Haksöz’de buluşan Özgür-Der Üniversite Gençliği, Haksöz editörü Mehmet Ali Aslan ile Haksöz Dergisinin son sayısının gündemini ele aldı. Fırat Taşdemir’in yönettiği program, Mehmet Ali Aslan’ın gündemi değerlendirmesiyle başladı.
Sürecin nasıl başladığına değinen Aslan, AK Parti iktidarı boyunca ve özellikle de referandum ve 2011 seçimlerinde iki tarafın oldukça uyumlu çalıştığını ancak 2011’den sonra Hizmet Hareketinin gerek milletvekili sayısı gerekse bürokrasideki kadrolaşma konusunda beklediğini alamadığını ifade etti. Gülen hareketi ile hükümet arasındaki krizin yeni olmadığına, Oslo sürecinden sonra ayyuka çıkan krizin Gülen hareketinin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı sorgulamak istemesiyle patlak verdiğine de işaret etti. 7 Şubat krizinin Hakan Fidan’ın yanı sıra Başbakan Erdoğan’ın da yargılanmasını getireceğini belirten Aslan, Gezi Parkı sürecinde Hizmet Hareketinin Erdoğan’ın şahsını hedef aldığını söyledi. Özellikle Gezi’nin ilk dönemlerinde “Taksim ruhunu anlamak lazım!” şeklinde Erdoğan’a ve hükümete eleştirilerin yöneltildiği Hizmet medyasında Erdoğan’a “diktatör” göndermelerinde bulunulduğunu aktardı.
Hükümete yönelik yıpratma çalışmalarına dershanelerin kapatılması ya da dönüştürülmesi gündemiyle cevap gelmesinin Hizmet Hareketini iyice gerdiğini söyleyen Aslan, dershane gündeminin Hükümet tarafından gündeme getiriliş şeklinin doğru olmadığını belirtti.
2004 MGK kararları belgesinin yayınlanması, ardından 17 Aralık Operasyonu’nun gelmesinin ve Gülen’in bedduasının gerilimi açık bir savaşa döndürdüğünü ifade eden Aslan, artık gemilerin yakıldığını söyledi. 28 Şubat darbecilerine, ABD ve İsrail işgallerine sessiz kalan, müşfik ve hoşgörülü siyasetin yanı sıra devamlı sinik bir tutum takınan Hizmet Hareketinin bu savaşta şedit bir tutum takınmasının Cemaatin samimiyetiyle ilgili ciddi kuşkular düşürdüğünü belirten Aslan, bu savaşın kazananı olmayacağını sözlerine ekledi.
AK Parti Hükümeti ve Erdoğan’a yönelik Hizmet Hareketinin hamlelerinin ümmetin kazanımlarına yönelik damarın kesilmesine hizmet ettiğini belirten Aslan, Hizmet Hareketinin cemaatçi asabiye ile hareket ettiğini ve bu tutumunun net bir şekilde reddedilmesi gerektiğini söyledi. Öte yandan Hükümet içindeki rüşvetçi, yolsuzlukçu ve rantçı kesimlerin tasfiye edilmesi gerektiğini belirten Aslan, bu savaşta Hükümetin yanında durmakla birlikte kayıtsız-şartsız bir teslimiyetin adil olmadığını ifade etti. AK Parti içinde Cemaate karşı neredeyse Balyoz ve Ergenekoncu darbecilerle ittifakı göze alabilen güvenilmez kadroların bulunduğunu ifade eden Aslan, değerlendirmelerimizi ölçülü bir şekilde yapmanın önemine dikkat çekti. “Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin.” ayetini hatırlatan Aslan, bu süreçte öfkeli ve militanca tutumların sağlıklı olmadığını söyledi.
Gülen medyasının AK Parti’nin Ortadoğu, Suriye ve Mısır politikalarını akamete uğratmaya dönük bel altı vuruşlarını da eleştiren Aslan, öte yandan kimi bakanlardan ve danışmanlardan sadır olan sözleri de eleştirdi.
Öğrencilerin karşılıklı değerlendirmeleri ile devam eden programda Gülen hareketinin gelecek seçimlerdeki tutumunun ne olabileceği de tartışıldı. Ayrıca Gülen hareketinin kadrolaşma politikası, tasfiyeler, Kürt açılımı, KCK gözaltılarıyla Gülen hareketinin çözüm sürecini baltalamaya çalışması, AK Parti’nin bu süreçte Gülen hareketini sürece dahil edip etmediği ya da küresel güçlerin cemaat içine sızıp sızmadığı, cemaat pragmatizmi, takiyye vb. konular tartışıldı.
Karşılıklı değerlendirmeler ve sorular sonucunda konuşmacı Mehmet Ali Aslan, keskin ve yaralayıcı bir dil kullanmaktan kaçınmak gerektiğini, bağımsız ve adil bir duruşun önemli olduğunu; Gülen hareketinin ümmetin kazanımlarını hedefleyen saldırılarının karşısında dururken AK Parti içindeki yanlışların görmezden gelinmemesi gerektiğini özellikle vurguladı.
Program, müminlerin Rasulullah’a ve birbirlerine karşı tutumlarının nasıl olması gerektiğini belirleyen Hucurat Suresi’nin okunması ile sona erdi.