Kenan Alpay konuşmasında, öncelikle Kuran- ı Kerim'de millet kelimesinin anlamı üzerinde durarak, millet kelimesinin din, şeriat, ümmet anlamına geldiğini belirtti. Osmanlının dağılma sürecine kadar millet kelimesinin Kur'an- ı Kerim' de kullanıldığı gibi bir anlam dünyasına sahip olduğunu daha sonrasında ise kelimenin modern anlamda ulusu karşılayan bir şekilde kullanıldığını söyledi. Kemalizm'i müjdeleyen ittihatçılık, pozitivizm ve Türklük ilkelerini benimseyip toplumu ve devleti bu ilkelere göre dizayn etme düşüncesindeydi. Cumhuriyetin kurulmasıyla Kemalist kadrolar bu ilkeler doğrultusunda devleti, toplumu, kültürü şekillendirdi. Bundan dolayı devleti yöneten Kemalist kadrolar Türk ulusu dışında kalan farklı etnik unsurdaki toplumları ya asimile etti ya da yok sayma ve gerektiğinde de imha politikası izledi. Kemalistlerin benimsediği pozitivizm ilkesi ise İslam'ın kamusal alandan tasfiye etmeye çalıştı.
"Bir milliyetçiliği anlamak için diğer bir milliyetçiliği anlamak gerekiyor. Ermeni, Rum ve Yunan milliyetçiliğini anlamadan Türk milliyetçiliğini anlayamayız. Türk milliyetçiliğini anlamadan Arap ve Fars milliyetçiliğini anlayamayız" diyen Kenan Alpay milliyetçiliğin tarihte olmayan bir kimlik üretip o kimlikte toplumu ve devleti terbiye etmek olduğunu ifade etti.
Kenan Alpay "Bir Müslüman için faiz ve kumar nasıl büyük bir günahsa kavmiyetçilikte bunlarla eşdeğer bir günahtır. Allah, Kuran-ı Kerimde insanları tanışıp kaynaşmaları için farklı kavimlerde yarattığını ve üstünlüğün sadece takvada olduğunu söylüyor" dedi ve
Kemalist kadroların gerçekleştirdiği bütün inkılapların ilerleme adına ve kamusal alanda İslami anlayışı engellemek için olduğunu belirtti.
Kenan Alpay konuşmasında son olarak 15 Temmuzdan sonra devletin beka kaygısı nedeniyle FETÖ ile mücadele ederken FETÖ'nün yerli ve milli olmadığını ve buna karşı hükümet yerli ve milli olmayı politikasının başat unsuru haline getirdiğini söyleyerek bunun anlaşılabilir olduğunu fakat ümmet bilincimizi olumsuz etkilediğini belirterek konuşmasını bitirdi.