Sinan Ceran'ın okuduğu basın açıklamasının metni:
Değerli Sivaslılar, kıymetli basın mensupları; Suriye'de İran, Rusya ve zalim Esed'in katliamları devam ediyor. Bu katiller çetesini artık kimse durduramamaktadır. Maalesef Suriye bugün her türlü silahın kullanıldığı bir ölüm laboratuarına dönmüş vaziyettedir. Uluslararası sözleşmelerle kullanılması yasak olan kimyasal silahları pervasızca kullanmaktan çekinmeyen bu katiller çetesi dünyanın sessiz kalışından aldıkları cesaretle savunmasız sivilleri vurmaya devam ediyor.
Önceki gece Doğu Guta'ya bağlı olan Duma beldesinde bir kez daha vahşete şahit olduk. Esed rejimi ve destekçileri, Doğu Guta'da muhaliflerin kontrolündeki son nokta olan Duma ilçesine klor gazlı kimyasal silah saldırısı düzenledi. 1000'e yakın insanın etkilendiği bu kimyasal saldırıda 80 kişinin öldüğü ifade ediliyor. Sivilleri muhasara altına alarak bulundukları yerlerden çıkışlarına için vermeyen rejim güçleri yaşlı, kadın ve çocuk ayrımı yapmaksızın soykırım niteliğinde katliamlar icra etmeye devam ediyor.
BM'nin çoğu zaman yaptırım ve askeri müdahale gerekçesi olarak gördüğü bu kimyasal saldırıların artık kanıksandığına ve ciddi bir tepki verilmediğine şahit olmaktayız. BM'nin utanç verici bu duruma karşı takındığı körlük, sağırlık ve dilsizlik hali elbette dünya kamuoyunun vicdanında mahkum edilecektir. Ancak daha kötü olan ise Müslüman kardeşleri katledilirken bunları görmeyen, duymayan ve konuşmayan Müslümanların içinde bulunduğu zillet halidir.
Mezhebini kendine din edinen İran ve kendini emperyalizme satan diğer bölge ülkeleri bu utancın yaşanmasında en büyük paya ve vebale sahiptirler. Reel politika diye tabir ettikleri ve kendilerince meşru göstermeye çalıştıkları bu şeytani tutumu bizler asla kabul etmiyor ve lanetliyoruz.
Nasıl ki müşrik Mekke site devleti Hz.Peygamber'e ve Haşimoğulları'na karşı 3 yıllık ambargoyla müslümanları zor durumda bırakmıştı. Aynısını 7 yıldır Esad, İran, Rusya, ABD AB vb. yapıyorlar. Türkiye ve diğer İslam ülkelerinde ise bunların zihniyetinde olan vicdansızlar var. Onları irinler, kırlar bekliyor. İyi ki cehennem var. Çünkü onların ölüleri cehenneme gidecek. İyi ki cennet var çünkü bizim şehitlerimizin gideceği yer cennettir.
Buradan üzülerek şunu ifade etmek istiyoruz ki; Suriye 21. yy da insanlık vicdanının test edildiği en büyük imtihan alanı olarak karşımızdadır ve maalesef insanlık âlemi bu sınavdan geçemeyerek bir kez daha zalimlere ve onların yürüttükleri merhametsiz politikalara teslim olmuştur. Ancak bizler üzerimize düşen sorumluluk gereği sesimizi duyurabileceğimiz vicdanlara seslenerek başından beri Suriyeli mazlumların yanında olan Türkiye'ye ve ülkeyi yöneten idarecilere bu zulme sessiz kalmamalarını ve uluslar arası kurumlar nezdinde bu katliamların hesabının sorulmasını ve sorumlularının yargılanmasını gündeme getirmelerini istiyoruz. Umarız ki bu çağrımız karşılık bulur.
Yine bizler rabbimizin katında belki bir mazeret olur düşüncesiyle şunu söylüyoruz; Ey Rabbimiz şahit ol ki, bizler zalimlerin yaptıklarına asla sessiz kalıp razı olmadık! Sen her şeyi görensin. Zalimlerin yaptıkları bu zulümleri yanlarına bırakma. Hem bu dünyada hem de öte dünyada onları zelil ve kahreyle!