HAKSÖZ HABER
İslam'a olan düşmanlıklarıyla maruf sol-sosyalist grupların son haftalarda üniversitelerde Müslümanlara yönelik saldırılarını protesto etmek ve saldırılara uğrayan öğrencilerin yalnız olmadığını ifade etmek için Beyazıt Meydanı'nda toplanan Üniversiteli Müslümanlar, burada basın açıklaması yaptılar.
Özgür-Der Üniversite Gençliği, Medeniyet Derneği, Genç Öncüler, Genç Hareket, Yedi Hilal, TÜGVA ve Anadolu Öğrenci Birliği'nin yanı sıra pek çok üniversiteden öğrenci gruplarının katıldığı eylemde İTÜ'de cami talebi için bir araya gelen Müslümanlara yapılan saldırı ve Ankara'da Kur'an okumak için mescitte toplanan hanımların hakaretler eşliğinde engellenmesi lanetlendi.
"Üniversitelerdeki İslami mücadelemiz engellenemez!", "Sol Faşizmine, Tahakkümüne ve Zorbalığına Karşı Müslümanlar Omuz Omuza!" pankartlarının açıldığı eylemde "Sol Saldırganlık Müslümanlar Karşısında Acziyetin İfadesidir", "Rusya! Baasçı Çeteler Üniversitelerde de Zor Durumda Yetiş!", "Müslüman Zulme Boyun Eğmez" dövizleri ve tevhid bayrakları taşındı.
Yüzlerce kişinin katıldığı eylem devam ederken alana yaklaşamayan bazı sol gruplar, ancak uzaktan havai fişek atmak suretiyle eylemi sabote etmeye çalışsa da Müslüman öğrencilerin kararlı duruşu sonucunda eylem devam etti.
Eylemin sunumunu yapan Mehmet Garip Tanyıldızı, sol saldırganlığın İslam'a ve Müslümanlara olan tahammülsüzlüğüne karşı Müslümanların İslami mücadelesinin engellenemeyeceğini ifade etti. Tanyıldızı, üniversitelerde sol grupların faşizan bir iktidar kurmak istediklerini ve herkese saldırdıklarını yaşanan örnekler üzerinden anlattı. Tanyıldızı, üniversitelerde estirilen bu teröre sessiz kalmayacaklarını belirtti.
Eylem tekbirler ve "İslami Hareket Engellenemez", "Katil ABD İşbirlikçi PKK", "Katil Rusya İşbirlikçi Kolektif," "Üniversitede Şebbiha İstemiyoruz", "Katil Esed İşbirlikçi Kollektif", "Yaşasın İslami Mücadelemiz", "Sosyal Faşist PKK Üniversiteden Defol" "Suriye Cihadı Onurumuzdur", "Yaşasın Suriye Direnişimiz", "İşbirlikçi Hainler Hesap Verecek", "Müslüman Zülme Boyun Eğmez" sloganlarıyla devam etti ve A.Yasin Kocamaz ortak basın açıklamasını okudu.
Grup Yürüyüş'ün de destek verdiği eylemde grubun solisti Mehmet Ali Aslan, üniversitelerde sol-sosyalist grupların kimseye siyaset yaptırmama tavrına dikkat çekerek yetimler için, muhacirler için açılan stantlara saldıran bu grupların hala medyada, dizi filmlerinde ve sinema filmlerinde haklı, cici çocuk, demokrat ve özgürlükçü olarak yansıtılmasındaki çelişkiye dikkat çekti. "Özgürlük Türküsü"nün hep bir ağızdan söylendiği eylem, "Üniversiteli Müslümanların" Beyazıt Meydanı'ndan Saraçhane Parkı'na yürümesiyle son buldu.
Basın açıklamasının tam metni:
Üniversitelerdeki İslami Mücadelemiz Engellenemez!
Müslümanların üniversitelerdeki varlığından ve her türlü çalışmalarından rahatsız olan İslam düşmanı Sol gruplar, geçtiğimiz günlerde İTÜ'de cami talebi için bir araya gelen Müslümanlara saldırdı. Ankara Üniversitesimescidinde Kur'an okumak için bir araya gelen hanım kardeşlerimizi ''burada bizden başka gruplara izin vermeyiz'' diyerek mescitten dışarı çıkarmak suretiyle engelledi. Sol-Sosyalist gruplar geçtiğimiz Cuma günü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde mezkûr hadiseler üzerine yayınladığı bildirisinde İslam'a ve Müslümanlara hakaret etti. İslam'a olan tahammülsüzlüklerinin tezahürü olan bu hakaretlerini yine IŞİD'ci propagandasına sığınarak yaptılar. Bizler burada saldırıya uğrayan kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve üniversitelerdeki İslami mücadelemizin engellenemeyeceğini beyan etmek için toplandık.
Sol-Sosyalist grupların Müslümanları IŞİD'ci diye yaftalamaları bilindiği üzere egemen güçlerin tüm dünya genelindeki Müslümanlara dönük propagandasının bir kopyasıdır. Fransa'da gerçekleşen Charlie Hebdo ve Paris saldırılarıyla birlikte Amerika'nın 11 Eylül sonrası uyguladığı politika yeniden devreye sokulmuş ve Müslümanlara, İslam'a karşı adeta bir cadı avı başlatılmıştır. İslam'ı terör kaynağı göstererek ve IŞİD propagandası kalkan olarak kullanarak İslam düşmanlığı meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Fransa'nın Mali saldırılarının; Esed'in, İran'ın, Rusya'nın ve koalisyon güçlerinin Suriye'deki saldırılarının ve Bangladeş'in Cemaat-i İslami liderlerine karşı yürüttüğü sistematik idamların kaynağı İslamofobi olarak sunulmaktadır. Ancak çok açık ki İslam'a karşı yapılan bu saldırıların kaynağı İslamofobi değil, İslam düşmanlığıdır.
Son günlerde üniversitelerde yaşanan hadiseler de bu bağlamın üniversitelere yansımasıdır. Bu noktada ifade etmeliyiz ki zikredilen hadiseler iddia edildiği gibi karşıt gruplu öğrenciler arasında çıkan kavgalar değil, Sol çetelerin İslam'a, örgütlenme özgürlüğüne ve öğrencilere yönelik saldırılarından ibarettir. Bu saldırganlık sadece son haftalarda yaşanan bir hadise olmayıp bilakis solcuların yıllardır devam eden tahammülsüzlüğünün ve İslam düşmanlığının bir tezahürüdür. Bununla birlikte Sol grupların bu sekter-faşizan tutumundaki artışın bir diğer sebebi de Müslümanların üniversitelerdeki artan çabalarıdır.
Bu durumu oldukça tedirgin ve bir o kadar da korku ile izleyen Sol-Sosyalist gruplar, İslam'a ve Müslümanlara karşı olan düşmanlıklarını açıkça gösteripsaldırıya varacak hareketlerle İslami harekete engel olmaya çalışmaktadır. Her alanda kaybetmeye mahkûm Sol-Sosyalist düşüncenin müntesipleri üniversiteleri baskı ve zorbalıkla kontrolleri altına aldıklarını, alacaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Bu topraklara yabancı, halkın değerlerine düşman bir ideolojinin saldırgan savunucuları şunu artık iyi bilsinler ki; üniversiteler de Müslüman halkın ve onların çocuklarınındır. Biz hak ve adalet perspektifiyle baskı ve zorbalık gibi insanlık onuruyla bağdaşmayan yöntemleri reddederek herkesin özgür bir şekilde düşünceleri doğrultusunda çalışma yapmasını savunuyoruz. Kemalist dönemde elde ettikleri imkânlarla şımarık çocuklar gibi davrananlar bu gerçeği eninde sonunda göreceklerdir.
Üniversiteli Müslümanlar