Sakarya Başörtüsü Platformu 86. Başörtüsü eyleminde; Ülke gündemini meşgul eden muhtıra, bu muhtıranın ortaya çıkışı, gösterilen tepkiler dile getirildi. Kendi kutsallarını halka dayatmaya çalışanlara karşı TEVHİD eksenli bir duruş çağrısı yapıldı.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Geyve Temsilciliği Üyesi Ali ARICI tarafından okunan 86. basın açıklamasında; muhtıranın, kim tarafından kaleme alınırsa alınsın "Darbeci, yasakçı, oligarşik zihniyetin" değişmediği vurgulandı. Muhtıraya karşı ilk tepkinin İslami kimlik sahiplerince gösterildiğinin belirtildiği açıklamada, hükümetin tavrı ise şu cümlelerle ifade edildi. "Dik bir duruş sergileyerek askere boyun eğmeyeceğini gösteren ve tam tersine demokrasi ve özgürlükler adına dahi olsa darbecileri deşifre eden Hükümet kanadını da tebrik etmemiz gerekiyor."
ARICI açıklamasında; BAYKAL, MUMCU ve AĞAR'ın mevcut süreçteki tavırlarını eleştirerek; "Türkiye'de rejime rengini veren Silahlı Kuvvetler Partisi ile küçük kardeşi Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti ve onlara sığınarak var olmaya çalışan sağcı, muhafazakar, milliyetçi, mukaddesatçı, gelenekçi kadrolar iflas etmiştir." dedi. Yaşananlar karşısında, direnişin, adaletin ve özgürlüğün ilke edinildiği İslami bir tavrın sergilendiğine değinen ARICI, "Topluma sunulmak istenen Türk Müslümanlığı olgusunun içerisinde barındırdığı tehlikelere de dikkat çekmek istiyoruz. Kendi kutsallarını bütün bir halkın kutsalı olmak zorunda imiş gibi halka sunan bu sistem projesi de büyük bir aldatmacadır." diyerek açıklamasını şu cümlelerle bitirdi: "İslam'ın hiçbir ırka düşmanlığı olmadığı gibi, hiçbir ırka ayrıcalığı da yoktur. İslam Yüce Kitabımız Kur'an ve Rasulün örnekliği ile yaşanan, Tevhide dayanan eksiksiz bir dindir. Yarın da bütün insanlık Ondan sorulacaktır."
"Zulme Karşı Direneceğiz - Başörtüsüne Özgürlük" ve "Tevhid-Adalet-Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları eylem boyunca "Darbeciler Halka Hesap Verecek", "Uyan, Diren, Özgürleş" ve "Yaşasın İslami Direnişimiz" sloganları attılar. Eylemde, "Örtüne, İnancına, Kimliğine Sahip Çık", "Halk Göreve", "Darbe Tehdidi Oligarşinin İflasıdır" ve "Halkın İradesine Muhtıra Verilemez" yazılı dövizler de taşındı.
Onur ve Direniş ; Rejimin kimyasını bozuyor.
İster başkalarınca hazırlanıp Genelkurmay Başkanlığının web sitesine konmuş olsun, ister Genelkurmay Başkanı Büyükanıt tarafından mecburen kabullenilmiş olsun, ya da isterse Kara Kuvvetleri Komutanı İlker BAŞBUĞ tarafından kaleme alınsın darbeci, yasakçı, oligarşik zihniyet ve yapısını değiştirmez. Ayrıca 28 Şubat'ta da o zamanki Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı KARADAYI'nın Çevik BİR'in elinde nasıl bir oyuncak haline geldiğini çok iyi biliyoruz. Sistem iki başlı bir yürütmenin içerisinde halkın seçtiğini değil kendi istediğini Çankaya'ya oturtmayı önceleyerek ve bunun üzerinden sistemin üzerindeki kontrolünü yitirmemeyi öngörmektedir. Bu yönüyle bile iki yüzlüdür, gayri samimidir. Bilhassa Şemdinli olayından sonra yaşadığı meşruiyet sorununu daha da baskın ve şiddetli bir şekilde yaşayan üniformalı bürokrasi o çokça arzuladığı fiili darbe ortamını yaratamamış olmanın acizliği, ezikliği ve suçluluğunu yaşıyor. Bundan sonra da bu meşruiyet sorunu daha da belirginleşecek gibi görünüyor.
Muhtıra niteliğindeki bildirinin ardından resmi ya da resmi olmayan hiçbir ağızdan ses çıkmamışken darbenin direkt muhatabı Hükümet'ten de herhangi bir açıklama yapılmadan ve ayrıca Türkiye'nin aydın geçinenlerin hemencecik teslim oldukları bir ortamda darbeye, darbecilere karşı muhalif tavrını İslami kimliklerini savunarak, başta İstanbul olmak üzere Diyarbakır, Sakarya, Van, Ankara, Akyazı, Kayseri ve burada ismini sayamadığımız yerlerde ortaya koyan Müslümanlarla birlikte İstanbul'da darbeye karşı tavrını açıkça ortaya koyan Ezilenlerin Sosyalist Platformu ESP' nin bu onurlu davranış ve örnekliklerini tebrik ediyoruz. Ayrıca yine aynı gün muhtıraya karşı dik bir duruş sergileyerek askere boyun eğmeyeceğini gösteren ve tam tersine demokrasi ve özgürlükler adına dahi olsa darbecileri deşifre eden Hükümet kanadını da tebrik etmemiz gerekiyor. Bugüne kadar hep yoksayıcı, erteleyici, tavır ve sözlerle üzerindeki baskıları görmezden gelen Hükümet'in bu onurlu tavrı her ne kadar kendi siyasi ikballeri açısından da değerlendirilmesi gerekse de, bu tavrın Türkiye'de bir ilk olması açısından örnek alınması gereken bir durumdur.
Biz buradan yapmış olduğumuz basın açıklamalarımızda bilhassa son haftalarda Türkiye'deki militarist yapıdan, sorgulanamayan, yargılanamayan askeri vesayet sisteminden bahsediyorduk ve bunlarla yüzleşmeden, bunlarla hesaplaşmadan adalet ve huzurun tesis edilemeyeceğini söyledik. Bugün de aynısını söylüyoruz ama bu sefer bir farkla; HUKUKSUZ DEVLET, MUKTEDİR HÜKÜMET.
Ayrıca yine cumhurbaşkanlığı seçimi (daha doğrusu değişimi) tartışmaları üzerinden bütün bir topluma baskı oluşturulup devam ettirileceğini de biliyoruz. Ta başından beri hep karanlık mekanlarda gerçekleştirilen bu cumhurbaşkanlığı değişimlerinde bugün de hiçbir fark olmadığı ortadadır. BAYKAL kurnazlığı ile sergilenen entrikalar Erkan MUMCU ve Mehmet AĞAR'ın taşeronluğundaki niteliksizlikler hep göstermiştir ki; Türkiye'de rejime rengini veren Silahlı Kuvvetler Partisi ile küçük kardeşi Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti ile onlara sığınarak var olmaya çalışan sağcı, muhafazakar, milliyetçi, mukaddesatçı, gelenekçi kadrolar iflas etmiştir. Bu anlamda umudun diri tutulmasına önayak olan ve yarınlara taşınmasına vesile olan Direnişi, Adaleti ve Özgürlüğü ilke edinmiş Müslümanların öncülüğünde gerçekleştirilen muhalif tavır ve Hükümet'in özgürlüklere sahip çıkarak darbeye karşı duran tavrı olmuştur.
Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak yapmış olduğumuz 86.Basın açıklamamızda yaratılmak istenen bu darbe ortamına karşı duruşumuzla birlikte ayrıca; komple bir program olarak topluma sunulmak istenen Türk Müslümanlığı olgusunun içerisinde barındırdığı tehlikelere de dikkat çekmek istiyoruz. Kendi kutsallarını bütün bir halkın kutsalı olmak zorunda imiş gibi halka sunan bu sistem projesi de büyük bir aldatmacadır.
İslam insanlığın selameti için Şanı Yüce Rabbimiz tarafından Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in elçiliğinde gönderilmiş en son ve tastamam bir dindir. İslam'ın hiçbir ırka düşmanlığı olmadığı gibi hiçbir ırka ayrıcalığı da yoktur. İslam Yüce Kitabımız Kur'an ve Rasulün örnekliği ile yaşanan, Tevhide dayanan eksiksiz bir dindir. Yarın da bütün insanlık Ondan sorulacaktır.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgürder Geyve Temsilciliği