Tahsin Özdemir, Hz. Muhammed (s.a.v) Hira mağarasında arayış içinde olduğu bir zamanda, meleğin ona vahiy bildirmesiyle risaletin başladığını belirtti ve şunları söyledi:
"İlk ayetlerin ilk önce peygamberi yetiştirmek için indiğini görüyoruz. Alak Suresinin 1-5 ayetleri peygambere hayatı vahiy perspektifinden okumasını, ilmin kaynağının Allah olduğunu, insana kalemle bilmediğini öğrettiğini, insanın bir kan pıhtısından yaratıldığını öğretiyordu. Daha sonra Müzzemmil ve Müddessir sürelerinin inzal olmasıyla peygambere vizyon ve misyon verildiğini görebiliyoruz. Daha sonra inen Duha süresiyle Rabbimizin, peygambere yalnız olmadığını bildirdiğini anlıyoruz."
"Peygamberi anlamak ve tanımak için onun yaşadığı toplumu tanımak yeterli olacaktır. Peygamberin yaşadığı toplumda müşriklerin yaşadığını, bunların hayatın çok alanına hakim olduklarını ve zülüm yaptıklarını görüyoruz. Bu hayatta Allah inancı var, ama hayata ve yaşam şartlarına müdahil olmayan bir inanç şeklinde duruyor. İşte böyle bir dönemde Allah insanlığa örnek ve önder olacak kulu Muhammed (s.a.v)'i peygamber olarak gönderiyor. Peygamberin bu zorlu görev için Rabbi tarafından eğitildiğini, güçlü kılındığını ilk inen ayetleri okuduğumuzda anlıyoruz."
Risalet başladıktan bir süre sonra vahyin kesildiğini, vahyin inmediği bu döneme fetret dönemi denildiğini söyleyen Özdemir, "Ey örtüsüne bürünen kalk ve uyar! ayetlerinin inmesiyle peygamberin, artık pasif iyiden aktif iyiye geçtiğini ve bir daha pasif iyiye dönmediğini belirtti. Peygambere artık ağır sorumluluk yüklendiğini, başta ailesi olmak üzere yakın akrabalarını ve durmadan insanları yeni dine davet ettiğini söyledi. Davetin başlamasıyla beraber davete karşı olan müşriklerin de harekete geçtiklerini, daveti kabul edenlere hakaret ve eziyetlerin başladığını söyledi. "İlk yıllar çok sıkıntılı olmasına rağmen, Mekke'nin önde gelen ailelerin çocukları davete icap ettikleri gibi gariban ve fakir ailelerin çocukları da davete katılıyorlardı. Başta Hz. Ebu Bekir olmak üzere bir çok insan yeni dine giriyordu. Bu sıkıntılı dönemde yeni dine girenlerin yaş ortalamasının 20-25 olduğunu biliyoruz." dedi.
"Risaletle beraber başta peygamberin amcası Ebu Leheb olmak üzere Darun Nedve meclisi iman edenlere çok ciddi baskılar yapmaya başladı. Tüm baskılara rağmen Darul Erkam'da Müslümanlar bir araya gelip inen ayetleri okudular ve peygamber terbiyesinden geçtiler. Bu süreçte iman edenlerin 32'si erkek 13 kadın olmak üzere toplamı 45 kişi idi. Daha sonra bu sayı 129 kişiye çıktı."