Özgür-Der: “Milli Güvenlik Dersi Kaldırılsın!”

Özgür-Der Sakarya Şubesi Adapazarı Gar Meydanı’nda gerçekleştirdiği Mayıs ayı basın açıklamasını Özgür-Der adına Sena ARICIOĞLU okudu. Açıklamada milli güvenlik dersinin kaldırılmasından, başörtüsü yasağının sona erdirilmesine; vakit gazetesine verilen hukuksuz karardan, siyonist İsrail’in İHH temsilcisini gözaltına almasına kadar birçok konuya yer verildi.

Özgür-Der Sakarya Şubesi Mayıs ayı basın açıklamasını Adapazarı Gar Meydanı'nda gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Özgür-Der adına Sena ARICIOĞLU okudu. Açıklamada milli güvenlik derslerinin derhal kaldırılması ve uygulanan başörtüsü yasağının koşulsuz olarak her yerde sona erdirilmesi gerektiği vurguları ön plana çıktı. Ayrıca Vakit gazetesine verilen hukuksuz ceza protesto edilirken, işgalci İsrail tarafından gözaltına alınan İHH Batı Şeria Temsilcisi İzzet ŞAHİN'in derhal serbest bırakılması için Hükümet ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini yapmaya çağrıldı.

"Milli Güvenlik dersleri belki de asli bir fonksiyon olarak okuldaki idareci, öğretmen ve öğrenciler hakkında fişlemelerin yapılmasını sağlıyor" denilerek bu derslerin işlevinin ortaya konulduğu açıklamada, geçtiğimiz günlerde "Adana Seyhan Tepebağ İmam Hatip Lisesi'ndeki onuncu sınıf öğrencilerinin Milli Güvenlik dersi hocası tarafından başlarının zorla açtırılarak Kolorduya götürülmeleri" protesto edilirken, hükümete şu çağrıda bulunuldu: "Biz Özgür-Der Sakarya Şubesi olarak, Milli Güvenlik derslerinin kaldırılarak, okullardaki bu kışla mantığına son verilmesini istiyoruz. İslami kimliğimize yönelik her türlü faşizan ve ayrımcı söz ve tutumları ise şiddetle kınarken, Hükümet ve Milli Eğitim Bakanı'nı görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Halka özgürlük vaatleri vermek yerine icraat yapmak her hükümet gibi Tayyip Erdoğan Hükümet'inin de görevidir."

"Vakit Gazetesine verilen ve adeta bir linçi anımsatan 312 General davasındaki 1 milyon 800 bin TL' lik tazminat kararının da yanlı ve taraflı olduğunun" ifade edildiği açıklamada "başörtüsüne her yerde, koşulsuz özgürlük için adımlar atılmalı, yasaktan dolayı hakları gasp edilen on binlerce başörtülünün hakları iade edilmelidir." denilerek bu zorbaca uygulamanın sona erdirilmesi için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği vurgulandı.

"27 Nisan günü İsrail işgal güçleri tarafından Beytülhalim kapısından geçişte gözaltına alınan İHH Batı Şeria Temsilcisi İzzet ŞAHİN'in derhal serbest bırakılması için Hükümet ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini yapmaya, duyarlı Müslüman halk ise bu olayı protesto etmeye" çağrıldı.

Eylem boyunca "Uyan Diren Özgürleş!", "Katil İsrail Filistin'den Defol!" ve "Tevhid Adalet Özgürlük" sloganları atıldı. "Ulusçu Dayatmaya, Kışla Tipi Eğitime, Başörtüsü Yasağına HAYIR!" pankartı ile "Eğitimdeki Askeri Düzene Dur De!", "Milli Güvenlik Dersi Kaldırılsın!", "Haydi Kızlar Üniversiteye Başörtülüler Hariç!", "Askeri Vesayete Son, Başörtüsüne Özgürlük!", "Sen Değilsen Kim? Şimdi Değilse Ne Zaman?", "Yasak Sürüyor, (D)uyuyor musunuz?" dövizleri taşındı.

Basın Açıklaması Tam Metni:

EĞİTİMDE ASKERİ DÜZENE SON! MİLLİ GÜVENLİK DERSİ KALDIRILSIN!

Kemalist zihniyet ve yaşam tarzını toplumun temeline yerleştirmek isteyen baskıcı ve dayatmacı laik eğitim sistemi; toplumun talep ve beklentilerine cevap veremediği gibi tam tersine, zorla dayattığı "milli güvenlik" dersleri ile de kışla mantığını, militarist ve faşizan düşünce ve tutumu gençlerin zihin ve davranışlarına yerleştirmek istiyor. Eğitim adı altında, milyonlarca çocuk ve genç, askeri bir mantıkla okullarında zulüm görüyorlar. Okulu kışla, öğrenciyi asker olarak gören bu militarist zihniyet Milli Güvenlik dersleri adı altında eşsiz bir zulüm ve baskıya imza atıyor.

Gerek şekil olarak ve gerekse de müfredat ve zihniyet olarak okullar, bugün toplumun sindirildiği, toplumun ezildiği, askerleştirilmek istendiği yerler olarak göze çarpıyor. Herhangi bir okula rastgele girseniz, etrafa baktığınızda gördüklerinizden tedirgin olmamanız mümkün müdür? Hemen her adımda karşılaşabileceğiniz hamaset ve faşizanlık neyle izah edilebilir? Milli güvenlik dersleri de işte bu hamaset ve faşizanlığın en açık göstergesi olarak bugün orta öğretimde zorla öğrencilere dayatılıyor.

Milli Güvenlik dersleri ayrıca bu derslere giren askerler ve onları okullara gönderenler açısından da önemli bir işleve sahip. Geçenlerde medyaya yansıyan belgelerden anlaşıldığına göre Milli Güvenlik dersleri belki de asli bir fonksiyon olarak okuldaki idareci, öğretmen ve öğrenciler hakkında fişlemelerin yapılmasını sağlıyor. 1998-2008 yılları arasında bu derslere giren emekli veya muvazzaf askerlere bizzat Genelkurmay'ın talimatıyla fişleme görevinin verildiği ortaya çıkıyor. Halkı zaptu rapt altında tutmaktan çekinmeyen militarist sistem, Milli Güvenlik derslerine gönderdiği bu "eğitim neferleri" ile bugün bile hala okullardaki kendisince zararlı eğilimleri tesbit etmeyi sürdürüyor olabilir.

Geçtiğimiz günlerde Adana Seyhan Tepebağ İmam Hatip Lisesi'ndeki onuncu sınıf öğrencilerinin Milli Güvenlik dersi hocası tarafından başlarının zorla açtırılarak Kolorduya götürülmeleri, bu genel ve aymaz tutumun açık bir tezahürü değil de nedir? Albay Rahmi Özay tarafından gerçekleştirilen bu etkinlik dayatma ve baskıyı da aşarak açıkça faşizan bir tutum değil de nedir? Önümüzdeki günlerde dayatılacak olan 19 Mayıs Gençlik Spor Bayramı da yine statüko tarafından zoraki olarak milyonlarca genç öğrenciyi sindirme, silikleştirme gösterilerine dönüşmeyecek mi? Deniz Baykal ile faşist tartışmalarına giren Başbakan'ın dönüp 19 mayıs gösterilerine bakmasında fayda var! 

Biz Özgür-Der Sakarya Şubesi olarak, Milli Güvenlik derslerinin kaldırılarak, okullardaki bu kışla mantığına son verilmesini istiyoruz. İslami kimliğimize yönelik her türlü faşizan ve ayrımcı söz ve tutumları ise şiddetle kınarken, Hükümet ve Milli Eğitim Bakanı'nı görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Halka özgürlük vaatleri vermek yerine icraat yapmak her hükümet gibi Tayyip Erdoğan Hükümet'inin de görevidir.

Bu ayki basın açıklamamızda ayrıca geçtiğimiz ay fesh edilerek kapatılan Mustazaf-der'e uygulanan bu zulmü kınadığımızı belirterek devam etmek istiyoruz. Bir derneği mahkeme kararı ile kapatmakla o derneğin susturulabileceğini zannedenler toplumsal muhalefete ve bir türlü tutturamadıkları Batıcı aydınlanmacı aşının sakatlığına bakıp akıllarını başlarına alsınlar.

Yine geçtiğimiz hafta Mayıs ayının 1'inde kutlanan Emek ve Dayanışma Bayramının yeryüzünün tüm emek ve alın teri sahipleri için kapitalizmin ve sömürünün geriletilmesine vesile olmasını dilerken, "Kölelere Özgürlük" sloganıyla Tokat'tan onura ve erdeme destek veren Özgür Eğitim-Sen ve TOKAD'lı duyarlı Müslümanları tebrik ediyoruz.

Ayrıca Vakit Gazetesine verilen ve adeta bir linçi anımsatan 312 General davasındaki 1 milyon 800 bin TL' lik tazminat kararının da yanlı ve taraflı olduğunun bilinmesini istiyoruz. Tek Parti döneminde basına uygulanan baskı ve dayatmaları hatırlatır nitelikte olan bu ceza, İslami muhalefetin susturulmasına yönelik bir karardır.

Diğer bir gelişme olarak 27 Nisan günü İsrail işgal güçleri tarafından Beytülhalim kapısından geçişte gözaltına alınan İHH Batı Şeria Temsilcisi İzzet ŞAHİN'in derhal serbest bırakılması için Hükümeti ve Dışişlerini görevlerini yapmaya, duyarlı Müslüman halkı ise bu olayı protesto etmeye çağırıyoruz. Kendi emelleri için hiçbir hukuk ve insaf tanımayan işgalci İsrail'in bu tutumundan anlaşılan Filistin ve Kudüs'ün özgürlüğü yakındır ve eli kanlı Siyonistlerin tarihe gömülme zamanları yaklaşmıştır.

Açıklamamızın sonunda toplumun tüm kesimlerini olumsuz olarak etkileyen ve özellikle İslam'a, Müslümanlara karşı açık bir zulüm olan Başörtüsü yasağının sona erdirilmesi noktasında Hükümeti bir kez daha uyarmak istiyoruz.

Hükümetlere düşen hiç şüphesiz; yönettikleri halkın hak ve taleplerini korumak ve kollamak, özgürce bir yaşamı temin etmektir. Unutulmasın ki, ilkellik başörtüsü değildir. Asıl ilkellik, kimliğini yansıtan giyim tarzından dolayı insanları eğitim ve çalışma haklarından mahrum bırakmaktır. Hükümetin bu ilkelliğe çanak tutmaması gerekir. Bugünden tezi yok, başörtüsüne her yerde, koşulsuz özgürlük için adımlar atılmalı, yasaktan dolayı hakları gasp edilen on binlerce başörtülünün hakları iade edilmelidir.

Önemli olan Allah'ın gündemidir. Önemli olan Yüce Kitabımız Kur'an'ı Kerim'in vaz ettiği emir ve yasaklardır. Önemli olan Allah'ı unutmamak ve Kur'an'ı terk edilmiş olarak bırakmamaktır. Açıklamamızı, Allah'ın hayata okumamız ve hayatı okumamız için bizlere hitap ettiği Kitabımızdan iki ayet mealiyle bitirmek istiyoruz:

"Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır." (Al-i İmran, 3/104)

"Allah: «Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz.» diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galipdir." (Mücadele, 58/21)

Eylemler Haberleri

Gazze nöbeti Saraçhane’de: Direniş sürüyor, dayanışma da sürecek!
Gazze dayanışması sürüyor: İşbirlikçi Almanya hesap verecek!
Gazze Dayanışma Platformu ABD konsolosluğu önünde eylem gerçekleştirdi: Katil İsrail, katil ABD!
Gazze Dayanışma Platformu Siyonist konsolosluk önünde haykırdı: Cebaliye'de Siyonist soykırımı durdurun!
Fatih'ten şehidlerin komutanına bin selam: Şehit Sinvar yolun yolumuz!