Basın Açıklamasının Tam Metni:
1993 yılında Sivas'ta yaşanan olaylarla ilgili pozisyonumuzu hiç değiştirmedik. Kamuoyuna ve yetkili mercilere yaptığımız çağrılarda yapılması gereken ilk şeyin, bir dinin peygamberine ve onun pak eşlerine yapılan hakaretlere tepki gösteren halkın derdinin, endişesinin ve duyarlığının anlaşılması olduğu ve amacı dışına çıkarılarak yaşanan sürecin Alev-Sünni çatışması olmadığının ilan edilmesiydi. İkincisi ise bu duyarlılığı kullanan ve neticesinde onlarcası içeride olmakla birlikte dışarıda da insanların ölümüyle sonuçlanan zincirleme olayları adli olarak inceleyip faillerinin ve arkasındaki azmettirici güçlerin deşifre edilmesi ve suçsuz olarak içeride yatan mağdurların serbest bırakılması idi. Geçtiğimiz yıl Sivas Belediye'sinin de katkılarıyla biraraya gelen yüzün üzerindeki dernekle talebimizi en üst düzeyde Cumhurbaşkanlığına kadar taşıdık.
Biz ülkemizde yaşanan gelişmelerle birlikte 2 Temmuz sürecinin aydınlatılmasını, mağdurların serbest bırakılmasını hatta yok yere yıllarca hapis yatan kardeşlerimize tazminat ödenmesini beklerken, mağdur ailelerine dönük ortaya çıkan yüz binlerce liralık tazminat kararını oldukça manidar buluyoruz. Sivas olayları sebebiyle zarar gördüğünü iddia eden kişilerce İçişleri Bakanlığı aleyhine Sivas İdari Mahkemesi'nde açılan tazminat davasında İçişleri Bakanlığı; Sivas olaylarındaki zararın 2 Temmuz 1993 tarihi itibariyle 54 bin 207 Türk Lirası olduğunu, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sanık ve ailelerinden tahsil edilmesini talep etti. 2 Temmuz 1993 tarihinde 54 bin 207 lira olan zarar faiziyle birlikte 320 bin lira yapıyor. Yirmi yıldan fazla bir süredir yalnızca eylemlerde slogan attıkları gerekçesiyle haksız bir şekilde hapiste yatan mahkumların ekonomik bir geliri olmadığına göre yüz binlerce liralık tahsilatın yıllardan beri ekonomik ve psikolojik olarak mağdur olmuş olan ailelerden alınacağı açıktır. Bu durumun da en basit ifade ile insafsızlık ve vicdansızlık olduğu ortadadır.
Gezi sürecinde yaşananları güzünüzün önüne getiriniz. Yüzlerce bina, işyeri, araç kullanılamaz hale getirilirken devlet hiçbir işlem yapmadı. Kobani olayları bahane edilerek 7-8 Ekim günlerinde Doğuda pek çok şehri yakıp yıkan insanlarla ilgili de herhangi bir işlem yapılmazken 2 Temmuz 1993 günü yalnızca slogan attıkları gerekçesiyle tutuklanan ve yıllardan beri zindanlarda çürütülen insanlara yapılanlar reva görülebilir mi? Adalet herkese her zaman lazım.
Çözüm süreci ve Suriye'de yaşanan vahşete dönük önemli adımlar atan hükümetin, 28 Şubat süreci ve sonrasında yaşanan hak gasplarına dönük çalışmalarını olumlu ama yetersiz buluyoruz. 28 Şubat Darbe süreci mahkemeleri tarafından Sivas Davası mağdurlarına verilen idam cezalarının darbe sürecinin bir sonucu olduğu artık bilinen bir gerçektir. Dönemle hesaplaşılırken açık bir şekilde hak gasbına uğramış Sivas mağdurlarının serbest bırakılmasını, 2 Temmuz olaylarında ölümle sonuçlanan olayların faillerinin yakalanmasını ve tamamen haksız gerekçelerle oluşturulmuş olan tazminat davasının yok sayılmasını talep ediyoruz.
Burhan Gökçe
Özgür-Der Sivas Temsilcisi