Burhan Taşkaya’nın moderatörlüğünü üstlendiği programa, bu yıl yapılacak olan seminer üst başlığını “Ufuk Seminerleri” olarak belirlediklerini ifade ederek başladı. Daha sonrasında Zikrullah Aykaç’ı tanıtarak sözü kendisine verdi.
Tebliğci Zikrullah Aykaç, söze başlarken Bahailiğin Şia kültürünün zemininden ve bu mezhebin imamiye nazariyesi ve takkiye inancının bir sonucu olarak doğduğunu vurgulayarak başladı.
Bilhassa Şia kültüründe Mehdi’ye inanmaları güçlü bir iktidara sahip olamadıkları için bir kurtarıcı ihtimaline sığınmışlardır. Yine Şia kültürüne ait önemli bir hususa değinen tebliğci, Takiyye’nin çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade edebilmek adına İmam Sâdık’a atfedilen bir hadiste “ben size namazı bırakmanın ve takiyyeyi bırakmanın hükmü aynı desem yanılmam.” denildiğini aktardı.
Şirazlı Ali Muhammed’in mehdi nazariyesinden yola çıkarak kendisini beklenen müjdeci, kurtarıcı, bab olarak tanıtmasıyla “Bâbilik” hareketinin ortaya çıktığını ifade eden konuşmacı sapkınlığından dolayı idam edilen Şirazlı Ali Muhammed’in hızını alamayıp kendisini Mesih, Mehdi, Peygamber olarak tanıtmasıyla birçok iç karışıklıkların ortaya çıktığını vurguladı.
Mirza Hüseyin‘in o dönem Şia’sında önemli bir yere sahip olan Batınîlik açısından dikkat edilmesi gereken bir yere sahip olduğunu ifade eden konuşmacı bu sayede Mirza Hüseyin’in Bağdat’ta çok önemli bir yere sahip hâle geldiğini vurgulamıştır. Bugün Bahailer Mirza Hüseyin’e “Bahaullah” demektedirler. Bahailiğin genel tarihi seyrinden birçok önemli noktaya dikkat çekerek konuyu detayları ile birlikte dinleyicilere aktarıp dinleyicilerin soruları ve katkıları neticesiyle sunumunu tamamlamıştır.
Kendisine bu kıymetli sunumdan ötürü teşekkür eder ve Ufuk seminerlerinin devamının da istifadeli geçebilmesini Allah’tan niyaz ederiz.