Özgür-Der Sakarya Şubesinde haftalık olarak yapılan Pazartesi Sohbetleri'nde bu hafta Medyanın Gücü ve Önemi konulu seminer gerçekleştirildi. Emir Çağdaş Pekçetin ve Sezai Arıcıoğlu'nun moderatörlüğünü üstlendikleri seminer de ilk önce Sezai Arıcıoğlu konu ile ilgili bir çerçeve çizerken şunlara değindi:
Medya bugün toplumun gündemindeki en önemli unsurlardan bir tanesi. Peki, daha önce böyle değilmiydi? Mesela Muhammed (a) döneminde mesela Musa (a) döneminde böyle değilmiydi. İlk defa Resulullah vahyi almasından veya risalet ve nübüvvet göreviyle görevlendirilmesinden önce Mekke'de medyanın merkezi neydi veya neresiydi: Kâbe. Mekke'nin bütün gündemini siz Kâbe'nin etrafında dolaşırken öğrenebilir ve bu gündeme ilişkin bir öngörüye sahip olabilirdiniz. Peki, Risalet başladıktan sonra Muhammed (a) ne yapıyor. Bu işlevselliği olduğu gibi kullanıyor. Rabbinden gelen tüm emir ve yasaklar ertesi gün Kabe'nin etrafında gündem oluyor ve tüm Mekke bunu konuşuyor.Yine aynı şekilde bir anlamda uluslar arası medya diyebileceğimiz panayır formu da yine Resulullah tarafından kullanılıyor. Yine aynı şekilde Musa (a) da İbrahim'de Lut'da kendi dönemlerinin medyatik unsurlarını görmezden gelmiyorlar ve bunlara ilişkin bir form oluşturuyorlar. O halde günümüzde Müslümanlarda medya konusunda hassas davranmalı ve günümüzde yazılı ve görsel anlamda hangi medya unsurları etkili ise onu araçsallaştırmalılar. Tabi bunun içerisinde sosyal medya dediğimiz ağlar da vardır ve belki de yeni bir örgütlülük anlayışı getirmesi ve insana ve topluma yeni bir ilişki biçimi sunmuş olması sebebiyle mutlaka dikkate alınması gereken noktalara işaret etmektedir.
Buradan sonra sözü alan Emir Çağdaş Pekçetin ise medyanın iktidar ve sermaye boyutuna dikkat çekti. Günümüzde insanlar kendilerini ifade etmek istiyorlar bir yerlere ait olmak bir yerleri bir şeyleri beğenmek istiyorlar. Aynı şekilde iktidar ve sermaye için en önemli alan olan siyaset alanında da yine medya vazgeçilmezdir ve bir şekilde siyasete giren girecek olan yada kurumsal anlamda siyasetin içerisinde olan tüm özel veya tüzel kişilikler medyada var olmak hatta medyaya yön vermek hatta belki de kendi medyasını oluşturup topluma bu noktadan telkinlerde bulunmak istiyorlar. Dolayısıyla bu anlamıyla medya-sermaye-siyaset üçgeni bugün iç içe geçmiş durumdadırlar. Uluslararası anlamda da biz biliyoruz ki dünyaya yön veren emperyal güçler varlıklarını medya ile güçlendirmekte Bilderberg v.b. gibi toplantılarda aldıkları kararlar (dışarı sızdırıldığı kadarıyla) dünyanın geri kalanını yönetmek belki de sömürmek için kullandıkları en önemli araçlardan birisinin medya olduğunu biliyoruz.Hatta bunlar kendilerine alternatif muhalif medyayı da oluşturup hem iktidarı hem de muhalif unsurları ellerinde tutmak istiyorlar.
Daha sonra moderatörler Emir Çağdaş Pekçetin ve Sezai Arıcıoğlu ile katılımcıların katkıları ile sosyal medya konusu hakkında Haksöz Dergisinin son sayısındaki (Aralık 2015) Sosyal Medya ve Biz başlıklı dosyada ele alınan hususlara değinildi.