Yavuz KEKEVİ, Arap yarımadasında yaşayan insanlar Hz. Muhammed(s.a.v) gelmeden önce bir beklenti içindeydiler. Burada yaşayan insanlar Allah'ın sünnetini biliyorlardı. Çünkü yaşanan bunca zulme adaletsizliğe ve kötülüğe "dur" diyecek birinin gelmesini bekliyorlardı. İnsanlara şunu öğretmişti. Firavunların olduğu yerde Musa,nemrutların olduğu yerlerde ise bir İbrahim çıkmıştı. Dünya ne zaman bataklığa düşse bir kurtarıcı beklemiştir. Bundan dolayı ki halen insanlar Mesih'in tekrar geleceğine inanırlar. Fesadın yaygınlaştığı Arap yarım adasında İncil'de,Tevrat'ta müjdelen ve adı ''Ahmet'' olan bir peygamberin geleceği bilgisi bilindiğini söyledi.
Yavuz KEKEVİ, Hz.Peygamber'in böyle bir zaman dilinde Mekke'de yetim olarak dünyaya geldi. Mekke'liler çocuklarını iklim şartlarına göre ve Arapçayı iyi öğrenmeleri için sütanneye veriyorlardı. Hz. Peygamber Hevezin kabilesinden olan Halime adında bir kadına verilerek Mekke dışına çıkarıldığını, sonra annesini kaybeden Peygamber, dedesi Abdulmutalib tarafından himaye edildiğini, dedesi de ölünce ticaretle uğraşan amcası Ebu Talib tarafından himaye altına alındığını ifade etti.
Yavuz KEKEVİ, Peygamberin, amcası Ebu Talib'le bir ticarette Rahip Bahire ile karşılaştığını, Rahibin Peygamberi gördükten sonra amcasını uyardığını, Kur'an ''sen kitap nedir, iman nedir? bilmezdin'' ayetinin ise Rahip Bahire'nin, peygamberi sırtındaki mühürden tanıdığı bilgisinin, doğru olmadığını bize öğrettiğini belirtti. Daha sonra Hz.Peygamberin çobanlık yaptığını, ficar savaşlarına katıldığını, faziletler birliği olan Hılful Füdulda bulunduğunu siyer kitaplarından öğrendiğimizi söyledi.
Peygamber, Mekke'de zengin olan Hz.Hatice 'nin ticaret kervanlarını almasıyla birlikte ticarete atıldığını,bu esnada farklı dinlerle tanıştığını ve ticarette olan başarısı ve doğruluğu Hz Hatice'nin dikkatini çektiğini,daha sonra ise Hz.Hatice'nin Hz.Peygamberle evlendiğini belirtti.Bu sürede peygamber tüm Mekke'de El Emin sıfatıyla tanındığı söyleyen KEKEVi,bugün ki Müslümanların bu sıfata ne kadar muhtaç olduklarını ifade etti.Ayrıca kölesi olan Zeyd'i azad etmesine rağmen Zeyd'in ,Hz.Peygamberin yanında kalması ve Mekke'de Peygamberin ,Zeyd'in üvey babası olarak bilgisinin önemli olduğunu belirtti.Hz.Ali'de peygamberin yanında büyümesi ve daha dokuz yaşında iken aklını kullanarak Müslüman olması çok önemli bir olduğunu söyledi.
KEKEVİ,Peygamberin 30-35 yaşlarında kendisini fikri arayışlara ve uyanışlara bıraktığını,bu zaman diliminde daha fazla tefekkür etmeye başladığını ifade etti.Mekke'de yaşayan haniflerin putların yanlış olduklarını bildiklerini ancak bu yanlışlıkları düzeltecek bir bilgiye sahip olmadıklarını bundan dolayı bir arayışın içinde olduklarını söyledi.Hz.Peygamberin Haniflerden etkilendiğini, daha sonra sık sık Hira mağarasına gitmeye başladığını , mağarada kaldıkça daha çok düşündüğünü ,düşündükçe mağarada kalmaya devam ettiğini bu durumun vahyin gelmesine kadar devam ettiğini söyledi. Vahiy geldikten sonra Hz.Peygamberin bir daha Hira mağarasına gitmediğini ifade etti.
Yavuz KEKEVİ daha sonra Hz.Peygamberin hayatı daha iyi öğrenmek için ,İslam Nedir ?(Ali Şeriati), Şarkavi'nin Özgürlük Peygamberi,Celalettin Vatandaş'ın Hz.Muhammed'in Hayatı,Muhammed Hamidullah'ın İslam Peygamberi ,Mustafa İslamoğlu'nunÜç Muhammed kitapları tavsiye etti.
Program soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.