Özgür Der Tatvan şubesinde düzenlenen programa çok sayıda kişi katıldı. Programı Özgür Der üniversite gençliğinden Ali ENSARİOĞLU sundu.
Program Özgür-Der lise öğrencisi Mikail AYKAN tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ve mealinin okunmasıyla başladı.
Daha sonra M.Şakır KOÇER bir konuşma yaptı. M.Şakır KOÇER konuşmasında kısaca şunlara değindi.
Allah’a karşı ilk olarak iblisin isyanıyla etmesiyle kaos başlamıştır. Yeryüzüne düşman olarak inen insanoğlu ve şeytanın savaşı başlamış oldu. Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesiyle bu savaş ve ölüm başlamıştır. Bizler tarihten bu yana öldüren değil ölen taraftayız. Bizler Habil’in çocuklarıyız. Bu gezegende hüküm edenler silah üretenler, zülüm edenler hep Kabil’in çocuklarıdır.
Tarihe baktığımızda kan dökenler inananlar değil tam tersine inkar edenlerdir. Hz.Davut zırh yapmıştır. Kılıç yapmamıştır. Hz.Muhammed (as)hendek yapmıştır. Saldıran olan hiçbir zaman Müslümanlar olmamıştır. Müslüman davası uğrunda ölmeyi tercih edenler. Bakın silah malzemeleri üretenlere hepsi genelde kafir olanlardır.
Halepçe katliamında kimyasal silah üretenlere baktığımızda bu silahların kafirlere ait olduğunu görüyoruz. Bu katliam Kürtlerin Hiroşima’sı olarak tarihe geçti. Yakın zamanda yine bu silahlar kullanarak Roboski’de 34 masum insan katledildi. Halepçe katliamında kullanan silahların etkisi günümüze kadar devam etmektedir.5000 fazla insan ölmüş binlerce insan sakat kalmıştır. İran–Irak savaşında Saddam Hüseyin, enfal hareketiyle dünyanın gözü önünde Halepçe’de uçaklarla kimyasal bombalar kullanarak insanları katletti. Sözde demokrasi havarileri ve insan hakları savunucuları bu katliama sessiz kaldı. Gerçi yaşanan süreçte suçlu olarak Saddam Hüseyin gösterildi. Ancak silahları üreten ve satanlar suçlu olarak görülmedi. Yaşanan olayları gizlemek istediler. Ancak katliamın görüntüleri tüm dünyaya yayılınca yaşanan vahşet gün yüzüne çıktı. Vahşetin sahipleri sustular. Dünyada birçok yerde kimyasal silahlar kullanan kafirler olaylar karşında hep susmayı tercih ettiler.
Bizler bu yaşımıza kadar hep savaşları yaşadık. Bu savaşlarda öldürülen milyonlarca insan oldu. Zalim batı modernizmi bizlere hep ölüm sundu. Batının gerçek yüzünü bilmeli ve onların oyununa gelmemeliyiz.
M.Şakır KOÇER konuşmasının sonunda Halepçe’de şehitlerine Fatiha okudu. Daha sonra Muhammed Rojhat TÜRKMEN ‘’Helepçe’’adlı bir Kürtçe şiir okudu.
HELEPÇE
Roja şanz dê adar ê,Pênç roj ber ya bahar ê
Kîmyasal wek baran ê,Jor de di hatin xwar ê
Hezar nehsit heştê heşt,Şeş hezar çune bihişt
Mija zilmê dor pê. Kir Çîya, banîi newal, deşt
Gur ê hov, tevê hirçê,Êrîş kirın Helepçe'yê
Yîn kuştin, yin saqet hiştin,Yîn ku xistin kelepçe yê
İro jî salvegere,Bê çare rabe here
Bê wan hovên xwînmij re,Ceng bike, bike şere
Bila mezlum şad bibin,Ji zilmê azad bibin
Şehîd tev gorbihîşt bin,Bî rehmetî yad bibin
Dilêmın kîne kîne,Serêmin bûye dîne
Zalim bila ji bîr nekin,Ew jiwan re namîne
Program Mele Ömer TÜRKMEN Kürtçe yaptığı konuşma ile devam edildi. Mele Ömer TÜRKMEN konuşmasında özetle;
Gönül isterdi ki bugün sizlere güzel şeyleri anlataydım .Ancak yaşanan acılar ve zulümler bizlere güzel şeyleri anlatmıyor. Halepçede yaşanan yaşanalar gönüllerimizi mahzunlaştırıyor ve yüreklerimizi kanatıyor. Bu nedenle mazlumlara bu acıları yaşatanları doğru tanımalıyız. Yapılan araştırmalar Halepçe’de kullanan silahların etkisi sürüyor. Olaylar karşısında susmak zulme ortak olmaktır. Bizler Müslüman olarak zulme karşı susarak zulme ortak olmayız.Bizlere mazlumlara iyi bakarız. Zalimlerin karşısında mazlumların yanında durmayı tercih ederiz. Mazlumun dini sorulmaz. Mazlum kim olursa olsun bizler mazlumdan yana olmalıyız. Halepçe katliamında ölenler mazlumdu. Bizler bu mazlumların yanında olduğumuzu her zaman tüm dünyaya haykıracağız. Ramazan ÖZTÜRK tarafında tüm dünyaya dağıtılan resimler sayesinde Halepçe katliamının vahşet yüzünü öğrendik. Bu katliamın benzeri dünyanın çok yerinde yaşandı halen yaşamaya devam ediyor. Bizler üzen bu katliama Müslümanların sessiz kalmasıdır. Zulüm kimden gelirse gelsin Kur’an ve sünnet çerçevesinde zulme karşı durmamalıyız. Rabbimiz zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir.Bizler kendimize düşeni yapmalıyız. Yapılan zulümler karşılıksız kalmayacak.Saddam’ın sonunu bilmeyenimiz yoktur. Allah zalimleri kimi zaman dünyada cezalandıracak. Kimini de diğer dünyada cezalandıracaktır. Mazlumlar hakların bu zalimlerden alacaklardır. Bu nedenle bizler kendimize düşeni yapmalı ve ona göre mücadele etmeliyiz. Zulmü kabul edemeyiz. Zalimler çok korkaktırlar. Zalimler her zaman kendine işbirlikçi bularak zulüm ederler. Rabbimiz zalimlere meyil etmememizi ister. Bizleri bu noktada uyarır. Bizler Allah ve resulünü sevenlerden olmalıyız.
Allah bizlerden adaletli olmamızı ister. Dünyayı bizlere emanet olarak veren Allah’a karşı sorumluluklarımızı yeniden geçirmeliyiz. Kendimize düşen görevi en iyi şekilde yapmalıyız. Zulme karşı adaleti savunanların safında olmayı tercih etmeliyiz. İnananlar olarak insanlığa karşı olan tarihi misyonumuzu oynamalıyız.
Program Halepçe Katliamını anlatan slayt gösterimiyle sona erdi.