Halep’teki Katliamlar Çukurova Üniversitesinde Protesto Edildi

Çukurova Üniversitesi’nde okuyan Müslüman gençler Halep için bir araya geldi.

Cuma namazı sonrası Kültür Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklaması yağmur altında geçti. Eylemde tekbirler getirilip, Adana'dan Halep'e Direnişe Bin Selam, Katil Rusya Suriye'den Defol, Katil İran Suriye'den Defol, Suriye Cihadı Onurumuzdur, sloganları atıldı.

Özgür-Der üniversite gençliğinin de destek verdiği eylemde, girizgah konuşması yapan Yakup Öztop "Altı yıldır bir zalimin zulmüne maruz kalan Halep halkı için burada toplandıklarını söyledi. Halep'in açık hava hapishanesine dönüştürüldüğünü, Uluslararası camia açlığa terk etmenin, hastaneleri, okulları ve sığınma yerlerinin vurulmasını suç olduğunu, İslam ülkelerinin zalime karşı savaş gücü oluşturamadığını en azından Suriye ve Halep halkı için barış gücü oluşturması gerektiğini," dile getirdi.

Basın açıklamasını grup adına Ömer Enteroğlu'nun okumasının ardından Suriyeli öğrenci kardeşlerimizin öncülüğünde şehitler için gıyabi cenaze namazı kılındı.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

HALEP'İ BOĞAN SESSİZLİĞİMİZ OLMASIN!

Suriyeli kardeşlerimiz tam altı yıldır dünyanın gözü önünde sistematik katliamlara, kıyımlara maruz kalmakta. Her gün içimizi parçalayan onlarca, yüzlerce görüntüyle karşılaşmaktayız. Bizim üç beş saniyeden fazla bakamadığımız fotoğraf karelerini, Halepli kadınlar, çocuklar, yaşlılar olarak topyekûn bir halk bizatihi yaşamakta. Bombalanmayan tek bir hastanenin dahi kalmadığı Halep'te ise yaralanmak ölmekten daha trajik bir hale gelmiş bulunmakta. Gıda yardımının ulaştırılamadığı Halep'in yavruları "cennette yemek yiyebileceğiz" diye ölüme kucak açıyor. 

Bugün Halep'te, tarihin görebileceği en acımasız ve vahşi katliamlardan biri yaşanıyor. Zalim Baas Rejimi, Emperyalist Rusya ve İran hiçbir hukuk gözetilmeden işlenen bu cürümlerin failleridir. BM, AB ve ABD ise yaşananlar karşısında kamuoyu önünde üç maymunu oynayan arka planda ise çıkarları için müslüman kıyımından içten içe hoşnutluk duyan Haçlı artıkları olarak katliamın ortaklarıdır. Kukla DAEŞ ve PYD/PKK ise emperyal güçlerin kiralık katilleridir. Bu şer ittifakı, ancak Halep'i insansızlaştırarak zafer elde edebileceklerinin farkına varmışçasına bir soykırım gerçekleştiriyor. Halep'te 15 Kasım'dan bu yana rejim ve müttefikleri tarafından iki binden fazla hava saldırısı, yedi binden fazla top atışı yapıldı. Zalimler bilinçli bir şekilde fırınları, hastaneleri, okulları, camileri ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çıktığı toplu mekanları vuruyor. Halep'e deprem etkisi yaratan sığınak delici bombalar atılıyor ve enkazların altından her gün onlarca kadın ve çocuk cesedi çıkarılıyor.  

Bu ağır saldırılar altında kalan 300 bin sivil insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmiş durumda ve ölümle, açlıkla pençeleşmektedir. Yaşananlar karşısında kulakları sağır eden bir sessizlikle karşı karşıyayız. Halepli kardeşlerimizi ağır bombardımanlar, sistematik katliamlar kadar insanların sessizliği de yaralıyor. Batının ve işbirlikçilerinin insafsız ama bilinçli sessizliğini anlamlandırabiliyoruz. Onlar kimliklerinin ve düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar.   

Ne yazık ki İslam alemi de bu sessizliğin bir parçası olmuş durumda. Bir vücudun azaları gibi olması emredilen müminlerin, kardeşleri ateş altındayken sessiz kalmasını ise idrak etmekte zorlanıyoruz. Dört koldan kuşatılmış, nefessizliğe mahkûm edilmiş Halep'te, öz be öz kardeşlerimiz katlediliyor. Zulüm karşısında susmanın suça iştirak olduğunu haykıran bir Peygamberin ümmeti olarak kardeşlerimizin katledilmesine sessiz kalmayı vicdanımız ve inancımız nasıl kabul edebilir? Ahlak ve inanç bütün siyasi dengelerden önce gelir. Halep'teki soykırım karşısında siyasi dengeler bahanesi kabul edilemez bir vicdani çürümedir. Dengeler, Halep yok olduktan sonra ne ifade edecektir, merak ediyoruz? Pervasızca Halep üzerine bomba yağdıran, ölüm kusan güçler İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğinden güç alarak arsızca barbarlıklarını "terörizmle mücadele" diye pazarlıyorlar. Zalim, olanca gücüyle katliamını sürdürürken, hatta arttırırken, mazlumun yanında durmak haysiyetimizin gereğidir. 

Halep direnişin öncüsü kardeşlerimiz imtihanlarını olanca güzelliğiyle verdiler ve Rablerine gittiler. Geride kalanlara destek olmak ise bizim imtihanımız olarak önümüzde duruyor. Halep Ölüyor iken duyarsızca yaşamak günden güne büyüyen bir vebale dönüşüyor. Artık buna dur demeliyiz. Ayağa kalkmalı ve şerefimizi haykırmalıyız. Halep'in çığlığına ses vermek, ihtiyaçlarını karşılamak en asli vazifemizdir.  

Halep için en iyi insani yardım ise kendilerini ölüm makinelerinden koruyacak teçhizat ve donanımların verilmesi ve açlıkla cebelleşen halk için insani yardım koridorunun açılmasıdır. 

Ayrıca Arakan'da yaşanan insanlık dışı katliamlar karşısında da İslam dünyasını harekete geçmeye çağırıyoruz. 

Zalimleri lanetlerken, Rabbimizden onuru ve şerefi için direnen kardeşlerimize yakın bir zafer diliyoruz.  

Halep'i boğan bizim sessizliğimiz ve eylemsizliğimiz olmasın. 

Eylemler Haberleri

Amasya Üniversitesi öğrencileri Filistin direnişini selamladı!
ABD'de Gazze için direnen öğrenciler İstanbul Üniversitesi'nde selamlandı!
Sirkeci'de Steinmeier protestosu: Soykırım suçlusu, katil Almanya! Türkiye'de Siyonist istemiyoruz!
Siyonist çeteyle ticaret sonlandırılsın!
Filistin halkının zaferi metro istasyonlarında yankılandı