Haksöz Haber
Suriye'nin Halep kentinde Rusya, İran ve Beşşar Esed güçlerince gerçekleştirilen katliamları ve Esed güçleriyle silahlı direnişçiler arasında sivillerin tahliye edilmesi ile ilgili varılan ateşkes anlaşmasının Esed güçleri ve İran destekli milisler tarafından ihlâl edilmesini protesto etmek için Üniversiteli Müslümanlar'ın çağrısıyla İstanbul'da, Cağaloğlu'ndaki İran Konsolosluğu'nun önünde toplanan kalabalık, sık sık "Katil İran, Suriye'den Defol!" diye haykırdı!
"Esed, İran, Rusya Şer İttifakına Karşı Direnen Halep'in Yanındayız!", "Emperyalist Rusya, Suriye'den Defol!", "Sessizliğin Halep'i Boğmasın! Halep'e Ses Ver!" pankartlarının ve"Bombalanan Halep Değil, İnsanlığımızdır!", "Katledilen Halep Değil, Onurumuzdur!"dövizlerinin taşındığı eylemde "Katil Esed, Suriye'den Defol!", "Katil İran, Suriye'den Defol!", "Katil Esed, İşbirlikçi CNN!", "Katil Rusya, Suriye'den Defol!", "Katil ABD, Orta Doğu'dan Defol!", "Katil Putin, Katil Hamaney!", "Suriye Halkına Silah Verilsin!", "Halep Halkı Yalnız Değildir!", "Katil Esed, Katil PKK!" sloganları atıldı.
Sık sık tekbirlerin getirildiği eylemin sunuculuğunu yapan Murat Ayar, Rusya ile İran arasında herhangi bir farkın bulunmadığını, söz konusu iki devletin de Suriye'de kadınları ve çocukları acımasızca katlettiğini vurguladı.
Eylemde Ali Değirmenci de bir konuşma yaptı. Değirmenci, konuşmasında Halep halkının zalimlere karşı gösterdiği direnişe değinerek, "Halep yüzlerce yıldır zulme, zorbalığa, haçlı seferlerine, bölgedeki kuşatmalara karşı direnen bir şehirdir." ifadelerini kullandı.
Grup Yürüyüş'ten Mehmet Ali Aslan'ın okuduğu marşlar ve ardından edilen duâlardan sonra eylem nihayete erdi.
Mehmet Fatih Demirci tarafından okunan basın açıklamasının tam metni:
Suriye savaşa sürüklenmeden önce 5 milyon civarında insanın yaşadığı kadim şehir Halep'te bugün 300 bin mazlum bombardıman altında açlıkla pençeleşiyor. 4 buçuk milyondan fazla insan ya mülteci olarak şehri terk etmek zorunda kaldı ya da öldürmeyi meslek edinmiş Kabil'in evlatları tarafından katledildi.
Bu tablonun failleri; zalim Esed diktatörlüğünün devamı için 5 yıldır adeta seferberlik içinde olan emperyalist Rusya, ABD ve mezhepçi yayılma politikası güden İran'dır.
Taşeron örgütleri eliyle de uygulamaya koydukları son yüz yılın en acı soykırımlarından birinin gerçekleştiği Suriye'den 5 yıldır milyonlarca insan mülteci olarak ülkeyi veya yaşadıkları şehri terk etti. Binlerce insan çocuk, kadın, yaşlı olup olmamasına bakılmaksızın katledildi. Mülteci olarak Avrupa'ya gitmek isteyen nice Aylan bebekler Akdeniz'in, Ege'nin sularında insanlığımızla birlikte karaya vurdu.
Zalim şebekenin Suriye'nin etnik ve mezhepsel yapısını değiştirmek, zulüm sistemlerini ebedi kılmak için yürüttükleri vahşet politikaları bugün Halep'te 300 bin insanı açlığa, susuzluğa, göçe zorlamaktadır. Zulüm gün geçtikçe şiddetini arttırırken, dünya üç maymunu oynamaya devam etmektedir.
Gaziantep'in, Konya'nın, Diyarbakır ve İstanbul'un kardeşi kadim şehir Halep, bütün bu sessizliğin içinde ölüyor.
Yıllardır yaşam mücadelesi veren Halep'te ölüm kol geziyor. Ümran bebekler açlık içinde, bombalarla yıkılmış moloz yığınları arasında sessizce can veriyor. Halep'te bir tarih yok ediliyor.
Halep bütün bu yıkıma rağmen ayakta kalmaya çalışıyor, direniyor, zulme başkaldırıyor.
Haykırıyoruz!
Uluslararası siyasi dengelere kurban edilen çocuklarımızı, kardeşlerimizi, İstanbul'dan ayrı görmediğimiz yıkılan Halep'imizi yalnız bırakmayacağız!
Halep'te dökülen her damla gözyaşı bizimdir, vurulup yere serilen her beden bizimdir, patlayan her bomba bizim yüreğimizde patlamaktadır.
Emperyalist emellerini gerçekleştirmek için her türlü vahşeti gözlerini kırpmadan gerçekleştiren zalimlere karşı hakkı haykırmak, direnen kardeşlerimizin yanında olmak, bu zulüm bitinceye dek durmamak boynumuzun borcudur!
Üniversiteli müslümanlar olarak Allah'tan başka hiçbir mutlak güç ve otorite tanımıyoruz!
Şu an gözümüzün önünde bir halkın yok oluşuna şahidlik ediyoruz!
Bizi ne tarih affedecek ne Allah ne de şehid olan çocuklar.
100.000 kişi Halep'te ölümü bekliyor. Halep vatandır bizim için ve biz vatanımızı kaybediyoruz, kardeşlerimizi kaybediyoruz!
Yapılan ateşkes anlaşmasına dahil edilmediği için mazlumların kanı üzerinden söz sahibi olmaya çalışan İran'a sesleniyoruz:
Bu ümmet yaptıklarınızı unutmayacak... Elinize mazlumların kanı bulaştı...
Ve bizler biliyoruzki İstanbul'daki patlama ile Halep'teki ķuşatma aynı şer odaklarının ve aynı uluslararası şebekelerin işidir...
Haykırıyoruz!
Zalimin zulmüne rıza göstermeyeceğiz!
Üniversiteli Müslümanlar