Özgür-Der Sakarya Şubesi her ayın ikinci Cumartesi günü yapacağını duyurduğu basın açıklamalarından, Aralık ayına ait basın açıklamasını Adapazarı Gar Meydanı'nda Özgür-Der Sakarya Şubesi ve SABED üyelerinin ve duyarlı insanların katılımıyla gerçekleştirdi. Ömer Sevim'in okuduğu basın açıklamasında; Danıştay'ın hukuksuz katsayı kararı, uygulanan başörtüsü yasağı ve DTP'yi kapatma kararı gündeme getirildi.
Sevim, ilk olarak Ece Nur Özel'in duruşu ile halkın değerlerine rağmen varlığını sürdüren eğitim sistemindeki militarist zihniyeti deşifre ettiğini vurguladığı basın açıklamasında, Ece Nur Özel'e başörtülü okumak istediği için uygulanan baskı ve sürgün politikalarını şu sözlerle kınadı: "Aralık ayı basın açıklamamıza geçen ay ki açıklamamızda da değinmiş olduğumuz Ece Nur Özel'e layık görülen zulmü ve sürgünü, ayrımcılığı, baskı ve dayatmayı, faşizan tutumu kınayarak ve Ece Nur'un başörtüsüne uzanan ellerin bir gün mutlaka kuruyacağını belirterek başlamak istiyoruz."
Ece Nur'a başörtülü olması sebebiyle uygulanan hukuksuz ve insanlık dışı tutumun resmi ideolojinin adalet tanımaz yüzünü bir kez daha gözler önüne serdiğinin belirtildiği açıklamanın sonraki bölümünde şu ifadelere yer verildi: "Biz Özgür-Der Sakarya Şubesi olarak Ece Nur'un yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ederken Ece Nur'un azmi ve direnişine verilen desteğin, adaletin ikame edilmesi demek olduğunu da belirtmek istiyoruz."
Açıklamanın ilerleyen bölümünde neye ve kime hizmet ettikleri, içki reklamlarındaki kısıtlamalarla ilgili tebliğin hükümlerindeki yürütmeyi durdurma kararı ile bir kez daha ortaya serilen Danıştay'ın, İstanbul Barosunun başvurusu üzerine yapmış olduğu, YÖK'ün katsayı adaletsizliğini kaldıran kararında yürütmeyi durdurmasına ve daha sonra YÖK'ün buna yapmış olduğu itirazı reddetmesine dikkat çekilerek; bu kararın kabul edilemez olduğu, toplumsal olarak bu adaletsizliğe karşı koymanın ertelenemez bir sorumluluk olduğu ifade edildi.
Son bölümlerinde Tokat'ta yapılan ve tüm halkı yasa boğan, halkın huzuruna ve barışa karşı yapılmış saldırıya ve ardından dün sonuçlanan DTP'nin kapatılma kararına dikkat çekilen açıklama, şu vurgularla son buldu: "Mübarek Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de buyrulduğu gibi Müslümanlar ancak kardeştirler. Kardeşliğin pekişmesi de yine Allah'ın ipine sımsıkı sarılmakla ancak mümkün olabilecek bir şeydir. Allah'ın ipine sarılmak Müslümanların basiretlerini artırır, daha güçlü kılar ve ayakları yere daha sağlam basar. Allah'ın ipine sarılmak, Tevhide ve Adalete dayalı onurlu bir mücadelenin vazgeçilemez unsurlarındandır. Allah'ın ipine sarılmak; Ece Nur'a sahip çıkmak, Danıştay'ın baskılarına boyun eğmemek, her türlü baskı dayatma ve sindirme girişimlerine göğüs germek demektir. Allah'ın ipine sarılmak özgürlük bahçesine açılan kapıdır."
Basın açıklamasında "Tevhid Adalet Özgürlük", "Zulme Karşı Direniş; Herkes İçin Adalet" ve "Ulusçu Dayatmaya, Kışla Tipi Eğitime, Başörtüsü Yasağına HAYIR!" pankartları açan katılımcılar, açıklama boyunca "Danıştay; Halkın İradesini "Kafes"leyemez !", "Katsayı Zulmüne Başörtüsü Yasağına HAYIR!", "Brifingli Yargının Kararını Tanımıyoruz; Katsayı Zulmüne HAYIR!", "Başörtüsü Açılımı: Ya İkna, Ya Sürgün", "İnancına, Örtüne, Kimliğine Sahip Çık! ", "Ece Nur'a Sahip Çık!" ve "Buzdağının Görünen Yüzü: Danıştay" vb. dövizler taşıdılar. Açıklamada "Direne Direne Kazanacağız", "Danıştay Halkı Kafesleyemez" ve "İnancına Örtüne Ece Nur'a Sahip Çık" sloganları atıldı.