Sunumunun devamında Mekke'nin çorak ve mümbit olmayan bir arazi olmasının büyük etkisiyle Mekkelilerin ticarete büyük önem atfettiklerini ifade ederek; sanılanın aksine Mekke toplumunun dünyadan habersiz olmadığını, yakınındaki limanları ve ticaret yollarını kullanarak birçok ülkeyle ticari ilişkiler kurduğunu ve bu bağlamda dini ve ekonomik bir merkez olmasından hareketle yerleşik bir sosyokültürel yapının var olduğunu ifade etti.
İslam öncesi Mekke toplumunun dini yapısıyla ilgili olarak ise müşriklerin Allah'ın RABB sıfatı ile ilgili derin yanlışlıkları olduğunu; "Allah'ın sadece yarattığını ve öldürdüğünü, dünya hayatı ile ilgili işlerini, bazı yarattıklarına devrettiğine inanıyorlardı." sözleriyle açıkladı.
Müşrik araplarda ahiret inancının iki yönelimi olduğunu ve bunları da "Maddi şeylerle ahireti kurtaracaklarını sananlar(Beliyye inancı) ve ahireti inkar edenler 'Sen bu çürümüş kemiklerin tekrar dirileceğini söylüyorsun öyle mi?' (Ubey b. Halef)" cümleleriyle açıkladı.
AYDOĞDU, sunumunun son bölümünde özellikle siretin Mekke döneminin üzerinde niçin durulması gerektiği ve niçin derin bir kavrayışla değerlendirilmesi gerektiğini açıklarken, merhum Ali Şeriati'nin insanın dört zindanı metaforundan yola çıkarak, doğa, tarih, toplum ve benlik zindanlarından kurtulabilmenin, vahyin diriltici mesajının inşa ettiği, Kur'ani perspektif ve insiyatif sahibi öncü şahsiyetlerin gösterecekleri sahih şahitlikle mümkün olabileceğini ifade etti.
Sunumun sonunda soru-cevap kısmına geçildi. Son olarak, siyonist katil İsrailin Filistin'deki kardeşlerimize yönelik vahşeti kınanırken, Pazar günü saat 12.30'da düzenlenecek İsraili protesto-Direnişe destek eylemi hatırlatıldı.