Özgür-Der Sivas temsilciliği Mısır cuntasının idam kararlarını protesto etti. Basın açıklamasını Özgür-Der Sivas temsilcisi Sinan Ceran okudu.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
MISIR’DA İDAM KARARLARI KARŞISINDA, DİRENEN KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ.
Bismillahirrahmanirrahim, Rahman ve Rahim Allah adına
Tunus’tan başlayan, Libya, Mısır, Yemen ve Suriye’de devam eden Müslüman halkların intifada mücadelesi kesintisiz şekilde devam ediyor. İntifada halkalarından biri olan Mısır'da halkın tevhit, adalet, özgürlük için devrin firavunu Hüsnü Mübarek ve yandaşlarına ülkenin her yerinde meydan meydan direnişleri sonuç vermiş ve firavun Hüsnü Mübarek yıkılmıştı.
Fakat batılı emperyalist tahakkümcü ülkeler ve koltuklarını kaybetmekten korkan bölgedeki işbirlikçileri, özgür bir ortamda yapılan seçimler sonucunda iktidara gelen, Mısır halkının umudu olan Muhammed Mursi ve Mısır'ın özgür insanlarına bedel ödetmeye karar verdi. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi 3 Temmuz 2013’de Türkiye’de yaşanan 28 Şubat darbesindeki “Demokrasiye Balans Ayarı Yapıldı” cümlesine benzer şekilde askeri darbe ile görevinden indirdiler. Cuntacılar yönetimi ele geçirdiklerini açıkladılar. Cumhurbaşkanı Mursi ve Mısır halkı askeri güçler tarafından gayri meşru bir şekilde tutuklandı.
Mısır halkının cunta yönetimi ve başındaki Sisi’ye karşı büyük bir katılımla ortaya koymuş oldukları onurlu sivil direnişleri, ordu tarafından ağır silahlarla halkın üzerine ateş açılarak bastırılmaya çalışıldı. Bütün dünyanın gözleri önünde, halkın ve Hakk'ın temsilcileri katledilirken, sözüm ona demokratlar, özgürlükçüler yalnızca seyrettiler. Kendi putlarını tek tek yiyen batılılar Mısır’da kuklalarının yenisini Mısır halkının başına diktatör olarak diktiler. Efendilerinin Adeviye’de öldürerek bitiremedikleri Esma’ları, üniversiteli gençleri zindanlara doldurdular. Meydanlarda en temel insani haklarına sahip çıkan binlerce Mısırlı’yı şehit ettiler. Yetmedi, İhvan-ı Müslimin’in faaliyetlerini yasaklayarak sözüm ona terörist ilan ettiler.
Cunta ve sahte mahkemeleri şimdi de iğrenç bir tiyatro sahnesi ile Mısır’ın özgür insanlarını yargılayarak katletmek istiyorlar. Tek suçları tevhid, adalet özgürlük istemek olan bu yiğit insanları kadın erkek, genç yaşlı yüzer yüzer dünyanın gözü önünde idam sehpalarına gönderiyorlar. En ağır bir şekilde darbe suçundan yargılanması gerekenler Mursi'yi ve cunta karşıtı halkı yargılamaya başladılar. Ve Mısır'da, 720 ihvan-ı müslimin üyesi kardeşimize idam cezası verildiğini bildirdiler. Biz bu zihniyeti “sanığın idamına delillerin bilahare toplanmasına” kararları ile bilinen İstiklal Mahkemelerinden tanıyoruz. Biz bu zihniyeti on yılda bir yapılan darbelerden tanıyoruz. Biz bu zihniyeti 28 Şubat’ın yürütülen tanklarından biliyoruz. Müslüman Kardeşleri “terör örgütü” ilan etmek isteyen zihniyet bilsin ki ümmet yeniden diriliyor, ümmet dayanışması yeni baştan yazılıyor, uluslaştırılarak birbirinden koparılan ellerimiz yeniden bir araya geliyor. Cuntacılar şunu bilmeli ki; 720 idam kararı Mısır’daki direniş ateşini söndüremez. Bu idam kararlarını duyan Müslümanlar evlerine kapanmayacak. Bizler evine kapanarak güven içinde olacağını zannedenler gibi değil, zalimlerin karşısında hakkın şahidliğini yaparak, güven içinde yaşamayı Rabbimizin yanında arayanlarız. Rabbimize iman edenler onuru, izzeti, şerefi yalnızca Rabb’inden bekleyenlerdir. ”Onlar yakında nasıl bir inkılap ile devrileceklerini göreceklerdir.”
İman eden, akleden, dosdoğru olmak isteyen, insanım diyen herkesi Mısır'daki zulme sessiz kalmamaya ve bu zulüm karşısında hakkın savunucusu olmaya davet ediyoruz. Özgürlük, adalet yalnız bir zümrenin değil, bütün insanların hakkıdır. Mısır'da meşru hükümetin darbe yoluyla iktidardan uzaklaştırılmasına sessiz kalan dünyanın, bugün yeni katliamlara kapı araladığını, ilkeli kararlı bir duruş sergilemediklerinden darbecileri cesaretlendirerek zulmü çok daha artırmaya çalıştıklarını büyük bir kaygı ile takip ediyoruz. Bu kapsamda Mısır'da "Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek" için darbe karşıtı gösteri yapan 720 kişiye idam cezası veren iradeyi kınıyor, Rabia direnişini Rabbimize olan kulluğumuz gereği, kendi direnişimiz olarak görüyoruz. Vicdanını kaybetmemiş tüm insanları, bu vahşeti durdurmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz.
Mısır Yargısı şuanda cunta yönetiminin elinde kukla vazifesi görmektedir. Darbeciler dünyanın suskunluğundan cesaret alarak, izzeti tercih edenleri idam etmeye çalışmaktadır. Zulme sessiz kalmayıp meydanları terk etmeyerek, binlerce şehit vererek dünyada eşi benzerine az rastlanan örnek bir direnişe imza atanlar değil, darbeciler yargı önünde hesap vermelidir. Büyük bir baskı sonucu adalet terazisine müdahale ile verilen idam kararları söz konusu iken, dünyanın sessiz kalmasını kabullenmiyoruz. Bu ikiyüzlülükten herkesin vazgeçmesini istiyoruz. Suriye’de katil Esed yönetimine karşı onurlarını şereflerini ayakta tutan halkın mücadelesi ne ise, Mısır halkının vermiş olduğu mücadele de odur. Suriye’de zalim diktatör Esed ne ise, Mısır’da darbeci Sisi ve iktidarı odur.
Emperyalist sömürgeci güçlerin ve işbirlikçi diktatörlerin, Müslümanlar üzerinde yüzyıldır estirdikleri teröre, yaptıkları hırsızlıklara sessiz kalmayarak dur diyor ve tarihe yeni bir katliamın geçmesini engellemek istiyoruz.
Bizler Rabbimizin ahirette vereceği adalet terazisinden hiçbir şüphesi olmayan insanlarız. Ahiretin terazisi gibi, dünyanın da terazisinin adaletli olması adına; Muhammed Mursi dâhil tüm İhvan-ı Müslimin tutuklularının serbest bırakılarak, Muhammed Mursi'nin görevine iadesi sağlanmalı, darbenin asker-sivil tüm aktörleri yargılanıp, hak ettikleri ağır cezaları alması gerektiğini belirtiyoruz.
Binlerce kardeşimizin acımasızca katledildiği Mısır’da, darbeci katillerin verdiği hukuksuz kararları da kendilerini de tanımıyor, onurlu bir duruş sergileyen Mısır’lı kardeşlerimizin mücadelesinin yanında olduğumuzu Sivaslı Müslümanlar olarak ilan ediyoruz.
HER ŞEY BİTTİĞİNDE HATIRLAYACAĞIMIZ ŞEY; DÜŞMANLARIMIZIN SÖZLERİ DEĞİL, DOSTLARIMIZIN SESSİZLİĞİ OLACAKTIR.