Sakarya Başörtüsü Platformu 83. Başörtüsü eyleminde; TSK-STK ilişkileri ve cumhurbaşkanı seçiminin arka planına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Açıklamada ayrıca Kur'an neslini inşa için direnişin devam edeceği vurgulandı.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına SABED Başkanı Kemal ALPAY tarafından okunan 83.basın açıklamasında; kendini rejimin asıl sahibi olarak gören TSK'nın bu zamana kadar değer vermediği halkla bütünleşme çabası içine girdiği belirtilerek "TSK farklı açılımlar ile kendince dost olarak gördüğü STK larla işbirliği politikaları izliyor ve yaşadığı bunalımı aşmak, girdiği çıkmazdan kurtulmak için çırpınıp duruyor." denildi.
Görev süresi bitmek üzere olan A.Necdet SEZER'in ABD, İngiltere ve İsrail'in çıkarları için seçtirildiğini ifade eden ALPAY açıklamasına şu cümlelerle devam etti. "Türkiye'de bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinde yoğunlaşan ve aslında en başından beri var olan ulus kimlik dayatmaları ile İslami kimlik arasında yaşanan çatışma hızla devam ederken, İslamlaşacağına kesin gözüyle bakılan topluma sona erdirilen Sezer Projesi yerine mevcut Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı ile yepyeni bir program ve proje sunulmak isteniyor."
ALPAY; Türkiye'de Tevhid-Adalet ilkesi ile, İslami hak ve taleplerini dile getiren onurlu direnişin devam ettiğini vurguladığı açıklamasını "Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak yeniden Kur'an neslini inşa edebilmek ve onuru için direnmenin örnekliğini ortaya koyabilmek için her hafta buradan sesimizi yükseltiyoruz. Rabbimizin izni ve yardımı ile yükseltmeye de devam edeceğiz." ifadesi ile bitirdi.
"Başörtüsü İslamın Emri - Müslüman Kadının Kimliğidir", "Zulme Karşı Direneceğiz - Başörtüsüne Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları eylem boyunca "Uyan, Diren, Özgürleş", "Darbeciler Halka Hesap Verecek" ve "İzmit'e Selam, Direnişe Devam" sloganları attılar. Eylemde, "Başörtüsüne özgürlük, hemen şimdi!", "Örtüne, İnancına, Kimliğine Sahip Çık!", "Dün Okul, Bugün Sokak, Peki Yarın???" ve "Başörtümüz Kimliğimiz, Vazgeçmeyiz" yazılı dövizler de taşındı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 83.Basın Açıklaması
STK laşan TSK mı ? Yoksa STK 'lar ,TSK 'laşıyor mu?
Kurulduğu tarihten bu yana krizlerden ve bunalımlardan bir türlü kurtulamayan ve zamanla krizlerle yaşamayı alışkanlık haline getiren rejim; kendi niteliksizliğinden kaynaklanan sorunların üzerine gidip çözmek yerine tam tersine bunu dışa bağımlılığa, güvensizliğe ve hatta zaman zaman ihanete vardıracak boyutlara taşımakta bir sakınca görmüyor ve halen de bu tavrını sürdürmekte ısrar ediyor.
Rejimin asıl sahibi konumundaki TSK farklı açılımlar ile kendince dost olarak gördüğü STK larla işbirliği politikaları izliyor ve yaşadığı bunalımı aşmak, girdiği çıkmazdan kurtulmak için çırpınıp duruyor. Bu zamana kadar halka hiçbir değer vermeyen ve umursamayan TSK halkla bütünleşme gayretleri içerisinde ayağının altından usulca çekilen halının farkında olduğunu gösterdiği gibi aynı zamanda çaresizliğini de ele veriyor.
Yeni dünya düzeni ya da bilinen ismi ile Büyük Ortadoğu Projesi veyahut da en son ismi ile Genişletilmiş Ortadoğu Projesinin uygulayıcısı konumundaki ABD İngiltere ve İsrail'in çıkarlarına hizmet etmek için seçtirilen ve aslında iğrenç bir programın figüranı durumundaki Ahmet Necdet Sezer projesi kendisine biçilen süreyi bir ay içerisinde dolduruyor. Türkiye'de bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinde yoğunlaşan ve aslında en başından beri var olan ulus kimlik dayatmaları ile İslami kimlik arasında yaşanan çatışma hızla devam ederken, İslamlaşacağına kesin gözüyle bakılan topluma sona erdirilen Sezer Projesi yerine mevcut Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı ile yepyeni bir program ve proje sunulmak isteniyor.
Yaşadığı çağı ve dönemi anlamaktan ve yorumlamaktan aciz ve en başta da Tevhid ve Adalet ilkesinden yoksun, gelenekselliğin ve sağcılık hastalığının mevcut alışkanlıkları ile hareket edenlerin Sezer Projesine verdikleri desteği, Sezer'in seçilmesi için yapmış olduğu bir konuşmasının metnini çoğaltarak Meclis'te nasıl dağıttıklarını, hatta daha da ileri giderek müthiş bir aymazlıkla Sezer'in konuşmasının tam metnini İslami bir dergide nasıl yayınlattıklarını hatırlamaları bugünü anlamaları açısından önem taşıyor.
Açıkça ortaya çıkarak İslami bir söylem ve buna bağlı bir eylemlilik geliştiremeyenlerin, karşıtına sığınma psikolojisinin açık bir yansıması olan Sezer gibi bir projeye destek vermeleri o zaman için de bu zaman içinde izahı mümkün olmayan bir kimliksizliktir. Beş yıldır bir türlü muktedir olamayan ve kendine oy veren kitleleri oyalayan Başbakan'ın cumhurbaşkanı olunca hangi strateji ile nasıl bir politika izleyerek iktidar olabileceği ve Türkiye'de neyi ve nasıl değiştirebileceği de muhataplarının cevaplaması gereken bir sorudur.
Bilimsel çalışmalarla anılması gereken YÖK'e gelince; siyasi bir parti gibi davranarak ideolojik yaklaşımlarla, cumhuriyet yürüyüşleriyle, agresif tutum ve davranışlarla, yolsuzluk yaptığı tesbit edilen rektörleri korumasıyla TSK'nın gördüğü gerçeği henüz görmediğini göstermiş oluyor. Bunun yanında medyada darbe tamtamları çalmaya devam ediyor. Bekir Coşkun "ses, ses..." başlıklı yazısında açıkça ve alenen darbe teşvikçiliği yapıyor. Çankaya'ya başörtülü birisinin çıkmasının ancak darbe ile önlenebileceğine ilişkin yorumlar yaparak herkesi göreve çağırıyor.
Ama tüm bunlarla birlikte Türkiye'de tevhid ve adalet ilkesiyle hareket eden İslami kimliği ve İslami hak ve taleplerini açıkça dile getiren, sistem ve rejim eleştirisinde tutarlı olmaya gayret eden, doğrudan ve onurdan yana olan bir nesil direne direne büyüyor. Bilgi, inanç ve eylem bütünlüğünde, Kur'an'ın rehberliği ve Rasul'ün örnekliğine adanmış örnek bir Kur'an neslini inşa projesi toplumun damarlarında hayat buluyor, başak veriyor.
Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak yeniden Kur'an neslini inşa edebilmek ve onuru için direnmenin örnekliğini ortaya koyabilmek için her hafta buradan sesimizi yükseltiyoruz. Rabbimizin izni ve yardımı ile yükseltmeye de devam edeceğiz.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Sapanca Bilgi Eğitim ve Dayanışma Derneği