Program sunuculuğu Gamze Taş tarafından yapıldı. Kuran tilavetini Naciye Billor'un mealin Sümeyye Durmaz tarafından okunmasıyla program başladı. Program Kadın Komisyonu başkanı Betül Şat'ın giriş konuşması ile devam etti. Betül Şat konuşmasında: Günümüz genç kuşağın şahitliğinin önemine dikkat çekerek "Noel kutlamalarının yanlışlığına ve yapılan eğlencelerin hiçbir meşru zeminde yer bulamayacağını ve bu kutlamalara karşı tavrımızın net olması gerektiğini vurgulayarak, burada ki her bir kardeşimizin bulunduğu ortamlara şahitliğinin hayra çevirecek ameller için çaba sarf etmelerinin önemine değinerek konuşmasını Necip Fazıl Kısakürek'in "Gençliğe hitap" şiirinin: "kim var! " diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben varım! " cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur! " duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik." dizeleri ile bitirdi. Programa gençlere Batman Özgür-Der'in yaptığı çalışmaları konu alan Sinevizyon izletilerek devam edildi. Son olarak Zeynep Nurdan Yavuz tarafından "Ali Şeriati: Hayatı ve Düşüncesi" konulu sunum yapıldı. Sunumuna: Ali Şeriati'yi neden konuşmalıyız? Anılarını,düşüncesini neden canlı tutmak zorundayız? " sorularını cevaplayarak başlayan Yavuz: "Şeriati'de karşılaştığımız dini ve fikri tecessüs çok az insanda karşılaşılacak düzeydeydi. "Sizi rahatsız etmeye geldim" diyen Şeriati'nin kısa denebilecek ömrünü dolu dolu geçirerek bizleri "rahatsız" edecek bir mirası bizlere devretmiştir. Sürekli konuşan, koşuşturan ve coşkulu bir hayat yaşayan şehidin içerisinde yaşamış olduğu tarihsel, toplumsal ve politik şartları bilmek lazım" dedikten sonra Şeriati'yi kuşatan sosyo-politik şartların önemine dikkat çekerek konuşmasına devam etti. Yavuz, düşünürün hayatını kuşatan şartlarla beraber yaşam hikâyesini kronolojik olarak özetledikten sonra Şeriati'nin İslamcılık düşüncesine katkılarını, günümüze kadar hakkında yapılan eleştirileri ve son olarak da edebi kişiliğini ele alıp konuşmasını sürdürdü.
Şeriati'nin düşünce dünyasının, kitabına da isim olarak verdiği "Öze Dönüş" kavramıyla ifade edilebileceğini vurgulayan konuşmacı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu öze dönüş geçmişe dönüşü ifade etmiyor aksine Bilal-î Habeşî'yi kölelikten bir özgürlük savaşçısına dönüştüren ruha dönüşü ifade ediyor. Bu çağrı Kur'anî öze dönüşedir. Ve bu çağrı Cemaleddin Afganî'den sonraki en güçlü örnekliklerinden birini Şeriati'de bulmuştur.
Özellikle Şeriati'nin "dine karşı din" ifadesi çok çarpıcıdır. İnsanlık tarihi boyunca tekrar eden ve Kur'an'ın tarih felsefesini oluşturan hak-batıl mücadelesinin aynı zamanda İslam içinde de devam ettiğini anlatır."Dine Karşı Din" derken de bunu kastetmektedir."
Ali Şeriati'nin tarihsel dini tecrübeye getirdiği eleştirel bakış kadar iyi okuduğu ve vakıf olduğu Batı düşüncesine de eleştirel okuma yapabildiğini belirten Zeynep N.Yavuz konuşmasında Kur'an'a dönüş çağrısıyla ilgili Şeriati'nin şu tespitini aktardı: "Evet,sen Kur'an diyorsun ama hangi Kur'an? Cehaletin elinde teberrük edilip, kutsanan bir Kur'an mı? Cinayetin mızraklarının ucundaki Kur'an mı? Yoksa çeyrek yüzyıldan daha az bir sürede, çölün dağınık ve düşman olan kabilelerini birleştirerek dünyanın egemen güçlerini (Bizans-Sasani) çökerten insanlığın kaderini ele geçiren devrimci yapısıyla insanlık tarihinde yepyeni bir kültür ve medeniyet meydana getiren bir kitap olarak mı Kur'an?" Zeynep N.Yavuz Sunumunu Ali Şeriati'nin kendi sesinden "Dua"sinevizyonuyla bitirdi.Program da söylenen ezgiler programda ayrı bir heyecan uyandırdı.