Seminerine cematin sözlük tanımıyla başlayan Mevlüt BAYRAKTAR şunları söyledi:
"Cemaatin sözlük anlamı; topluluk veya bir yerde toplanmış insanlar, takım, bölük veya gurup anlamını taşır. İslam da ki fıkhı anlamı ise bir imama uyup namaz kılan Müslümanlar topluluğu, bir mezhebe veya imama tabi olan insan topluluğuna cemaat denir. Bunun yanında değişik bağlarla birbirlerine yakın olan ( din, örf, akrabalık komşuluk vs) tüm insan topluluklarına da cemaat denir."
Daha sonra Kuran'da cemaatin tanımı ile seminerine devam etti..
"Kur'an da ki Müslüman cemaat tanımı; Allah'a kulluk şuuruna ulaşmış tüm Müslüman veya Allaha kulluk amacı ile bir araya gelen tüm Müslümanlara verilmiş bir tanımdır.
Kur'an da ki Müslüman cemaatin vasfını alabilmek için bu birey veya gurubun Allaha kulluk bilincine ulaşmaları ve bu doğrultuda Allahın hâkimiyetini yaymak için çalışmaları gerekmektedir.
Bazı istisnalar haricinde kur'an tek bireylerden oluşan bireylere değil de cemaat halindeki Müslümanlara hitap eder " ey iman edenler " gibi…
Kur'an da ki Müslüman cemaatin tanımının birey nazarında ki istisnalardan bir kaçından en önemlisi Hz İbrahim olmuştur. Yüce Allah Hz İbrahim'i tek başına bir cemaat, bir ümmet bir lider olarak tanımlıyor.
16/120- Hiç kuşkusuz İbrahim Allah'ın buyruğuna titizlikle uyan, tek Allah'a inanmış bir ümmetti.(cemaatti) O Allah'a ortak koşanlardan değildir.16/ 121- Rabbinin nimetlerine şükreden bir kuldu, Allah onu seçip dosdoğru yola iletmişti.
Kur'an birçok yerde hem açık ve hem de dolaylı olarak cemaatten bahs eder, yaptığı tavsiyeler, uyarılar, korkutmaların büyük bölümü Müslüman cemaate olmuştur, kur'an dikkatlice okunduğunda yapılan her emrin ve tavsiyelerin bireylere değil de cemaat şeklinde yaşayan Müslümanlara hitap edildiği anlaşılır, bunu hayatın her alanında dile getiriyor. Fatiha suresinin beşinci ayetinde Müslümanların cemaatine hitap ediliyor ve cemaat şeklinde yalnızca Allah'a kulluk yapmalarını ve yalnızca ondan yardım dilemeleri isteniyor " yalnız sana kulluk eder ve yalnızca senden yardım dileriz"
Dikkat ederseniz fiiller tekil değil, çoğuldur. Yani "yalnız sana ibadet ederim ve yalnız senden yardım beklerim" şeklinde tekil değil, "yalnız sana kulluk yaparız ve yalnız senden yardım bekleriz."
"Sunumuma sözlerin en güzeli Allah'ın sözlerinden mücadele süresinin 78. ayetiyle son vermek istiyorum
"Allah'ın rızası uğrunda gerektiği gibi cihad ediniz. O sizi bu görevi yapmak üzere seçti. Din konusunda size hiçbir zorluk yüklemedi. Atanız İbrahim'in dinidir bu. Allah sizi gerek daha önceki kutsal kitaplarda gerekse elinizdeki Kur'anda "müslüman" olarak adlandırdı. Amaç, Peygamberin size tanık ve canlı örnek olması, sizin de diğer insanlara tanık ve canlı örnek olmanızdır. Öyleyse namazı kılınız, zekâtı veriniz ve Allah'a sımsıkı bağlanınız. Sizin efendiniz, koruyucunuz O'dur. O ne güzel efendi ve ne güzel destekleyicidir!"
Allah bizleri kendisine gerektiği gibi kulluk bilincine ulaşmış müminler ve topluluğumuzu da " işte kurtuluşa erenler onlardır" dediği cemaat eylesin." sözleriyle sunumuna son verdi.
Haksözhaber/Murat BAŞARAN