“Müslümanlar İçin Rol Model Olarak Ashab-I Kehf”

Tatvan'da “Müslümanlar İçin Rol Model Olarak Ashab-I Kehf” konuşuldu.

Tatvan Özgür Der'de M. Şirin Yıldırım'ın sunumuyla "Müslümanlar İçin Rol Model Olarak Ashab-I Kehf" konulu seminer gerçekleştirildi.

Hüseyin Yıldırım'ın moderatörlüğünü yaptığı seminer, Hasip Ece'nin okuduğu Kur'ân-ı Kerîm ve meâlinin ardından başladı.

M. Şirin Yıldırım, sunumunda şu hususlara değindi:

"Biz müslümanlar açısından 21. yüzyılın en problemli alanı, gençlik ve gençliği kuşatan problemlerdir. Çünkü bütün hareketlerin, bütün inançların, bütün mücadelelerin motor gücü gençliktir. Bugün İslam alemi bir fitnenin içinde boğuluyorsa bu durum gençliğimizin iflasından kaynaklanıyordur. Maalesef ki İslam ümmetinin gençliği iflas etmiştir.

21. yüzyıl gençliğini kuşatan problemleri maddeler halinde şu şekilde ifade edebiliriz:

1.) Gençlik fıtrattan kopmuştur.

2.) Gençlik maneviyat ve vahiyden kopmuştur.

3.) Gençlik seküler ve inançsız bir eğitimle eğitimsiz kalmıştır.

4.) Gençlik ırkçılık hastalığına bulaşmıştır.

5.) Gençlik taassup ile fikri donukluk yaşamaktadır.

6.) Gençlik ahlaksızlık ve şehvet girdabında boğulmaktadır.

7.) Gençlik faydasız uğraş ve boş tartışmalar ile vakit kaybetmektedir.

8.) Gençlik sosyal medya ve internet ile gereğinden fazla meşgul olmaktadır.

İşte bu noktada bu kadar sıkıntı ile cedelleşen gençliğimiz ve toplumumuz için Ashab-ı Kehf gençlerinin örnekliği bir çıkış yolu olacaktır.

Bir grup genç içinde yaşadıkları şirk toplumundan, şirk düzeninden şikayet edip Rabblerine şöyle duada bulunur:

'Rabbimiz! Bize yüce katından bir rahmet bahşet ve bizi içine düştüğümüz şu durumdan dolayı doğru (sonuca) ulaştıracak bir bilinçle donat!' (Bknz. Kehf Suresi / 10).

Ve böylece o mü'min gençler, bizlere; Allah'a sığınmayı, O'ndan yardım ve rahmet istemeyi ve bütün işlerde doğrulukla hareket edebilmek için Allah'tan yardım istemeyi öğretmiştir.

Rabbimiz mağara arkadaşlarının misalini, Kur'ân-ı Kerîm'de şu şekilde anlatmaktadır:

'O gençler mağaraya sığınınca şöyle dediler: Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve bizim için şu işimizden bir kurtuluş yolu hazırla.

Bunun üzerine Biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.

Sonra da iki gruptan hangisinin, onların mağarada kaldıkları süreyi daha iyi hesapladığını anlamak için, onları tekrar uyandırdık.

Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık.

(Oranın hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.

Şu bizim kavmimiz, Allah'tan başka ilâh edindiler. Onların ilâh olduğuna dair açık bir delil getirselerdi ya! Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?

(İçlerinden biri şöyle demişti:) Mademki siz, onlardan ve Allah'tan başka taptıkları putlardan ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz rahmetinden size genişlik versin ve işinizi rast getirip kolaylaştırsın.

Ey Muhammed! Baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.'

Mağara arkadaşları kıssasından çıkarabileceğimiz en önemli hususları şöyle özetleyebiliriz:

Gençlere sahip çıkmamız, onları sahiplenmemiz ve asla yalnız bırakmamamız lazım. Zira yalnız bıraktığımız her genç birey, gayri-İslami unsurlar tarafından sahiplenilmektedir.

Kur'ân'ın övdüğü şekilde bireyler yetiştirmemiz lazım. Yüce Rabbimiz elbette bizi bizden iyi tanımaktadır ve nasıl bireyler olmamız gerektiğini de bizden iyi bilmektedir. İnanmış bireyleri bir cemaat şeklinde, ümmet anlayışıyla bir araya getirmemiz ve hareket bilinciyle donatmamız lazım. Müslüman bireylere dua bilinci aşılamamız ve onlara Rabbimizin indirdiği ilkelere sığınmayı öğretmemiz lazım. Dua, insanın acziyetinin farkına varıp haddini bilmesini sağlayan en önemli ibadetlerimizden biridir. Allah'tan gelen emirlerin hak olduğunu bireylere öğretmemiz lazım. Tebliğci, davet usulünü bilen güzel söz ve hikmet sahibi bireyler yetiştirmemiz lazım. İnandıklarını bir delile dayandıran, ilmi temeller üzerinde yükselen bir toplum yetiştirmeliyiz. Şirk inancına karşı tevhidi duruşu benimseyen gençlerimiz-bireylerimiz olmalı. Mü'min bireyler, kendilerini fitneden koruyabilecek bir donanıma sahip olmalı zira bu dünyanın kendisi vahyi rehberlikten uzak insanlar için en büyük fitnedir. Bütün musibet ve belalara karşı sebat edebilecek şahıslar olmalıyız. Gaybi konuları Allah'a has kılmalı, müteşabihattan sayılan mevzulara dalmamalıyız. Asli gündemlerimizle ilgilenmek en önemli şiarımız olmalıdır.".

Seminer soru-cevap faslının ardından sona erdi.

 

Etkinlikler Haberleri

Tatvan Özgür-Der’den 500 aileye yardım
Küçük Burak kumbarasını Gazze’ye bağışladı
Tatvan’da Ersin Sönmezler’i anma programı yapıldı
"Seküler bir dünyada Müslümanlar ve Gazze”
Tatvan'da “Kudüs ve Şehitler Gecesi” düzenlendi