Sakarya Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi ve SABED Başkanı Ömer SEVİM’İN okuduğu basın açıklamasında azgınlaşmış sermayenin kendi çıkarları için her şeyi mubah gören bir zihniyete sahip olduğu vurgulandı. Uyan Diren Özgürleş ve Tevhid Adalet Özgürlük sloganlarının atıldığı basın açıklaması çok sayıda basın mensubu tarafından da takip edildi.
Eylemde okunan Basın Açıklamasının tam metni aşağıdadır.
Sizin Toyota’nız Size, Bizim Namazımız Bize
Geçtiğimiz hafta içerisinde yayınlamış olduğumuz basın bildirisinde de vurguladığımız gibi İlimizde 1994 yılından bu yana faaliyet gösteren bir otomobil fabrikasında namaz ve namaz kılanlarla ilgili baskı ve yasaklamaya varacak uygulamalar hayata geçirilmek istenmektedir. İşçilerin namaz kıldıkları kartonların toplatılması işe alımlarda “namaz kılıyor musun” sorusunun sorularak soruya evet cevabı verenlerin işe alınmamaları her ne kadar reklamlarında adamlıkları ile övünseler de bu uygulamaları hayata geçirenlerin adamlıkla falan hiçbir alakası yoktur. Adamlık adaleti gözetmekle insanların haklarına ve taleplerine kulak vermekle başlar. Ayrıca benzer uygulamaların yine İlimizdeki Otokar fabrikasında da kısmen de olsa sürdürülmeye çalışıldığı da yine kesin bir bilgi olmamakla birlikte çalışanlardan alınan duyumlar arasında yer alıyor.
Uluslar arası sermaye açısından eşsiz bir pazar olan Türkiye’de büyük holding ve kartellerin ideolojik tutum ve davranışlarına bakıldığında kendilerini rejimin bekçiliği gibi bir göreve adadıklarını rahatlıkla görebiliriz. En başından beri “irtica” yaftalamaları ile müslümanları potansiyel tehlike ve risk olarak gören oligarşik sistemin elitleri çoğu zaman kendilerini halktan gizlemeyi başarsalar da Toyota örneğinde olduğu gibi bazen de mızraklarını sığdıracak çuval bulamıyorlar.
Biz bu zihniyeti daha önce görmedik mi? Geçtiğimiz Ağustos ayında Amerikalı Ontex grubuna ait Can Bebe fabrikasında da namaz yasağı uygulanmadı mı? Can Bebe’de bu zulmü yaşayan A.B. “anlamasınlar diye elimi yüzümü lavaboda, ayaklarımı tuvalette yıkayarak abdest alıyordum. Namazımızda kıyıda köşede kılıyordum. Sonra başka bir iş bulup oradan ayrıldım”.dememiş miydi? Yine Merinos Şirketler grubunda yaşananlar ne Can Bebe’yi ne de Toyota’yı aratacak cinstendi. Merinos Halının sahibi olan zat ; “ … Hiçbir şekilde işçilerimin namaz kılmalarına izin vermem. İbadetler kesinlikle işletme dışında olur. İşletme bir ibadethane değildir. İşletmede inanç olmaz” demiyor muydu? Aynı Merinos işletmelerinde namazı yasaklarken camilere halı satmıyor muydu? Toyota’daki “adam”lar da namazı yasakladıkları gibi namaz kılanlara da araba satmasalar olmaz mı? Bunların 2009 yılında kendi sınırları içerisinde namazı yasaklayan İtalya’nın Azzano belediye başkanında ne farkları var. Namaz düşmanlığında sınır tanımayan bu zihniyetin niyeti nedir? İslamafobide birbirleriyle yarışan bu seçkin sermaye elitlerinin her istedikleri olacak mı? İnsanları köleleştirirken namaz da kılamazsınız demek nasıl bir kendini bilmezliktir, aymazlıktır.
Bizler bu İslam karşıtlığının namaz yasaklamasının başörtüsü düşmanlığının bu ülkenin türedileri olan Batıcı politikaların sevdalısı laik Kemalist seçkinci elitlerin ucuz bir politikası olduğunu biliyoruz. Bizler bu vesile ile Toyota gibi Otokar gibi Can Bebe gibi İtalya’nın Azzano Belediyesi gibi namaz yasakçılarına müslümanları ateş dolu hendeklere atanlara Kur’an’ın seslendiği gibi seslenmek istiyoruz: Kahrolsun Ashabı Uhdud; Kahrolsun namazı yasaklayanlar ve onların ağababaları.
Namazın dinimizin olmazsa olmazıdır. Dinimizin direğidir. İnsanları doğruluğa dürüstlüğe eminliğe sevk eden eşsiz bir ibadettir. Doğruyu yanlıştan hakkı batıldan ayırabilmenin önemli bir şartıdır namaz. Adaleti gözetme kapısının anahtarlarından bir tanesidir. Namaz kendini bilmektir. Zulme karşı çıkmaktır. Namaz inancımızın gereğidir. Rabbe kulluğumuzun göstergesidir. Hayata tutunmaktır. Allah’tan af dilemektir. Neden yaşadığını bilmektir. Yaşamanın anlamıdır. Namaz azgın sermayeye karşı durmaktır. Sömürmemek olduğu kadar sömürülmemektir aynı zamanda.
ÖZGÜR-DER SAKARYA ŞUBESİ