Kazım KOÇ'un Konuşma Özeti:
Kazım KOÇ, Arap yarımadası İslam öncesi her zaman iki büyük devletin (Bizans ve Sasani devleti) tehdidi altındaydı. Bu iki devlet Arap yarım adasını hiçbir zaman işgal etmedikleri halde kendi tebaları olarak görüyorlardı. Bizanslarda Helen kültürü hakimdi ve Ortodoks mezhebi yaygın olarak yaşanıyordu. Devletin merkezi İstanbul'du. Diğer taraftan Sasani (fars) devletinde Zerdüştlük hakimdi. Sürekli yanan bir ateşleri olduğu için Mecusi olduklarını söyledi.
Kazım KOÇ, Asya ve uzak doğuda bulunan Hindistan ve Çin devletleri hakkında da bilgi verdi. Hindistan'ta siyasi birlik olmadığını,kast sisteminin olduğunu,baharat yolunun buradan geçmesi ülkeyi zenginleştirdiğini, inanç sistemlerinin Hinduizme dayandığını söyledi. Çin'de ise feodal yapıların olduğunu, tarım ve ticaretin olduğu, birden fazla inanç sistemin (tao dini, Budizm) olduğunu belirtti.
Kazım KOÇ, Peygamberlik gelemeyene kadar Arapların idari bir yapıları hiçbir zaman olmadığını belirtti. Arapların genel olarak yaşam biçimleri göçebe ve yerleşik olduğunu, göçebe yaşam süren Arapların bu nedenle "Bedevi" olarak tanındıklarını söyledi. Erkeğin egemen olduğu bir aile yapısı olduğunu, çok eşli evlilikler yaygın olduğunu, kadınların miras hakkı olmadığını, kabileler arasında rekabet ve kan davaları yaygın olduğunu ifade etti. Çöl yaşamının zorluğu, su kaynaklarının azlığı, yiyecek sıkıntısı bu rekabet ve kavgaların sebepleridir. Hicaz bölgesinin en önemli ticaret merkezleri Mekke, Medine ve Taif'ti. Mekkeliler daha çok ticaretle, Medineliler ise daha çok tarımla uğraşmışlardır. Göçebelerin en önemli geçim kaynağı hayvancılık, yerleşiklerin ise tarım ve ticaret olduğunu söyledi.
Kazım KOÇ, İslamiyet'ten önce , Arapların büyük çoğunluğunun puta taptığını,nerdeyse her kabilenin kendine özgü putunun olduğunu, Kabe, Araplarca kutsal sayıldığını söyledi. Araplar putları ziyaret için Kabe'ye gelirler ve kurban keserlerdi. Bu sürede kabileler arası çatışmalar yapılmazdı. Bu nedenle bu zamana "Haram Ayları" denilmiştir. Araplarda puta tapıcılık yanında, Mecusilik ( Zerdüştlük), Musevilik, Hristiyanlık gibi dinler de yaygındı. Ayrıca Hz.İbrahim'in dinine inananlar da vardı. Bunlara " Hanif " denildiğini dile getirdi.
Kazım KOÇ, Arap Yarımadası'nın en önemli bölgesi; Mekke ve Medine'nin de içinde bulunduğu Hicaz bölgesiydi. Mekke'ye V. yüzyıldan itibaren Hz. İsmail soyundan gelen Kureyş Kabilesi hakim olduğunu ifade etti. Mekke, Medine, Yemen, Suriye bölgeleri dışa açık ve yerleşik hayatın olduğunu, buralarda tarım, ticaret, sanat, edebiyat yaygın olduğunu söyledi. İç bölgelerde ise daha çok hayvancılık ve göçebe hayatın olduğunu, bedevilerin bu iç bölgelerde yaşadıklarını belirtti. Dışa açık olan bölgelerde panayırların ticaret için önemli birer noktalar oluğunu söyledi. Medeni'de buluna Yahudilerin Araplar gibi ticaretle değil tarımla uğraştıklarını dile getirdi. Mekke şehir devletinde idari yapı Kureyş soyundan gelenlerin elinde olduğunu, Aristokratik bir yapı oluşturduklarını,kölelik ve cariyeliğin olduğu bir politika yürüttüklerini ifade etti.
Kazım KOÇ,Arap toplumundaki Yahudi ve Hıristiyanların olması ve bunların kendi kitaplarında bir peygamberin geleceğini söylemeleri nedeniyle , Arap toplumunda yeni bir peygamber beklentisinin olduğunu söyledi.
Program soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.