Sunumda aşağıdaki konular ele alındı:
Günümüzde, anne ve babaların çocuklarına karşı aşırı yaklaşımı, onların yaşam amaçlarını ve enerjilerini çocuklarına adadıkları bir bakış açısına yol açmıştır.
Bu yaklaşım, toplumun her kesimini etkisi altına almıştır, ve bu nedenle "Kimin için yaşıyoruz?" sorusu sıkça sorulmaktadır.
Ebeveynler, çocukları için büyük fedakarlıklar yaparlar, ancak aynı ebeveynler Allah'ın davası için bahane bulurlar.
Anne ve babalar, çocuklarını mükemmel yapmaya çalışırlar, ancak mükemmel bir şeyin olmadığını unuturlar.
Çocuklar, bu aşırı korumacı yaklaşım altında, eksikliklerini kabul etme ve mücadele etme yeteneklerini geliştiremezler.
Çözüm olarak, çocukların sınırlarının olması gerektiği vurgulanmaktadır. Her isteği yerine getirilirse, mutluluk potansiyelleri azalır.
Ebeveynler, çocuklarının yaşadığı zorlukları deneyimlemelerine izin vermelidir, çünkü hayatın öğretici olduğu kabul edilmelidir.
Çocuklara karşı olan sorumluluklar, aşırı endişe ve kaygılardan uzak bir şekilde yerine getirilmelidir.
Ebeveynler, değer yargılarını çocuklarına aktarmanın genlerle mümkün olmadığını anlamalıdır. Sosyal öğrenme ve örnek davranışlar önemlidir.
Ebeveynler, dürüstlük ve faziletin örneklerini sergilemeli ve ailelerini bir cemaat gibi görmelidir.
Müslüman evinin dili, dini ifadelerle ve ritüellerle zenginleştirilmelidir.
Evde, otorite baba tarafından sağlanmalıdır. Aile içi değerler ve toplumun ahlaki değerlerine saygı gösterilmelidir.
Çocukların, hazlarını ertelemeyi, sabretmeyi, beklemeyi ve hak etmeyi öğrenmelerine yardımcı olacak davranışlar teşvik edilmelidir.
Günlük rutinler belirli bir düzen içinde olmalıdır.
Anne ve baba, çocuğun geleceğini şekillendiren rol modellerdir ve özde sözde bir olmalıdır.
Seminer, soru-cevap ve katkılarla sona erdi.