Programa Van, Bitlis, Norşin ve Tatvan'dan katılım vardı. Özgür-Der Tatvan şubesi salonunda gerçekleştirilen programı Özgür-Der Tatvan şubesi yönetim kurulu üyesi Sinan KIRANŞAL sundu. Program İsmail ARSLAN'ın okuduğu Kuran-ı Kerim ve mealinin okunmasıyla başladı. Abdurrezzak SOYDAN'ın okuduğu Kürtçe "Halepçe" şiiri, Erkam ALTILAR 16 Mart 1997 yılında Halepçe anısına yazdığı "Göz bebeklerimdeki okyanus" adlı şiiri okudu. Özgür-Der gençlik kolu üyesi Uğur KUTLU "Halepçe'nin Yerli tanıklar" adlı yazıyı okudu. Halepçe katliamını anlatan ve Şiwan PERWER'IN "Halepçe" adlı parçası eşliğinde sunulan slayt gösterimi katılımcılara duygusal ve hüzünlü anlar yaşattı. Programda kürtçe konuşan Mele Ömer TÜRKMEN büyük beğeni topladı. Van Mazlumder Yönetim kurulu başkanı Fuat DEĞER'in konuşmasından sonra program sona erdi.
Mele Ömer TÜRKMEN konuşmasında özetle: ''Halepçe katliamı insanlık tarihin utanç sayfalarından biridir. Zalimler ve işbirlikçileri tarih boyunca bu tür katliamlar yapmışlar ve yapacaklardır. Ancak tarih bizlere zalimlerin sonunu ne kadar korkunç olduğunu göstermektedir. Halepçe katliamının sorumlusu dönemin Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin ve yandaşları bugün tarihin çöplüğünde hak ettikleri yeri almıştır. Yapılan bu tür etkinlikler her kadar az olsa da Özgür-Der Tatvan şubesinin bu çalışması çok anlamlı ve manalıdır. Bugün zalimler kendi sonlarının ne kadar kötü olacağını bilselerdi belki bu kadar zulümler yapmazlardı. Rabbimiz her iki cihanda zalimler için korkunç bir son hazırlamıştır. Bu anlamda bu gece Halepçe için yapılan bu program, bizlere tekrar zalimlerin yaptıkları zulmün boyutları bir kez daha ne kadar korkunç olduğunu göstermiştir. Kurtuluş ancak Allah'ın bizlere gönderdiği ve emir ettiği Kur'an-ı Kerim'in rehberliğindedir'' dedi.
Van Mazlumder Yönetim kurulu başkanı Fuat DEĞER ise özetle; "İbrahim Sediyani'nin 16 Mart 2007'de Haksöz Haber'de yayınlanan Halepçe adlı yazısından alıntılar yaparak başladı. Değer, Halepçe 23 yıl önce insanlık vicdanına atılmış ucu zehirli bir neşterin miladır. Halepçe, sahipsizliğin ve mazlumluğun, ölüme yatılmışlığın meşheridir. Halepçe, bugün sahip olduğumuz bilinç ve duyarlığın aynı zamanda harekete geçtiği bir şafak vaktidir. 23 sene evvel Saddam Halepçe'de yaşayan Kürtleri napalm bombaları ile ölüme mahkum ederken tüm dünya insanları adete pikniğe çıkmıştı. Bilhassa Saddam'ın anası ve babası olan batı seyirci kalmıştır. Batı tarafında Saddam'a gönderilen kimyasal silahlar Türk limanları ve Türk firma etiketleri ile Irak'a gönderiliyordu. Burada sadece Saddam tek suçlu değil, ona analık ve babalık yapan batı ve onun yerli işbirlikçileri de Saddam kadar suçludur. Çünkü Saddam emperyalist batının çocuğudur.
Halepçe bizim kuşağın bir bilinç uyanması ve farkındalık gerçeğinin ortaya çıktığı bir dönüm noktasıdır. Bugün kürt sorunu geçmişiyle ve geleceğiyle Halepçe'den uzak, ayrı, bağımsız ve ilgisiz bir durum değildir. Halepçe katliamı sadece yakınıp ağıtlar yakmanın acının ve inlemenin bir vesilesi olmamalıdır. Bizlere düşen bu acılarla birlikte ama bu acıları bir daha yaşamamak için çözüm konusunda çözüm milliyetçiliği yapmadan, adil, ahlaki ve sorumlu özneler olarak baskı kurmak ve ilgili iradeyi ortaya çıkarmaktır.
DEĞER, başka Halepçe olmasın başka acılar yaşamasın. Halepçe aynı zamanda bizimde üzerimizden ölü toprağını atıp, sorgulayıcı kendi olan değerler üzerinde gelişen bir miladımız olsun. Diyerek konuşmasını bitirdi.
Program Halepçe şehitleri için okunan dua ile sona erdi.
Programda Okunan Şiirler:
HELEPÇE
Roja şanz dê adar ê
Pênç roj ber ya bahar ê
Kîmyasal wek baran ê
Jor de di hatin xwar ê
Hezar nehsit heştê heşt
Şeş hezar çune bihişt
Mija zilmê dor pê. Kir
Çîya, banîi newal, deşt
Gur ê hov, tevê hirçê
Êrîş kirın Helepçe'yê
Yîn kuştin, yin saqet hiştin
Yîn ku xistin kelepçe yê
İro jî salvegere
Bê çare rabe here
Bê wan hovên xwînmij re
Ceng bike, bike şere
Bila mezlum şad bibin
Ji zilmê azad bibin
Şehîd tev gorbihîşt bin
Bî rehmetî yad bibin
Dilêmın kîne kîne
Serêmin bûye dîne
Zalim bila ji bîr nekin
Ew jiwan re namîne
(Abdurrezak SOYDAN)
GÖZ BEBEKLERİMDEKİ OKYANUS
Döndü Şafaklar Geceye,
Ay Söndü
Kesildi Sesi Soluğu Çakalların.
Bir Ben Bir Halepçe
Birde Göz Bebeklerimdeki Okyanus,
Amansız Bir Debelenme Telaşındayız.
Duygular Köpürür Özlemle,
Zorlanır Göz Kapaklarım
Boşanır Alevli Nehirler Feryatlar İçinde
Öyle Buruk ,Öyle Yalnız
Ve Öyle Kederli,
Sevmeler Dilemiştim Muştulara Dair,
Şafaklar Beklemiştim Matemlerime,
Bölerek Bedenimi Hasret Akşamlarına ,
Ak Güvercinler Beklemiştim.
İpek Newrozlara,
Ölümler Yoktu Sevmelerimde,
Hüzün Yok Tu Ki,
Toplanıp Tüm Karanlık Silahlarını
Atlas Geceleri Yırtarak
Dayandılar Kapılarına Göklerin.
Bebelerin En Tatlı Uykularında
Sonsuz Uykulara Mahpus Ettiler Bizi,
Gecede Halepçe Var
Gecede Sarhoş Kandamlaları,
Buğday Tenini Dökerek Ayaklarına ,
Göğsüne Dayadığı Yavrusuyla Haykıran,
Bir Kürt Gelini,
Bir Yetmişlik İhtiyar.
Bir Onyedi Mart Depremi Var Gecede
Derin ,
Hüzün Katmerli Bir Mart Gecesi
Ağırlaşır Ağırlaşır,
Çöreklenir Tüm Günahlarıyla Bedenime ,
Tenimde Amansız İsyan Çığlıkları.
Sevmeler Dilemiştim Muştulara Dair,
Mülteci Kampları Gibi Issız Yüreğime,
Güneşler Doğsun İstemiştim.
Hüzünler Değil
Izdırap Büyür.
Halepçe Boğlur Göz Bebeklerimdeki Okyanusta
Dağlarına Bahar Gelmeyecek Mi?
Gülmeyecek Mi?
Acılara Gebe Şafakları
Sevmek Hep Ellere Mahsus
Bize Ölüm Bekleyişleri
16 mart 1997 (Erkam ALTILAR)
HABER: Sinan KIRANŞAL