Sözlerine yazarı tanıtıp, Holokost sürecinde yaşananları anlatarak giriş yapan İshak Gökgöz: “Finkelstein, Amerikalı bir Yahudi. Anne ve babası Nazi kamplarında kalmış. Neredeyse bütün akrabaları Nazi kamplarında öldürülmüş. Buna rağmen yazar, oldukça ahlaki ve objektif bir zemin üzerinden İsrail’i ve onun yaptığı zulümleri değerlendirebiliyor.” dedi.
Gökgöz sonrasında sözlerine şöyle devam etti: "Başlarda sadece Amerikalılar değil, Amerikan Yahudileri ve Yahudi entelektüelleri ile Yahudi elitleri de Holokost'a çok az değinmiştir. Yine 1960’lara kadar üniversitelerde Nazi Holokost’unu anlatan sadece 1 üniversite vardır. 1961'de "Yahudilik ve Genç Entelektüeller" başlıklı bir sempozyumda 31 katılımcıdan sadece 2 sinin Holokost'u vurguladığını aynı şekilde 1961'de "Yahudilik Yeminim" başlıklı toplantıda 21 Amerikan Yahudisinin neredeyse tamamı konuyu görmezden geldi."
Holokost'un bir endüstriye dönüşmesinin Haziran 1967 savaşlarından sonraki süreçte başladığını belirten Gökgöz:
"1967 Haziran savaşıyla birlikte her şey değişti desek çok yerinde olur. Arap devletlerine karşı İsrail'in kısa sürede galip gelmesi, ABD'nin İsrail'e yönelik ilgi ve desteğinin artmasına sebep oldu. İsrail, ABD’nin ortadoğudaki vekili olma yolunda ilerlerken ABD'den askeri ve mali yardımlar da akmaya başladı. Çok ciddi paralar koşulsuz şekilde İsrail'e geçti."
Gökgöz sonrasında sözü Mahmut Eren Haltaşa bıraktı.
Haltaş, sözlerine Siyonist örgütlerin Holokost'u hem duygusal hem de maddi olarak tam bir istismar malzemesine dönüştürdüğünü söyleyerek başladı. Pek çok Yahudi'nin geçmişinde tahrifat yaparak Holokost mağduru vasfıyla Yahudi örgütlerine maddi kazanç sağladığını belirtti:" Zaman içinde çok ciddi bir Yahudi mağdur enflasyonu ortaya çıktı. Gerçekte Holokost'tan hayatta kalan 100 bin kişi iken bu sayı 1 milyona ulaştı. Bu yolla Almanya'dan alınan 60 milyar dolarlık tazminatın çok az bir kısmı gerçek mağdurlara verilirken alınan tazminatlar büyük ölçüde Yahudi örgütlerine ve Siyonistlere geçti."
Haltaş, Holokost'u kullanarak İsrail'in yalnızca Almanya'dan değil, İsviçre'den de Holokost'ta ölen Yahudilerin sahipsiz kalan hesaplarını ve Almanya'nın yağmaladığı altınların İsviçre'de olduğu gibi bahanelerle İsviçre'den de tazminat alındığını, Yahudilerin holokost'u kullanarak ülkeleri adeta haraca bağladığını ifade etti.
İsrail'in bugün de Holokost üzerinden Avrupa ülkelerini kendisine borçlu hissettirerek bir takım imtiyazlar edindiğini ve katliamlarına bu yolla destek bulduğunu vurgulayan Haltaş, Holokost Endüstri'nin yalan ve propagandalarla büyütülerek, sanki yalnızca Yahudilerin Holokost mağduruymus gibi lanse edildiğini, oysa ciddi sayıda Çingenenin de katliama tabi tutulduğunu vurguladı.
Forum dinleyicilerden gelen soru-cevap ve katkılarla sona erdi.
Haber: Ahmet Yasin Sevim