Sakarya Özgür-Der Şubesinin basın bildirisi
DİRENİŞ HALKLARIN UMUDU; 28 ŞUBAT DARBECİLERİN İFLASIDIR
Bugün 28 Şubat post modern darbesinin 16.yıldönümü. Bundan tam on altı yıl önce Türkiye’de Müslümanların hak ve taleplerine karşı en başta korkutma ve daha sonra sindirme baskı ve vahşice uygulamalar ile son olarak yok etmeye dönük faaliyetler başlatılmıştı.
O zaman için Donanma’nın içerisinde sonradan Batı Çalışma Grubu adıyla da ünlenen bir grubun marifetiyle Sincan’da yürütülen tanklar tatbikata ya da kendi askeri birliklerine değil halkın üzerine halkın değerlerine veya kısaca söylemek gerekirse doğrudan İslam’ın ve müslümanların üzerine sürülüyorlardı. Tankları yürütenlerin asıl amacı Müslümanları ezmek sindirmek ve hak ve taleplerinden vazgeçirtmekti. Tankları yürütenlerin amacı medyayı da tam teşekküllü olarak arkalarına alarak irtica paranoyasını tüm topluma kabul ettirmek ve İslam’a ve Müslümanlara olan kinlerini kusmaktı. Tankları yürüten darbecilerin amacı başta üniversiteler, başörtülüler ve imam-hatipliler olmak üzere her kesime yönelik baskıcı ve dayatmacı uygulamalarla kendi ikballerini pekiştirirken insanların geleceklerini karartmaktı.
Sonrasında yaşanan gelişmeleri artık herkes hatırlıyor.
Bugüne gelindiğinde ise artık 28 Şubatçılar yargı önünde hesap verme aşamasındalar ve kendileri ile ilgili tüm deliller toplanmış ve yargıya sunulmuş durumda. Ayrıca 28 Şubat’ın sembol uygulamalarından İkna Odaları uygulamaları da hem acı bir hatıra olarak hatırlanarak ibret alınıyor ve hem de Müslüman hanım kardeşlerimizin maruz kaldığı bu uygulamanın onları daha da olgunlaştırdığını ve darbeye ve darbecilere karşı direnen iradenin her halde zaferi kazanma ihtimali olduğu hatırlanıyor.
Şurası bilinmelidir ki ; son yıllarda ve bilhassa 2007 E Muhtırasında darbecilere karşı dik durarak halkın yanında yer alan Hükümet’in özgürlük alanlarını daha da genişletmeye dönük atmış olduğu adımların temelinde 28 Şubat’ta darbecilere boyun eğmeyen o Müslüman irade vardır.
28 Şubat’ta direnen o bir avuç diye hanım kardeşlerimiz ve kızlarımız olmasaydı bugün ne Hükümet dik durabilirdi ne darbecilerle baş edilebilirdi ne de bu 28 Şubat’çılar yargı önüne çıkartılabilirdi.
Hiç şüphesiz ki Rabbimiz kendi yolunda olanlara yollarını açacağını ve onları bereketlendireceğinin müjdesini vermektedir.
İslami mücadelenin direnişin rahat ortamlarda söyleyeceği sözler kadar belki çok daha önemli olanı zor zamanda söyledikleridir. Rahat ortamlarda nefsine yenilmemek dünyevileşmemek sağcılaşmamak iktidar tutkunu olmamak kadar zor zamanların çileli günlerinde bedel ödemek diploma yakmak meydanlarda olmak fişlenmekten korkmamak da en az diğerleri kadar önemlidir.
28 Şubat’ta o gün Sincan’da tankları yürüten Kara Kuvvetleri Eski Komutanı Orgeneral Ceylanoğlu verdiği demeçte “ o gün tankları bakım için yürüttüklerini” (!) iddia etse de müslümanlar bu numaraları artık yutmuyorlar.
Birileri o gün için Müslümanlara (imam-hatipliler üzerinden) yarasalar demiş olsa da bugün artık o zihniyeti temsil eden merkez siyasetin seçkinleri insan için çıkamıyorlar.
Bizler 28 Şubat darbesi ile hesaplaşılmasını destekliyoruz ve aynı zamanda o döneme ilişkin tüm mağduriyetlerin ortadan kaldırılmasını yaşanan tüm zararların tazmin edilmesini en başından sonuna kadar tüm darbecilerden hesap sorularak halkın vicdanında kanayan yaranın artık durmasını istiyoruz.
Özgürlük dediğimiz şey adalet tesis edilmeden adalet dediğimiz şey ise onuru ve adamlığı kuşanmadan gerçekleşmez.
ÖZGÜR-DER SAKARYA ŞUBESİ BAŞKANI
Mehmet Baki KIZILTEPE