Muş'ta Mescid-i Aksa platformunun organize ettiği “Gazze Bize Ne Söyler" adlı konferansı ve Hasköy'de Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Mesleki Teknik Lisesinde "Cennete Otostop 2" kitabını okuyan öğrencilerle buluştu.
Hasköy'de lise buluşmalar kapsamında yapılan her iki programda Özköse, Gazze'ye dair izlenimlerini ve kitabındaki ihtida hikayelerinden bahsetti. Kur'an tilavetleriyle başlayan programlar Âdem Özköse'nin sunumları ile devam etti.
Özköse, öğrencilerin de okumuş olduğu "Cennete Otostop" kitabındaki hidayet öyküleri üzerine konuştu. Birçok ülkede sonradan Müslüman olan kişilerin İslami bulma ve İslamı kabul etmelerinin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan ÖZKÖSE, her bir hikâyenin başlı başına bir yaşanmışlık olduğunu ve biz Müslümanların inandığı dinin ne kadar yüce bir din olduğu vurgusunu yaptı. Program öğrencilerle soru cevap şeklinde ilerledi.
Muş Mescid-i Aksa Platformunun Üniversite konferans salonunda düzenlediği program Mustafa ilci Hoca’nın Kur’an tilaveti ve Memur-sen başkanı Mahir Barışan'ın giriş konuşması ile başladı. Özköse konferansında Gazze'nin bize verdiği mesajlara dair maddeler halinde açıklamalarda bulundu.
Özköse, Gazze'nin bir mektep olduğunu ve tüm İslam alemine hatta tüm dünyaya direnişin, dik durmanın ve mücadelenin nasıl olduğunu gösterdiklerini ifade etti. Gazze'de bulunduğu süre zarfında yaşadığı olayları anlatan Özköse, özellikle de kendisinin Türkiye'den gittiğini söyledikten sonra Abdülhamid'in torunu diye kendisini bağırlarına bastığını aktardı. Gazze halkının çok cömert olduklarını ve özellikle her bir insanın kendisini ait olduğu mescit ile tanıttığını dile getirdi. Bu durumun orada yaşayan insanlar üzerinde mescidin, mektep, cemaat, siyaset ve tüm alanlarda kuşatıcı rolünü gösterdiğini vurguladı. Gazze'nin kıyı şeridi ile sokakları, tarihi yerleri ve insanıyla çok güzel bir şehir olduğunu söyledi. Son iki yüzyıl içinde yaşanan ulus devlet tecrübesinin bizlerin toprağı olan coğrafyalara karşı yabancılaşmaya neden olduğunu, bizleri birbirimizden ayırdığını buna karşılık dünya müslümanları arasında sınırlar üstü bir kardeşliğimizin olması gerektiğini vurguladı. Abdülhamid döneminde Filistin topraklarına sahip çıkıldığı gibi şimdi de mazlum ve yalnız kalan Filistin'e sahip çıkılmasının imanımızın gereği olduğunu ifade etti. Program imza programı ve sivil toplum örgütleri ile hasbihalin ardından sona erdi.