Metin Efe’nin sunduğu seminerde aşağıdaki vurgular yer aldı:
Hayatın evreleri sadece biyolojik değişimlere dayansaydı gençliği tanımlamak kolay olurdu ancak gençlik farklı bakış açılarına, bilimsel disiplinlere göre farklı tanımlar almaktadır. Bu nedenle kavramla ilgili olarak henüz üzerinde anlaşılmış net bir tanım yoktur. Mesela; gençliği sosyal bilimler üzerinden tanımlayacak olursak toplumsal ve psikolojik yönünü ele alan tanımlamalar öne çıkacaktır, doğa bilimleri açısından ele alacak olursak da fizyolojik olarak yaş, vücut tepkimeleri üzerinden tanımlar karşımıza çıkacaktır. Sosyolojik, psikolojik olarak tanımladığımızda, sorumluluk alabilme, kendini kanıtlama, ekonomik yeterliliğe ulaşmış olmak, toplumda var olmak gibi unsurlar devreye girecektir.
Dolayısıyla gençliğin bilimsel bir ortak tanımı yerine dönemin kendine göre özelliklerini göz önünde bulundurarak tanımlamak belki de daha gerçekçi bir perspektif sunabilir bizlere. Bu dönem bağımsız yaşamaya hazırlanma, bedensel, toplumsal ve ruhsal olgunlaşma sürecidir. Bu dönem için şu maddeleri sıralayabiliriz;
- Ebeveynden ve diğer erişkinlerden belli ölçüde bağımsızlaşmanın başarıldığı
- Her iki cinsiyetten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkilerin kurulduğu
- Ergenlikle gelen değişikliklerin kabullenildiği,
- Temel eğitimsel süreçlerin tamamlandığı
- Çeşitli hobilerin keşfedildiği)
- Sosyal olarak kabul görecek davranışların benimsendiği,
- Kişisel olarak önemli olan değer ve inançlarla özdeşimin gerçekleştiği,
- Belli ölçüde ekonomik bağımsızlığın kazanıldığı.
Bütün bu oluşumların olduğu dönem aslında kriz dönemleridir. Gelişim sancılı bir süreçtir ve bu süreçte iletişimsel sıkıntılar beraberinde birçok krizin tetikleyicisidir. Bu süreç için ebeveynler açısından süreç normal olarak benimsenir ve iletişimin sürekliliği sağlanırsa, kriz sağlıklı bir şekilde atlatılır.
Bizim için asıl önemli olan şey, gençlik enerjisinin bir imkâna ve fırsata dönüştürülmesidir. Ebeveynlerin davranış, fikir ve inanç tutarlılığının olması en önemli parametredir. Gencin kabullenilmesi, davranışlarının ve tepkilerinin normal olarak karşılanması, bu sürecin bireyin var olması ve karakterinin oluşması için yaşanmasının gerekli olduğu eğer kabullenilirse süreç daha az sancılı ve kayıpsız atlatılacaktır. Doğal olarak bu durumun tersi de krizin derinleşmesine ve onarılamayacak hasarlar bırakmasına sebep olacaktır.
Gençlik dönemi içim konuştuğumuz ve şu an kriz olarak gördüğümüz başlıca maddeler şöyle sıralanabilir:
1- Sosyal medya bağımlılığı (facebook, instgram, twitter, TikTok) ciddi bir zaman kaybına ve israfına yol açmaktadır.
2- İnternet Bağımlılığı; internetin yaygınlaşmasıyla beraber sanal oyun sektörünün ekrana maruziyeti artırması ve bunun sosyalleşmeyi engelleyen bir unsura dönüşmesi.
3- Televizyon veya izleme bağımlılığı: YouTube gibi izleme/dinleme platformları ve netflix, puhu, blue, gain vs platformlar üzerinden kontrolsüz bir şekilde ve boca edercesine LGBT, ensest ve cinsellik propagandasına maruziyet ve bu durumun gençlik üzerinde ki psikolojik hasarları.
4- Uyuşturucu maddelerin yaygınlaşması ve ulaşılabilirliğinin kolaylığı, medya üzerinden normalleştirilmesi.
5- Kültür empeyalizmi; Bir dönem brezilya pembe dizleri ve şu an güncel olarak Kore dizleri üzerinden ikonlar ve yaşantılar dayatması. Birde yerli diziler üzerinden emeksiz, konformist yaşantıların özendirilmesi ve bu uğurda dayatılan zenginlik algısı (bahis, şans oyunları ve coin borsaları üzerinden zenginleşme hayalleri).Ve dahi alkolün sıradan olarak dizler ve filmler üzerinden normalleştirilmesi.
6- Şiddet unsurunun normalleştirilmesi; Özellikle mafya dizileri üzerinden tahammülsüz ve şiddete meyilli bireylerin özendirilmesi.
7- Emeğin sıradanlaşması; hap bilgiler ve aforizmalar üzerinden bilgiye ulaşılması ve kitap, dergi vs yayınların zaman kaybı olarak görülmesi.
Gençlik Döneminin İslami Açıdan Yeri
Adem(as) peygamberin iki genç oğlu; Habil iyiliğin, takvanın timsali iken; Kabil kötülüğün, fıskın, fücurun temsilcisidir. İbrahim (as) peygamber, genç yaşlarında nemrut ile mücadeleye başlamış, yine Ashab-ı Kehf kıssası, gençlik dinamizminin nasıl olduğuyla ve davayı nasıl taşıdığı ilgili, Kuranı mubinde ki onlarla ilgili ayeti kerimesine başlarken bir avuç genç vurgusu;
“Onlar Rablerine inanmış birkaç gençti. Biz de onların hidayetlerini artırdık ve kalplerini sağlamlaştırdık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başka bir ilaha davet etmeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz. Allah, sözünün hak olduğunu ve kıyametin kopacağından şüphe edilemeyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağlamıştı. (Kehf sûresi, 9-22)
Peygamberimizin İslam’ı tebliği sırasında, kendisine en çok gençler tabi olmuş ve toplumun idealist ve enerjik kesimini oluşturan gençler, İslam Davasına büyük emekler vermişlerdir. Gençlik Allah’ın bizlere verdiği en büyük lütuftur. Yine Peygamberimizin bize bildirdiğine göre;
"Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teala, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:
Adil devlet başkanı,
Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,
Kalbi mescitlere bağlı Müslüman, Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan, Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit, Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, Tenhada Allah'ı anıp gözyaşı döken kişi." (Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudüd 19; Müslim, Zekat 91. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53; Nesaî, Kudat 2)
Yine Peygamberimizin daveti sırasında, Hz. Ali bir rivayete göre 9 yaşında ve hicret sırasında peygamberimizin yatağında uyuduğunda 20 yaşlarındadır (ki ölümü göze alıp uyumaktadır), ağabeyi Cafer Bin Ebu Talib iman ettiğinde 20 yaşında, Zubeyr Bin Avvam iman ettiğinde 12 yaşında, Habbab Bin Eret iman edip onca işkenceye 16 yaşındayken katlanmış, Talha Bin Ubeydullah İslam ile şereflendiğinde 14 yaşında, Erkam evini İslam'ın merkezi haline getirdiğinde 17 yaşındadır. Musab Bin Umeyr, Medine'ye öğretmen olarak gittiğinde 21 yaşında, Usame orduya komuta ettiğinde 19 yaşındadır ve o orduda ilk Müslümanların hepsi mevcuttur.
İkinci akabe biatına gelen Medine ehlinden insanları gördüğünde Peygamberimizin amcası Abbas, şöyle söylemiştir:
“Ey kardeşimin oğlu! Sana gelen şu insanlar kimdir bilmiyorum! Hâlbuki ben Yesrib ehlini tanırım… Bunlar benim tanımadığım insanlar, bunlar hep genç!” (Ahmed, III, 339)
Dolayısı ile gençlik imkanını anlamaya çalıştığımız bütün bu örneklerde anlaşılıyor ki İslami Davet gençlik enerjisinin üzerinde yükselmiştir. Tam bu minvalde şunu belirtmeliyim ki gençlik döneminde iman ve İslam ile ikna olunduğunda- ki bu ikna; güzel örneklikler sonucu oluşacaktır. Bugün popüler kültürün dayattığı örnekler; sporcular, youtuberlar, artistler, sanatçılar vs hepsi adeta kartondan birer örnektirler ve ne yazık ki gençlerimizin diri diri gömülmesine sebep olmaktadır, Allah gençlerimizi fısıldayanların şerrinden korsun- İslam davetinin nasıl çağları aştığını ve aşacağını, İslami davete nasılda dinamizm kattığını hepimiz ahir ömrümüzde şahit olmuşuzdur. Ki bu öyle bir dönemdir ki Peygamberimizden bir hadiste şöyle buyrulmaktadır. “Kıyamet günü âdemoğlu şu beş şeyden sorgulanmadıkça Rabbinin huzurunda (sorgudan) kurtulamayacaktır: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede geçirdiğinden, malını nereden (helâlden mi, yoksa haramdan mı) kazandığından, malını nereye harcadığından, bildiğiyle ne denli amel ettiğinden.“ (Tirmizî, Kıyame, 1)
Oysa dün olan ve halen devam eden Suriye cihadında, gençlerin aldığı sorumluluk ve İslam'a bağlılık, yine bugün Gazze'de Ebu Ubeyde de cisimleşen ahlak ve Gazzeli gençlerin destansı direnişi, bize gençlik imkanının ne olduğuyla ilgili güzel örneklikler sunmaktadır.
Bugün gençler için konuştuğumuz durumlar, aslında bütün yaş grupları için geçerlidir. Şu an yaşadığımız bu anda henüz bir yaşındaki çocuklar dahi ekran bağımlısı olmuş, orta yaş insanlar platformlar üzerinden sanal oyun bağımlılığına düçar olmuşlar, toplumun her kesimi popüler kültürün etkisi altında, sanal örneklikler ve üretilmiş ihtiyaçlar üzerinden yaşamını idame etmektedir. Yaşadığımız bu yüzyılda ve bu toplumda gerçeklikler üzerinden örneklikler sergileyerek, şeytan ve dostlarının bütün planlarını boşa çıkarmaya, özelde gençlerimiz genelde tüm yaş grupları için fedakârlık yapmak durumundayız.