"Şeyh Said"konusunun konuşulduğu seminer, Tatvan Özgür-Der'in dernek binasında gerçekleştirildi.
Seminer, İbrahim Aykan'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim ve mealin ardından başlarken Fuat Yetişsin, konuşmasında şu hususlara değindi:
Şeyh Said; bazılarına, özellikle Türk milliyetçilerine göre bir vatan haini, Kürt milliyetçilerine göre seküler bir kahraman, Müslümanlara göre ise bir şehid ve mücahid olarak görülüyor.
Şeyh Said kıyamını konuşmadan önce Kürdistan coğrafyasının o zamanki sosyo-politik koşullarından da bahsetmek gerekir. 1800'lü yıllara kadar içişlerinde bağımsız ve dışişlerinde Osmanlı'ya bağlı olan Kürdistan coğrafyası, 2. Mahmud dönemiyle beraber tamamen merkezi idarenin kontrolüne alınmaya çalışılıyor. Ve bu süreç beraberinde kimi sıkıntılı durumları beraberinde getiriyor.
1900'lü yıllardan sonra sultan 2. Abdulhamid'in tahttan indirilmesi ve ittihat terakki cemiyetinin yönetimde hakimiyeti ele almasıyla bir baskı dönemi oluşuyor. Bu baskı dönemi beraberinde Kürt cemiyetlerin kurulmasına zemin hazırlıyor.
1922'de saltanatın kaldırılması, 1924 yılında hilafetin ilga edilmesi ve Kürtçe dilinin yasaklanması gibi yanlış uygulamalar da dindar Kürt halkının tepkisini çeken olaylar oldu.
Kimi yanlış devlet politikalarının yürürlüğe konulduğu bu dönemde her zaman Müslümanlara karşı silah kullanmaktan imtina eden Şeyh Said ve arkadaşları meşru müdafaaya zorlanıyor ve daha sonraki dönemde yakalanarak İstiklal mahkemeleri marifetiyle idam ediliyorlar.
Şeyh Said'in vefatından önce söylemiş olduğu şu sözler onun hangi saikle hareket ettiğini ortaya koymaktadır; "Arkamdan ağlayıp da zalimleri sevindirmeyin, kıyamımızı iyi anlayın ve bizden sonrakilere aktarın. Şüphesiz benim ölümüm Allah ve İslam içindir."
Seminer soru cevap faslının ardından sona erdi.