.
Candan konuşmasında, Yahudiliğin Kur'an_ı Kerimdeki yansımalarını; ayetlerle anlattı Özellikle Fatiha Suresindeki gazaba uğrayanların Yahudiler olduğunu, müşriklerden bile bahsedilmediğini, en büyük tehlikenin ve düşmanın her gün namazlarda hatırlatıldığı halde, Müslümanların bunun farkında olmadığını söyledi. Özetle Yahudilerin Kur'an daki özellikleri şöyle sıralandı:
Onlar ölümden ve kabirden çok korkarlar. Onların kalpleri taşlardan bile katıdır. Onlar insanları katlederler; çocukları katlederler, doğayı ve çevreyi katlederler. Onlar, mü'minlerin en şedit, en hayâsız ve en kan içici düşmanlarıdırlar. Onların sözlerine güvenilmez, onlarla ateşkes olmaz, sizlerle savaşmaya devam edeceklerdir, arasıra dinlenmek ve güçlerini toparlamak için ateşkesten bahsederler. Ama bu savaş kıyamete kadar devam edecektir. Sözlerini çiğnerler, anlaşmaları çiğnerler, fitnecidirler. Peygamber katilleridirler. Peygamberimizi Hz. Muhammed (sav) zehirleyen Yahudi bir kadındır. Peygamberimize Zeynep adında bir kadın zehirli et vererek, seksen dört gün sonra şehadetine sebep olmuştur. Dedi.
Candan, Hamas'ın bugün sadece dört milyon Yahudi ile değil, beş milyarla savaştığını, bütün emperyalistlerin desteğini alan güçlerle savaştığını söyledi. Allah'ın gazap ve belasına uğramış, necis ve lanetli kavim, İslami direnişe karşı başarılı olamayacaktır. İbrahim (as)ın ateşi direnenler için gülistan olacaktır. Çünkü şehadeti arzulayanların karşısında kimse duramaz, Şehid anneleri, çocuklarının şehadetleriyle övünürler, Ebabil kuşlarının sahibi olan Allah, bugün de Ebabil kuşlarını gönderebilir. Nasıl ki Ebrehe ve ordusu yok edilmişse, Olmert ve ordusu da, Allah'ın izniyle, küçük Ebabiller olan Filistinli küçük generallerin taşları ile yok edileceklerdir.
Mü'minlerin şu bilince ulaşması gerekiyor. Şehid Abdullah Azzam'ın eşi, oğlunun Taziyesine gelip kendisine moral vermeye çalışanlara Sümeyyece şöyle diyordu. 'başımıza müsibet gelmedi ki, ben şehid annesiyim. Beni tebrik edin. Diye haykırıyordu. Bir elinde Filistin bayrağı, diğer elinde İsrail sigarası bulunan kişiler olmayalım.
Peygamber Efendimizin (SAV) 'Benim ümmetim zalime zalim demekten çekinirse, o zaman kaybeder' mealindeki hadisini iletti. İnanıyorum ki, şartlar sağlanırsa sadece Tatvan'dan on binler Yahudilerle savaşmaya giderler. Çünkü ölümden korkmayan ve şehadeti arzulayan bir milletin, bir neslin, yenilgisi söz konusu değildir ve asla sırtı yere gelmez.
Ey Müslümanlar, sizlerin savaşı yahudilerle kıyamete kadar sürecektir, ey Müslüman! Ey Allah.'ın kulları, Rabbimiz bize vaad etmiştir. Allah'ın Salih kulları yeryüzüne varis olacaktır. Diyerek konuşmasını bitirdi.
Daha sonra söz alan Osman Gülaçar ise; Allah, bize inançlı, ilkeli, şerefli bir duruşu nasip eylesin diyerek sözlerine başladı. Gülaçar, yeryüzünün tüm zalimlerine, tüm tağutlarına karşı iki cümlecik silahımız vardır. Bu silahımız, LAİLAHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH'dır. Bu söz için her şeyi vermeye hazırız. Her şey davamız için, malımız, canımız, ticaretimiz.
Kur'an, Yahudilere katledenler diye hitap eder. Zekeriya (as) ve Yahya (as)ı öldüren peygamber katilleri diye hitap eder. Kafir medya tarafından aldatılıyoruz. Savaşı Hamasın başlattığını, Yahudilerin kendilerini savunduklarını iddia ediyorlar. Yahudilerin sadece bugün Gazze katliamıyla değil, ta 1946'lardan başlayarak, 1947- 1948-1956-1958-1967-1970- 1972 ve en son 1982 de Ariel Şaron başkanlığında Sabra ve Şatilla Kamplarındaki on binlerce müslümanın, katledildiğini, çoluk çocuk, kadın, esir demeden, ta üç aylık bebeklere kadar katlettiler. Katliamlardan örnekler vererek, 9 yaşındaki kız çocuğunun, gözlerinin önünde, tüm aile fertlerinin öldürüldüğünü, hatta ağlamakta olan kundaktaki kardeşinin de ağlama sesinden dolayı, kafir İsrail subayı tarafından katledildiğini, buna şahit olan kızı sırf vahşetlerini anlatması için, sağ bıraktıklarını, bununla da yenilmezlik propagandası yaptıklarını söyledi. Hatta bugün olduğu gibi kamplarına ambargo uygulanan Filistinli Müslümanlar, İslam alimlerinden şu fetvayı vermelerini istiyorlar: ' Bizler, açlıktan dolayı, şehit olan kardeşlerimizin etlerini yiyebilir miyiz diye fetva istiyorlar. Bugün ambargoya uğrayan kardeşlerimizin yanında olmalıyız, yardımlar ulaşmıyor iddiası, kafir İsrail'in ve işbirlikçilerinin yaydığı kocaman bir yalandır. Amaç Müslümanların yardımlarını engellemektir diyerek, boykotu savaş bitene kadar değil, İsrail tarih sahnesinden silinene kadar sürdürmeliyiz dedi. Gülaçar; şu an yanımda 1946 dan bugüne kadar değişik tarihlerde yapılan, Yahudilerin katliam yaptıkları köy ve yerleşim birimlerinin beş sayfalık isim ve yer listesi var dedi.
Bugünü unutmayalım, dünü de unutmayalım. Ve yarınların hesaplarını da çok iyi yapalım. Allah aşkına unutmayalım, çocuklarınızın adını, GAZZE, FİLİSTİN, AHMET YASİN, RANTİSİ vb. isimleri bırakalım. Çocuklarımız bize sorduğu zaman bu isimlerin hikâyesini anlatarak onları şuurlandıralım dedi.
Gülaçar, Mü'min Allah katındaki en değerli varlıktır. Allah katında dünyanın yok olması, bir mü'minin yok olması kadar önemli değildir. Kanımız Irak'ta, Çeçenya'da, Afganistan'da, dökülürken zalimler kanlarımızı su sandılar, bunun böyle devam edeceğini sandılar. Elhamdulillah, artık bizler uyandık, Müslümanlar olarak Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla biz bir ümmet olduk. Biz ayağa kalkıyoruz ve kıyam ediyoruz. İnşallah Şeyh Ahmed Yasin'lerin, Rantisilerin ve Gazze'li küçük çocukların intikamını almak bize nasip olur. Biz yapamazsak, oğullarımız yapacak, onlar yapamazsa, torunlarımıza vasiyet ediyoruz, Gazze'nin intikamı alınacak dedi. Gönülaçar, topluluğa TEVHİD, TEKBİR getirterek sözlerini bitirdi.
Özgür-Der Yönetim kurulu Üyesi, ERSİN SÖNMEZLER'İN 2003 yılında Kürtçe ye çevirdiği,Şeyh Ahmed Yasin'in 'Allah'ım Ümmetin Suskunluğunu Sana Şikayet Ediyorum' adlı okuduğu mektup:
Bîsmillahîrrehmanîrrehîm
Ya Rebbî! Bê dengîya ûmmetê ji tera gilî û gazind dikim.
Ez kalekim. Her du destênmin ji taqetê ketine, ne qelem digre û ne ji sîleh!
Ez ne xetîbim, ku bi quweta dengê xwe erdê bi hejînim.!
Porê min sipî buye, di dawîya emrê xwe de, her nexweşîyê pêsîramin girtîye, û bayê belayê zemanê, di ser min da tê.
Daxwazekî min heye, kesên ku wekêmin ji zeafa misilmanan aciz bune bila binivîsîn!
Wa misilmanên bê deng û aciz, mirîyên helak bûne!
Ma hêja dilên we naşewite, li hemberê van belayên tehl, ku hatine li serême?
Qey xelqekî tune ye? Qet kesek tune, ji bo Xwedê û ji bo na namusa ummetê hêrs bibe!
Tê kî li hemberê wan kesên, ku ji mûcahîdên [berxwedanwanên] bi rûmet ra dibêjin" Terorîstên mêrkuj"bisekine?
Ev ûmmet qet şerm nake? Gava ku şerefa wî di bin pêyan de tê cûtin. Xwînxwarên Sîyonîst û hevalên wan nayên dîtin!
Em nêrînek dixwazin, ku hêsrên çavên me paqij bike û destê xwe bide li ser milên me
Çima sazîyên vî ûmmetê, hêzên sivîl, partîyên wan, kesên zana û rewşenbîr ji bo xwedê hêrs nabe?
Hemu bi hevra narabin, li kolanan, ji bona me dua nakin;
Ya Rebbî! quweta me bike yek, kêmasîyên me çareser bike, alîkarîya evdên xwe yê mû'mîn bike! Ma quweta we ji van hîvîyan ra jî tuneye?
Di nêzîk de hunê, tevkuştinên meyê mezên bîbîhîsin.Wê demê di enîyên me de evê bê nivîsandin; Me berxwe da! Em nerevîyan û me xwe avête pêş!
Bi me ra zarokên me, jinên me, kalên me û xortên me tê bêne kuştin!
Emê wan, ji vê ûmmeta bê deng û, bê xem re bikin pêt û agir!
Ji me teslîmbûn û bilind kirina ala sipî hêvî nekin!
Lewra em wisa bikin jî, emê dîsa bêne kuştin. Bihêlin em şerefa xwe ya şervanî bimrin!
Dixwazin bi me ra bin, çi ji destê we hatîye, her yek ji we heyfa me bixe sitûyê xwe! Dixwazin kuştina me, bi kezebşewutî temaşa bikin!
Daxwaza me eve; Xwedê kesên ku emanetê hilnegirtîye, heyfa me ji wan hilîne!
Em hêvîdarin ku hun li hemberê me nebin! Ji bona Xwedê qene nebin dijberên me!
Wa serokên ûmmetê! Wa xelqên ûmmetê!
Xwedayê mên !
Ez ji te ra gilî dikim… Ez ji ter a gilî û gazind dikim
Hindikbûna quveta xwe, kêmasîya îmkanên xwe û li hemberê mirovan, zeafa xwe, ji tera gilî dikim…
Tu Rebbê mustezefanî…Tu Rebbê me yî…Tu me ji kîra berdidî?..
Erdekî dûr ku ji me re bibe cehennem an jî dijminan re berdidî?
Xwedayê min!
Xwînên ku têne rijandin, namusên tên destdan, hurmetên ku têne cûtin, zarokên ku dihêlin êtîm û sêwî, dayîkên ku kurên xwe wenda dikin, jinên ku dihêlin jinebî, xanîyên ku têne xirakirin, zevîyên ku têne tarumarkirin, ji eşqa wan hemîyan, ji tera gilî û gazind dikim!
Ji tera gilî dikim! Quweta me belav bû…Yekîtîya me xira bu…Rêyên me cuda bu.
Zeafa xelqê xwe, li ber dijmin, alîkarî nekirina ûmmetê, ji ter a gilî û gazind dikim.
M. Şakirê Koçer'ın 2003 yılında, Kürtçe yazdığı GAZZE adlı şiiri, Özgür-Der Çocuk Kulübü Üyesi Nur Sena Peker tarafından okundu.
GAZZE
Gazze meskenê Şehîda
Mü'min kuştin mane cida ,
Dinya bêbext bêdenge
Tenê delîle Xwuda.
Xortê Hamasê lehengin
Alemê da nav u dengin
Bijî îstişhad îstişhad!
Behiştên wan şox û şengin
Şerê qedîme her dem
Îro ew in siba em
Mekrê dijmin hişyarbin
Da serdest nebin senem
Dinê da tişta muhîm
Tenê meşa îbrahim
Hember Amrîqa rabin
Dînê xwe bikin qaîm
Rojên azad nêzîk bûn
Îstişhad nextê hebûn
Gelî mü'minê cîhan
Hildin âlâ serxwebûn