Said-i Nursi'nin Türkiye toplumunda verdiği mücadele ile ön plana çıktığını ve mücadelesinin semeresini, kendi zaviyesinden elde edebilmiş nadir kişilerden olduğunu söyleyen Filiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Said Nursi, toplumsal kabul görmüş, Türkiye'nin değişim dönüşümüne etki etmiş bir kişilik olarak hayatı boyunca mücadelesini sürdürmüş, bu uğurda yargılanmış, hapsedilmiş ve sürgün edilmiştir. Buna rağmen, yasal zeminden kopmamıştır. Şiddet içermeyen veya şiddet karşıtı mücadele yöntemi, Osmanlı sonrası ortaya çıkan yeni duruma yönelik bir mücadele yönteminin temel özelliği olarak değerlendirilebilir. Şiddet içermeyen mücadelenin kavramsal zemini de "müspet hareket" olarak temellendirilir.
Osmanlı yıkılır, Türkiye kurulur. İki devleti birbirinden ayıran temel özellik, ilkinin meşruiyet zemini olarak İslam hukuk sistemini, ikincisinin ise Atatürk ilke ve inkılaplarını esas almasıdır. İki döneme de tanıklık etmiş olan Said Nursi, imparatorluğun felsefesine değil, uygulamalarına itiraz ederken ikincisinin ise hem felsefesine hem de uygulamalarına itiraz geliştirir. Buradan meşruiyet zemini itibariyle iki devletin Said Nursi nazarında farklı olarak görüldüğü sonucuna varılabilir. Said Nursi'nin anlaşılmasına adına içerisinden geçtiği tarihsel süreçlerin de dikkate alınması gerekir.
Said Nursi Türkiye'de genel olarak hemen her kesimin tartıştığı bir kişilik olarak tebarüz eder. Taraftarları onu her türlü tartışmanın üzerinde görerek dokunulmaz kılarken karşıtları ise onu neredeyse niteliksiz/yanlış yolda olan bir şahsiyet olarak takdim ederler. Nur cemaatlerinde Said Nursi ve Risale-i Nur, merkezi konumdadır. Ona karşıt olanların itirazlarının ve ideolojilerinin çeşitliliğinden söz edilebilir. Bu bağlamda en sağdan en sola, dindar muhafazakâr kesiminden İslamcısına, Türk milliyetçilerinden Kürt milliyetçilerine doğru uzanan geniş bir yelpazede Said Nursi; eleştirilerin, itirazların, karşı duruşların olduğu tarihsel bir kişilik olarak müşahede edilebilir. Bu seminerimizde ise Said Nursi kültürel İslam havzasının bir üyesi olarak değerlendirilmektedir.
Said Nursi Osmanlı sonrası kurulan Türkiye'de, kuruluşundan günümüze damgasını vuran bir şahsiyet olarak tebarüz eder. Osmanlı sonrası ortaya çıkan İslamcı/dini hareketlerin içerisinde mücadele yöntemiyle, örgütsel yapılanması ile kitabı (Risale-i Nur) merkeze alışıyla, kişi kültüyle ve senkretik dini yorumuyla farklılık arz eder. Sadece siyasi yönüyle değerlendirilmeyip dini yorumlarıyla da gündemdedir. Bu yönüyle Said Nursi dini yorumlarıyla da tartışmaların merkezine oturur.
Seminer, Said Nursi'nin hayatı, tarihsel kişiliği, tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişimleri, kendisi ile ilgili tartışmaları, kabulleri ve retleri, liderliğini yaptığı hareketin siyasi ve toplumsal etkilerini ve değişimleri Said Nursi'ye dair bir tablo çizerek sürdü.
Soru cevap bölümünden sonra seminer sona erdi